15 Temmuz Darbe Girişimine destek veren uluslararası siber çetelerle ve taşeron trollerle imtihan edildik

Milyonlarca vatandaşa ait kişisel bilgiyi ve bağlantısal verileri gelir kapısına çeviren taşeron çeteler ulus-aşırı çalışıyorlar. Casus yazılımlarla istedikleri kişi ve gurpların hesaplarını ele geçirerek zan altında bırakmaya programlı saldırılarını sürekli hale getiriyorlar. Eşgal benzerlikleri, deepfake ses ve görüntü hilelerinin yanı sıra İSİM+SOYİSİM benzerliklerinin olduğu profesonel sahtekarlıklar var. Sosyal ve fiziki bağlantısal verilerle kurdukları tezgahları gelir kapısına çeviriyorlar. Yasalardan ve ortak ahlaki değerlerden azade kirli bir piyasadan besleniyorlar. 

via alismetamorphosis.blogspot

Paralel yapılanma birileri için bitmiş olabilir. Bizim için bitmedi. Saldırılarına kaldıkları yerden devam ediyorlar. Yargı ve Emniyetteki uzantılarıyla yıllardır maddi manevi yılgınlık vermeye programlı düzeneklerle saldırıyorlar.

Taşeron troller rüzgarın yönüne göre konumlanır. Zaman zaman bunun tersi de olur. Paylaşımdaki elemana olduğu gibi... 

O gece askeri darbe yaşansaydı kiralık troll çeteleri ağababaları tarafından ziyadesiyle ödüllendirileceklerdi. Ancak "renklendirme" usulüyle birbirinden çok farklı sosyal, siyasal, inanç çevrelerine sızdıklarından ve karşılıklı çıkara dayanan amorf ilişki ağlarıyla çalıştıklarından değişen pek bir şey olmadı. Adı üstünde TAŞERON TROLL oldukları için varlıklarını bukalemun gibi sürdürdüler. 

Emniyet ve Yagı gibi kilit kurumlarda hemşerilik/cemaat/siyasi çıkar ilişkileri üzerinden kendilerine yıllardır KORUMA ALANI sağlayan bu şebeke, 15 Temmuz'da yaşadıkları hezimete rağmen hâlâ sülük gibi ensemize yapışmış vaziyette. Bizimle niçin bu kadar uğraştılar bilmiyorum. Sonuçta işlerini profesyonelce yapmaları gerekir. Yani tipik "VUR-KAÇ" TROLL TAKTİĞİ. Ama bunlar bizi kafaya taktılar. 2011-2012 tarihlerinden beri beni ve ailemi hedefe koyan cemaat/hemşerilik beslemesi kurumsal destekli siber yapılanma 15 Temmuz darbe kalkışmasından sonra da saldırılarını sürdürdüler. 

Müşterilerinin talepleri doğrultusunda iş yapıyorlar 

Yurt dışı ayağı da olan siber çetelere ve organize suç örgütlerine eklemlenen taşeron troller, yerelde Emniyet ve Yargıdaki cemaat/hemşerilik çıkar ağlarıyla ortak hareket ediyorlar. HERKESİN FİYATINI BİÇİYORLAR. Bunların baskı ve oyunlarına direnen onurlu insan sayısı maalesef çok değil. Fuhuştan çocuk istismarlarına, nitelikli iftira düzeneklerinden uyuşturucuya, gaspa kadar her pislik var. Bunlara iş verenlerin hırslarına yenik düşmüş hasta ruhlu insanlar olduğu muhakkak.  Bütün şeytani oyun ve tezgahlara rağmen sık sık sayfamdan "kökünüzü kurutacağız" mesajını verdiğim için çıldırdılar. İte, çakala, sırtlan sürülerine diz çökmek bizim kültürümüzde yoktur, bunu bilmiyorlar. Ancak zaman içerisinde çevremden ve ailemden ahlaki ve bilişsel kapasitesi zayıf insanları bulup "ödül/suça ortak etme/manipulasyon/tehdit/şantaj" döngüsüne çektiklerinden durum benim açımdan çok cepheli bir savaşa dönüştü. 

Sosyal medyada troll ağlarını yöneten ekipten Emre Dedde. @ErkekDublaji adını kullanan şahıs, "Sadece Siyah" adlı facebook sayfasında "DARBE TİYATROSU" sözünü darbe gecesinde troll ağlarına servis eden ilk isimlerdendir.

Şahısın Maltepe Altayçeşme Mahallesi ve civarındaki düzenekle bağlantısı, profesyonel telefon ve internet sahtekarlıklarıyla yaptıkları oyun ve tezgahlar mercek altına alınmalıdır. Bunları koruyanlar ağır insan hakkı ihlallerinin, çocukların alet edildiği sistematik istismarın suç ortağıdır.

