Kayıtlar

Mart 25, 2021 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

"Asit Kuyularından Dijital kerhaneciliğe"

Resim
"Devlette devamlılık esastır" sözünün Türkiye'deki manasını en iyi biz Kürt'ler biliriz. Türkiye Cumhuriyeti'nde insan gibi yaşamak için vatandaşlık bağı yetmiyor. Tek tipleştirmedeki ısrar, farklı mekanizmalarla sürüyor. Fikri hür, irfanı ve vicdanı hür insanlara tahammül edilmiyor. Üniter devlet yapısı, üçüncü dünya ülkesi sıfatından kurtulamadığından, sırtını dayadığı paramiliter güçlerle yoluna devam ediyor. Bu yapı zaman içerisinde şekil de değiştirse, özündeki insanlığa düşman mantalitesi hiç sarsılmadan devam ediyor. "Öteki" olana, "aykırı" olarak kodlanana yönelik yasa, ahlak ve insanlık dışı yaptırımlarla varlığını sürdürüyor. Biz Kürt'ler ve Alevi'ler, iktidar değişse de onlarca yıldır temel hak ve hürriyetlerimize kastedenlerin değişmediğini görüyoruz. Köyleri Yakan zihniyetin, mega kentin havuzlu sitelerinde fişledikleri Alevi Kürtleri , yalnız gördükleri anda Emniyet Teşkilatındaki güçlerini de kullanarak itibarsızlaştırma...

Yargı ve Emniyette koordineli çalışan paralel devlet yapılanmasının izleri

Resim
 "Adaletin gözleri adil olsun diye vardır. Namussuzlara göz yumulsun diye değil." via alismetamorphosis@gmail.com Hukuken doğru olmak sadece teknik bir "doğruluktur". Adaleti tesis etmek çok başka bir şeydir. Sisteme girilen bütün verilerin yüzlerce yıl yapay zeka veri bankalarında kalacak olması kurumsal bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Benim adımı "HAKİMİ OLDUĞU MAHKEMEDE" , "KAYIT DIŞI ÇOK YÜKSEK GELİRİ VAR" iddiası ile yan yana getiren  "haysiyet cellatlığının"  bir sorumluluğu olmalıdır.  Adliyedeki paralel yapılanmanın  baskı ve tehdidi altında değillerse (ki çok muhtemel. Kimi zaman baskıyı uygulayan kanal bir katip ya da savcı kalemi olabiliyor)  hukuken bu sorumluluğu almaları gerekir. (Daha önce savcı Seyit Ahmet Doğru'da bu yaşandı. Seyit Ahmet Doğru baskı altındaydı.  Samed adındaki kalem memuru  paralel devlet yapılanmasına çalışan biriydi ve muhtemelen hiyerarşik olarak savcının üstündeydi.). İtiraz dilekçemi ve...

Kendi geçmişlerimizden daha geniş bir geleceğe doğru yelken açtığımız bir çağın geçiş sancılarını yaşıyoruz

Resim
"İnsan ruhu kendini koruma konusunda çok güçlü ve aynı zamanda çok hassastır. Çok çabuk etkilenir ve olaylar zincirleme reaksiyonlarla gelişebilir ruhun içinde. Aynı ateşle karşılaşan patlayıcı bir gaz gibi. Küçücük bir noktada başlayan reaksiyon büyük bir enerjiyi açığa çıkarır. Modern insanın ruhunun içine de böyle bir kıvılcım düşmüş, yavaş yavaş bütün bünyesini sarmaya başlamıştır. Geçmişini nasıl geride bırakıp geleceğe gidecektir? Böylece, geçmişten kopuş en önemli sorun haline gelmeye başlamıştır. Kendi geçmişlerimizden daha geniş bir geleceğe doğru yelken açtığımız şu sırada, kişiler kendi geçmişlerinden bu gelecek için enerjiyi nasıl çıkaracaklardır?.." Alper Oysal