Böyle "Türk-Kürt /Alevi-Sünni Kardeşliği" olmaz
Kendi eylemlerinin ve hatalarının sorumluluğunu almaktan aciz insan topluluklarını sistem kendi eliyle inşa ediyor. Adına da "Türklük Sözleşmesi" deniyor.
via alismetamorphosis.blogspot
Mevcut sistemin inşa ettiği yandaşlık ilişkilerinden doğan saf çıkarcı ajan/muhbir insan modeliyle imtihan ediliyoruz
Apoletli veya cübbeli vesayetçi yönetimler iyi olan her şeyi kendilerine, kötü olanları da benim gibi ötekileştirdikleri Alevilere ve Kürtlere yakıştırıyorlar. Kendi hallerini görmekten acizler ancak bizlere KURUMSAL zeminde de Amerika'da zencilere yapıldığı gibi "olağan şüpheliler" gözüyle bakıyorlar. Hal bu olunca "devlet networkünün" çıkar ilişkilerine batmış enformasyon ağlarına güvenen Sünni ve/ya Türk kimliğinden insanlar dostluğun, arkadaşlığın, komşuluk hukukunun önüne geçen kolektif basiretsizlikleriyle bizlere ve çocuklarımıza büyük zararlar veriyorlar.
Aleyhimdeki profesyonel dikkat çeldirmelerin ve nitelikli iftira düzeneklerinin geçmişi bundan 10-12 sene evveline uzanıyor. Liyakatin ortadan kalktığı Emniyet, Yargı, İstihbarat gibi en kilit kurumlarda cemaat/hemşerilik/siyâsi çıkar ağlarına çalışan, örtük ödeneklerden beslenen kapasitesiz insanların yargılarıyla hareket ediliyor.
NİTELİKLİ İFTİRA DÜZENEKLERİNDE VE AĞIR HAK İHLALLERİNİN YAŞANDIĞI ÖRGÜTLÜ SUÇLARDA ROLÜ OLAN KİŞİ VE ADRESLER DAHİL OLDUKLARI CEMAAT/HEMŞERLİKİK/SİYASİ GÜÇ ODAKLARI TARAFINDAN KORUNUYORLAR
Otomasyona bağlanan profesyonel dikkat çeldirmelerle sosyal ve fiziki çevremdeki seviyesiz cürümler ısrarla benim haneme yazılıyor. Ürettiğim değerler ise Türk ya da Sünni kimlikli insanlara atfediliyor. İşin ilginç yanı kendilerine haybeden ilgi ve değer atfedilen bu insanlar role girmekte hiç zorlanmıyor. Bana ve evladıma zarar verme pahasına Emniyet/İstihbarata bağlı çeteleşmiş para-militer yapılanmadan maddi manevi nemalanmaktan da geri durmuyorlar.
Oysa ben yıllardır evladımın sağlığı ve güvenliği için mücadele ederken bütün çocukları düşünerek hareket ediyorum. Ve bunu kimseden hiçbir karşılık beklemeden, bilakis tüm riskleri göze alarak yapıyorum. Ancak maalesef sosyal ve fiziki çevremden nitelikli iftira düzeneklerine dahil olan insanlar suç ortaklıkları sebebiyle sustukları için, maruz kaldığım saldırı düzenekleri zaman içerisinde artarak devam etti. Öyle ki itibarsızlaştırma saldırıları anlık/çoklu konum tespiti yapan programlarla otomasyona bağlandı. Manipulatif bilgi ve belgelerle yapılan doxxing saldırıları bugün hâlâ yoğun biçimde devam ediyor. Her tür riski barındıran nefret suçlarına da zemin hazırlanıyor. Özetle; ben Alevi Kürt toplumunun, ailemin ve kültürümün bana verdiği doğru değerleri benimsemiş, ülkenin en iyi üniversitesinden biri olan ODTÜ'den mezun olmuş, hayat boyu öğrenme düsturuyla kendini yetiştirmiş, toplumsal sorumluluk duygusu yüksek bir yurttaşım. Bana ve aileme yönelik kurumsal destekli nitelikli iftira düzeneklerinin, taşeron trollerle yapılan itibarsızlaştırma saldırılarını, algıları manipule etmeye yönelik profesyonel dikkat çeldirmelerin arka planında tekçi zihniyeti Anayasal eşitlik anlayışının önünde tutan kurumların olması derin bir çürümenin en somut kanıtıdır.