SİYASET YAZDIKLARINA ALDANMAYIN

Ne pislik ararsanız var:  Sistematik çocuk istismarları, fuhuş, fuhuşa yer temini, jigololuk, kaset/kumpas şantajları, konut dokunulmazlığı ihlalleri, siber ve akran zorbalıkları, yasadışı dijital takip, pedofili türü sapkınlıklar, manipulatif bilgi ve belge üretimi ve troll ağlarına servisi, nitelikli iftira düzenekleri, profesyonel ekiplerle kurdukları itibarsızlaştırma piyasası, profesyonel dikkat çeldirmeler, otomasyona bağladıkları hikaye ve kurgular, montajlarlar...

Bunlar yıllardır sosyal medyayı esir alan itibarsızlaştırma ve dijital manipulasyon piyasasının ulus aşırı çalışan troll ekibidir.

Kendisini Emre Dede olarak tanıtan bu şahıs, küçük yaştaki çocuklara internet oyunları üzerinden ulaşarak onlara yaşlarına uygun olmayan işler yaptıran, negatif telkinler veren, çocuklara meydan okuma/challenge görev listeleri olarak ağır şiddet videoları, ebeveynlerinin montajlandığı porno görüntüleri izleten, çocukların İRADELERİNİ KIRARAK telkine açık hale getiren ekibin etkin üyelerindendir.

Hukuksuzluğun hukuk olduğu bir sistemin ürettiği ergen troll çeteleri

Ekte sunduğum caps'lerde Emre Dede adlı taşeron trolün darbe gecesi 03:13 itibarıyla "Sadece Siyah" sayfasından yaptığı paylaşımlar ve kullandığı hesaplar yer alıyor:




Teşkilat destekli bel altı karalama timi






Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Resim
Dijital suç ağlarıyla fuhuş çetelerinin iç içe geçtiği adi suç örgütleri kendilerine engel olanlardan öç almak için her yola başvuruyor. Sosyal medya ve internet oyunları üzerinden çocukların güvenini kazanan sapkın ve sosyopat karakterlerden seçilen troller "Sahipsiz ve Kimsesiz" gördükleri çocukları ölüme götüren psikolojik süreçleri yöneterek onları intihara sürüklüyor. Emniyet Teşkilatı ve Yargı Kurumu dijital dünyadaki suç ağlarına daha fazla hakim olacak mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Çocuklarının güvenliğini ayrım gözetmeden sağlayamayan bir yapının "Devlet" saygınlığı kalmaz. Dolandırıcı Cüneyt Pala'yı öldürmekten 12,5 yıl hapis cezası verilen Dilek Demir'in (Raperîn) kızı Berfin'i intihara götüren sürecin adli merciiler tarafından titizlikle incelenmesi gerekirdi. Olay münferit bir eylem izlenimi vermiyor. Namus Cinayeti işlediği için cezaevine giren anne Dilek Demir bir Anaokulu Öğretmeni ve aynı zamanda youtube'da milyonlarc
Devamı

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Resim
Dildar Yunis, bundan 81 yıl önce Kürt marşı olarak kabul gören Ey Reqîb’i kaleme aldı Asıl adı Yunus Rauf olan Kürt Milli Marşı ‘Ey Reqîb’ yazarı Dildar Yunis, 20 Şubat 1918’de Federe Kürdistan’ın Koysancak şehrinde dünyaya gelir. O da diğer tüm ozanlar gibi kendine ikinci bir isim olarak Dildar Yunis’i kullanır. Ve öyle ki bu ismiyle tarihe geçer. İlkokulu Ranya’da okuyan Yunis, ortaokulu da Hewlêr’de 1935 yılında bitirir. Liseyi Kerkük’te okuyan Dildar, ardından Bağdat’ta geçerek hukuk fakültesini bitirir. Hukuk fakültesinde birkaç yıl avukatlıkta yapar. Avukatlık yaptığı sıralarda aynı zamanda edebiyatla da ilgilenir. Zulme karşı her daim başkaldırır. Öyle ki davalarını üstlendiği insanların çoğu fakir ve yardıma muhtaç insanlardan oluşur. Avukatlık mesleği dışında dünya tarihi ve edebiyatıyla da yakından ilgilenir. Yunan, Fransız ve Türk tarihi ve edebiyatını yakından izler.  Mahabad Cumhuriyeti Dildar’ı Dildar yapan şey, muhakkak ki yazmış olduğu “Ey Reqîb” şiiridir. 1946 yılında
Devamı