"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

Organize çetelerin "ödül/suça ortak etme/tehdit/şantaj" ağına yedisinden yetmişine hemen herkes düşebilir. Ancak çocuklar söz konusu olduğunda tehlikenin boyutu daha fazladır. Çünkü çağa uyarlanan psiko-siber araçlarla sadece düşünceleri değil duyguları da manipule ediliyor. Körpe zihinleri iğdiş edilen bu çocuklar üstesinden gelemeyecekleri bir sürecin içine çekiliyor. via alismetamorphosis.blogspot Çocukların %96’sı karşılaştığı zorbalığı anne babasına ya da öğretmenine anlatmıyor Emniyet/İstihbarata sızan çeteler polisin "Sanal Devriye Yetkisi"ni kumpaslarda kullandılar Çocukları meydan okuma liste görevleriyle internet tuzaklarına çeken Mavi Balina gibi oyun görünümlü psiko-siber tuzakları herkes az çok öğrendi. Ancak hiç kimse  çocukların iradelerini ele geçiren  bu saldırıların asıl amacını doğru düzgün sorgulamadı.  Ben yıllardır hayatın mecburiyetlerinden bunları araştırmak durumunda kaldım, kalıyorum.  Üstelik  Emniyet ve Yargıdaki paralel yapılanmaları...

Mağdur suçlamaya kalkışan, yalan ve iftiralarda ısrar eden kişi ve adreslerin mahalle aralarında gezinen çocuk istismarcısı uyuşturucu, pornografi/fuhuş çeteleriyle, ulus-aşırı siber suç yapılanmalarıyla ve bunlardan nemalanan cemaat/hemşerilik çıkar ağlarıyla bağlantıları soruşturulmalıdır. via alismetamorphosis.blogspot Birine haksızlık yaptığında bunun sorumluluğunu alan kişi medeniyetin anahtarını elinde taşıyan kişidir.   Yalana ve çıkar ilişkilerine batmış enformasyon ağları üzerinden suç işleyenler umarım gereken cezaları alırlar. Aksi halde  bu çürümüş bataklıktan  maddi manevi nemalanan bozuk insanlar karşısında ne kendimizi ne de çocuklarımızı koruyabiliriz. Yıllardır ortalıkta dönen olayların arka planını bilmelerine rağmen üç maymunu oynayanlar var. Bunlar ya sizin küçük düşürülmenizden marazi bir haz duyan psikolojisi bozuk insanlar ya da susarak sizin mahvınız pahasına birilerini koruyan omurgasızlar. Onlar da anca meselenin ucu kendilerine dokununca ko...

via alismetamorphosis@blogspot Algı manipulasyonları, sistematik dikkat çeldirmeler, psiko-siber saldırı düzenekleri, kurgu masaları, post-truth üretim çiftliğine dönüşen sosyal ağlar... Hemen her kesimi harekete geçirecek sosyo-psikolojik ve psiko-siber yöntemleri bilen ekiplerle çalışıyorlar Farzı misal, emekçilerden yana tavır alan biriyseniz, kırk yılın başında gittiğiniz ya da size benzeyen birinin görüntülendiği lüks bir restoran üzerinden " Şuna bakın bir de fakir fukaranın hakkını savunuyor " diyerek kara propaganda başlatırlar ve anında troll ağlarına servis ederler. İstedikleri algı bir kere oluşmuştur artık. Bundan sonrası çorap söküğü gibi gelecektir. Kürt'seniz  Türklerin ırkçı damarından girerler,  Alevi'yseniz  kirli zihin haritalarını açık eden seviyesiz iftiralara sarılırlar,  sosyalist bir kadınsanız  kadınlığınızı hedef alırlar ve ürettikleri ahlaksız kurgu ve senaryoları ortalığa servis ederler, yılda bir-iki defa içki içen biri dahi olsanız ...

