Gözaltına alındıktan sonra "ORTADAN KALDIRILAN" yakınlarımızın kemiklerine dahi ulaşamayan bir halkız...
Devletin Anayasada belirlenmiş yükümlülüklerini kamufle etmek için uluslararası cemiyetin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'yla aşık tutan devlet aklıyla ne kadar muhatap olabilirsiniz ki. Devletin gözetimi altındayken "yok edilenler" bu devletin vatandaşlarıydı. HDP'nin kapısında kurulan çadırlarda, dağa giden evlatlarını bekleyenler de bu ülkenin vatandaşları. İki eylem arasında temel bir fark var. Bizler devletin sorumluluğunu yerine getirmesi için her Cumartesi toplanan bir halkız. Devletin HDP'nin kapısına kurduğu çadır ise kendi halkını terör örgütü olarak kabul edilen PKK'dan aman dileten bir devlet aklını simgeliyor. Sırf HDP'yi kamuoyu nezdinde kriminalize etmek adına devleti küçültecek kadar dönemsel bir politika izliyorlar. Bu da çapsız bir siyasetin kendi iç trajedisi olsa gerek... Hayasız bir ateşin içinde yanarken bir halk, O kadar isimsiz mezar taşı Ve bu kadar mezarsız ağıt var iken Cümle kurmaya utanıyor insan.. #CumartesiAnnel...