Milyonlarca Kürt köyünü, toprağını, ana yurdunu terk etmeye zorlandı
ZORUNLU GÖÇLER SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DEVLET POLİTİKASI DEĞİLDİ. YENİLERİ EKLENDİ. HALKIN İRADESİNİ GASP ETMEK BUNLARDAN SADECE BİRİYDİ. Adana Meydan Mahallesi'nin 1980'lere kadar yeşilliklere açılan doğal bir sınırı vardı. 1990'lara gelindiğinde göz alabildiğine açılan o yeşil ve doğal alan Mardin'in, Diyarbakır'ın yakılıp yıkılan köylerinden göç eden ailelerle dolmuştu... Benzerlerini diğer mega kentlerde gördüğümüz bu kitlesel göçler, diğer bölgelerden farklı olarak, ekonomik şartların değil devletin hiçbir hukuk tanımayan Kürt politikasının bir neticesiydi. Bknz - Köy yakma taburları. Kürt antipatisi yaşayanlara bir not: Bizim Egenin sahillerinde gözümüz yoktu. Sizin bizim köylerimizde, bizim topraklarımızda gözünüz vardı. Köylerimizin yakılıp yıkılmasına rıza gösterdiniz. Netice olarak biz de kendimizi Ege sahillerinde, büyük metropollerde bulduk ve buralarda tutunduk. Gayet de güzel tutunduk. Bu da size dert olsun.