Cezasızlık politikası nefret suçu işleyenlerin elini güçlendiriyor. Devletin en kilit kurumları, belli güç odaklarının kumanda ettiği kullanışlı aparatlara dönüşüyor.   via alismetarmophosis@blogspot Vatandaşın etnik kimliğini, inancını, siyasi görüşünü, kadınlık kimliğini ve hatta anneliğini hedef  alan itibarsızlaştırma düzeneklerinin kaynağı soruşturulmuyor. Onur ve haysiyeti hedef alan, can ve mal güvenliğini tehlikeye atan saldırılar, yapanların yanına kâr kalıyor. Yıllara uzanan  itibarsızlaştırma piyasasında rol alanlar ve bu piyasadan nemalananlar  dahil oldukları güç odakları tarafından  korunup kollanıyorlar. Toplumsal barışı tehdit eden cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarıyla saldırıyorlar 2011-2012 tarihlerinde startı verilen,  Ocak 2014'ten sonra  nitelikli hale gelen , 2015 Kasım'ında derinliği ve kapsamı artan bir karalama ve iftira kampanyası başlattılar.   Birinci dereceden yakınlarımı, kurdukları tezgahlarla benden uzaklaştırdıl...

DÜŞMANLIK EDENLERİN KURUMSAL DESTEKLİ SALDIRI DÜZENEKLERİ... via alismetamorphosis.blogspot Blog yazılarım dışında şahsi olarak tanınmamı gerektirecek hiçbir durumum olmamasına rağmen, kamusal alanda birbirinin tekrarı izaha muhtaç onlarca olayla karşılaşmanın tesadüf olmadığını anlamak ve bunun delillerine ulaşmak yıllarıma mal oldu. Saldırıların kurumsal bir arka planı olduğunu, 2017'den bu yana devam eden " taraflı, bağımlı, ve sorumsuz " yargı süreçlerinden anlamak işten değildi. Arka arkaya açtıkları soruşturma ve davalarla maddi manevi yılgınlığa uğratıp yargı eliyle beni kriminalize etmek isteyenler, sosyal hayatta arkadaş ve akraba çevreme, dava ve soruşturmalarımın görüldüğü yargı ve emniyet birimlerine, konu komşuya aleyhimde  üretttikeri her tür içeriği  servis ediyorlar. Çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çeviren istihbarat yazılımlarıyla saldırıyorlar. İnsanımızın hep eğriye, yanlışa meyilli bir algısı var malesef. Sağlaması...

Milyonlarca vatandaşa ait kişisel bilgiyi ve bağlantısal verileri gelir kapısına çeviren taşeron çeteler ulus-aşırı çalışıyorlar. Casus yazılımlarla istedikleri kişi ve gurpların hesaplarını ele geçirerek zan altında bırakmaya programlı saldırılarını sürekli hale getiriyorlar. Eşgal benzerlikleri, deepfake ses ve görüntü hilelerinin yanı sıra nitelikli iftiralarda  İSİM+SOYİSİM benzerlikleri nin de kullanıldığını düşündüren olaylar var. Yasalardan ve ortak ahlaki değerlerden azade kirli bir piyasadan inşa etmiş durumdalar. Sosyal ve fiziki  çevremizden elde ettikleri bağlantısal verilerle saldırı şemalarını çıkartıyorlar. Sağlamasını alarak kurdukları tezgahları gelir kapısına çeviriyorlar. Öyle ki anlık/çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çeviren yapay zeka programlarıyla hedefe koydukları kişileri her tür saldırıya açık hale getirebiliyorlar. via alismetamorphosis.blogspot Paralel yapılanma birileri için bitmiş olabilir. Bizim için bitmedi. ...