BÖYLE DEVET AHLAKI OLMAZ.
Apoletli veya cübbeli vesayetçi yönetimler iyi olan her şeyi kendilerine, kötü olanları da benim gibi ötekileştirdikleri Alevilere ve Kürtlere yakıştırıyorlar. Kendi hallerini görmekten acizler ancak bizlere KURUMSAL zeminde de Amerika'da zencilere yapıldığı gibi "olağan şüpheliler" gözüyle bakıyorlar. Hal bu olunca "devlet networkünün" çıkar ilişkilerine batmış enformasyon ağlarına güvenen Sünni ve/ya Türk kimliğinden insanlar dostluğun, arkadaşlığın, komşuluk hukukunun önüne geçen kolektif basiretsizlikleriyle bizlere ve çocuklarımıza büyük zararlar veriyorlar.
Aleyhimdeki profesyonel dikkat çeldirmelerin ve nitelikli iftira düzeneklerinin geçmişi bundan 10-12 sene evveline uzanıyor. Liyakatin ortadan kalktığı Emniyet, Yargı, İstihbarat gibi en kilit kurumlarda cemaat/hemşerilik/siyâsi çıkar ağlarına çalışan, örtük ödeneklerden beslenen kapasitesiz insanların yargılarıyla hareket ediliyor.
NİTELİKLİ İFTİRA DÜZENEKLERİNDE VE AĞIR HAK İHLALLERİNİN YAŞANDIĞI ÖRGÜTLÜ SUÇLARDA ROLÜ OLAN KİŞİ VE ADRESLER DAHİL OLDUKLARI CEMAAT/HEMŞERLİKİK/SİYASİ GÜÇ ODAKLARI TARAFINDAN KORUNUYORLAR
Otomasyona bağlanan profesyonel dikkat çeldirmelerle sosyal ve fiziki çevremdeki seviyesiz cürümler ısrarla benim haneme yazılıyor. Ürettiğim değerler ise Türk ya da Sünni kimlikli insanlara atfediliyor. İşin ilginç yanı kendilerine haybeden ilgi ve değer atfedilen bu insanlar role girmekte hiç zorlanmıyor. Bana ve evladıma zarar verme pahasına Emniyet/İstihbarata bağlı çeteleşmiş para-militer yapılanmadan maddi manevi nemalanmaktan da geri durmuyorlar.
Oysa ben yıllardır evladımın sağlığı ve güvenliği için mücadele ederken bütün çocukları düşünerek hareket ediyorum. Ve bunu kimseden hiçbir karşılık beklemeden, bilakis tüm riskleri göze alarak yapıyorum. Ancak maalesef sosyal ve fiziki çevremden nitelikli iftira düzeneklerine dahil olan insanlar suç ortaklıkları sebebiyle sustukları için, maruz kaldığım saldırı düzenekleri zaman içerisinde artarak devam etti. Öyle ki itibarsızlaştırma saldırıları anlık/çoklu konum tespiti yapan programlarla otomasyona bağlandı. Manipulatif bilgi ve belgelerle yapılan doxxing saldırıları bugün hâlâ yoğun biçimde devam ediyor. Her tür riski barındıran nefret suçlarına da zemin hazırlanıyor.
Özetle; ben Alevi Kürt toplumunun, ailemin ve kültürümün bana verdiği doğru değerleri benimsemiş, ülkenin en iyi üniversitesinden biri olan ODTÜ'den mezun olmuş, hayat boyu öğrenme düsturuyla kendini yetiştirmiş, toplumsal sorumluluk duygusu yüksek bir yurttaşım. Bana ve aileme yönelik kurumsal destekli nitelikli iftira düzeneklerinin, taşeron trollerle yapılan itibarsızlaştırma saldırılarını, algıları manipule etmeye yönelik profesyonel dikkat çeldirmelerin arka planında tekçi zihniyeti Anayasal eşitlik anlayışının önünde tutan kurumların olması derin bir çürümenin en somut kanıtıdır.
BÖYLE DEVET AHLAKI OLMAZ.