   via alismetamorphosis@blogspot Yıllardır gözlemliyorum. Sosyal ve fiziki çevremde toplumun hoş karşılamayacağı ne kadar uygunsuz eylem varsa bunları benimle ilişkilendiren; sahip olduğum ya da ürettiğim değerleri ise ısrarla devletin "makbul vatandaş" tanımına uyan kişi ve adreslere atfeden kurumsal bir algı manipulasyonu var. Yıllar içerisinde bunlara kadrolu kurgu masalarının profesyonel dikkat çeldirmeleri eklendi. Size onlarca somut örnek sıralayabilirim.  Sistem eliyle arsız insanı üretiyorlar. Savcılık soruşturmalarını, mahkeme kararlarını anne ve çocuk aleyhinde yönlendirecek güçteler:  Bknz.   Liyakat yerine kurumlara çökmüş cemaat/hemşerilik/siyâsi çıkar ağlarına çalışıyorlar. Bylock'u misliyle aşan muhbir toplum yapılanmasında "kazan kazan" formülünü işletiyorlar. Devletin imkanları ve göz yumulan yasa ve ahlak dışı finansal kaynaklarla paralel bir ekonomi inşa etmiş durumdalar. Hiç ummadığınız insanlar örtük ödeneklerden maaş alan yarı resmi i...

Rasyonel hukuk devleti hedefinden uzaklaşıp orman kanunlarının hakim olduğu Orta Doğu iklimine kaymak siyâsi bir tercih meselesidir... via alismetamorphosis.blogspot Bizleri hedef haline getiren sağ ve sol paramiliter çeteler ***  ilk saldırılarını sosyal medya arkadaşlık listelerini ve telefon rehberlerini ele geçirerek yaptılar. Şu son on yıldır organize bir saldırının hedefindeyim. Beni zan altında bırakan tezgahlarda kırk yıldır görmediğim ilkokul arkadaşlarımdan, oğlumun ilkokul arkadaşlarının velilerine, hayatımda görmediğim ve hatta hiç tanımadığım akrabalarıma varana kadar kimseyi atlamamışlar. Yasa dışı dijital takiplerden elde ettikleri bağlantısal verileri telefon ve internet sahtekarlıklarında kullanıyorlar. Yazılarından alıntı yaptığım yazarlara kadar  beni zan altında bırakan paylaşımlar  yapıyorlar. Emniyette ve Yargıda güçlü bir yapılanmaları var. Bunlardan ne kendimizi ne çocuklarımızı koruyabiliyoruz.  Blog yazılarım dışında şahsi olarak tanınmamı g...

2 Temmuz 1993 tarihinde Sivas'ta Pir Sultan Abdal Kültür Derneği tarafından organize edilen Pir Sultan Abdal Şenlikleri'ne katılanların kaldığı Madımak Oteli İslamofaşist yobaz bir grup tarafından yakıldı. Olayda çoğunluğu Alevi 33 yazar, ozan, düşünür ile 2 otel çalışanı yanarak ya da dumandan boğularak hayatını kaybetti.

via alismetmamorphosis.blogspot 2016 Güz döneminde Özgür Üniversite'nin kıymetli seminerlerinden bazılarına kaydımı yaptırmıştım. Felsefeci Yazar Cengiz Gündoğdu'nun önceki dönemde başlattığı Faucault'nun "Doğruyu Söylemek" kitabının okumaları yapılıyordu.  Sosyal ve fiziki çevreme, gittiğim her yere  aleyhimdeki  nitelikli iftiraların  servis edildiğini bariz şekilde fark ettiğim ilk zamanlardı.   Sonrasında bu iş paramiliter siber çeteler marifetiyle  otomasyona bağlandı.  Yılların hayat tecrübesine sahip Cengiz Gündoğdu bile aleyhimdeki yalan ve iftiralarla manipule edilmişti. Bir derste  önü arkası olmadan beni işaret ederek, "Diyojen olmak zordur" deyivermişti. O an diyememiştim, "Madem vaziyet budur, gölge etmeyin başka ihsan istemem!".  Beni dijital takibe alan çetenin ortalığa servis ettiği kurgu ve hikayeler birilerine ilham vermiş olacak ki seminerde "özgün çağrışımlarla" Emil Zola'nın Nana'sı konuşulmaya başlandı. F...