"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

Hükümet politikalarının şakşakçılığını yapanlar  nafaka hakkını neden hedefine alıyor? Türk Medeni Kanunundan doğan hakların budanmak istenmesi, toplumun en zayıf halkası olan çocuk ve kadına yönelik pozitif ayrımcılığı ortadan kaldırmayı hedefliyor. Toplumsal gerçeklikten uzak, süreçleri farklı boyutlarıyla geniş perspektiften ele almaktan aciz bir zihniyetin algı manipülasyonları ve "eli yüzü düzgün" lansmanlarla yapılan "Süresiz Nafakaya Hayır" kampanyalarıyla toplum yanlış bilgilendirilerek SUÇ işleniyor.  bknz PEKİ, gerçekte olan nedir? Avukat Leyla Süren: ‘SÜRESİZ NAFAKA DİYE BİR ŞEY YOK’ Nafaka hakkında bilinen yanlışlara dikkat çeken Süren, “Boşanan kadının hiçbir gelirinin olmaması gerekiyor. Örneğin malı varsa, işi varsa, mesleği varsa nafaka verilmesi diye bir şey yok. Şuan gündemde tutulan şekliyle sanki her boşanan kadın nafaka alabiliyormuş gibi gösteriliyor ama hala sadece kanunda belirli kıstaslara uygun kadın yoksulluk nafakası isteyebili...

via Ela Midirius İti İte Kırdıranlar Haziran 02, 2019 'İTİ İTE KIRDIRMAK' derin devletin en iyi bildiği iştir. Bunun ayrıntıları, ince biçilmiş hesapları, orta ve uzun vadeli kumpasları, yemleyerek suça ortak etme döngüsü hiç sekmez. Bir ulusu ahlaken ve vicdanen çökertmek o ulusun öz benliğini hedef alan en kalıcı darbedir. Kürtler bu darbeden nasibini ziyadesiyle aldı, almaya da devam ediyor. Hırsızı, dolandırıcısı, çocuk istismarcısı, fahişesi, siber sapıkları, ibnesi, dijital manipülasyoncuları artık özellikle Kürtlerden seçiyorlar. Onlar da bu yeni "uzmanlık" alanlarını ilk başta kendi halkına karşı kullanarak kendilerini "geliştiriyorlar". Adnan Oktar'ın turnike sistemine, Cemaatçilerin ayakçılığına, global sermayenin farklı kliklerine çalışan uluslararası siber çetelerin mahallelere kadar uzanan işbirlikçi çetelerine öykünen kayıp bir jenerasyon. Açgözlülükleri, bütün değerlerden sıyrılmaktaki hevesleri...

Kürtleri kuş gibi vurmak bu coğrafyada "vatanseverlik" zırhıyla mümkün! Çoluk çocuğumuzu sıcak yatağında uyurken panzerle ezseler de ceza almıyorlar ( Muhammed ve Furkan ), alıştılar. Kürtleri "Vatan Millet Sakarya" terennümüyle katledenler, insanlıktan çıkmışlığın en uç örneklerini sergiliyorlar; sokak ortasındaki cenazeleri günlerce kurda kuşa yem edebiliyorlar ( Taybet İnan ). 15 Temmuz 2016 gecesi 251 insanın ölümüne yol açan darbe kalkışmasında emri veren isimlerin, Taybet Ana'nın cansız bedenini sokak ortasında günlerce bekletilmesi emrini verenlerle aynı olması bizler şaşırtmıyor. Asıl şaşırması gerekenler ise her zamanki gibi üç maymunu oynuyor. Çünkü ırkçılık bu coğrafyanın insanına bir kez zerk edildi . Kürt çocuklarının devletin kurşunlarına hedef olmasının haber değeri bile yok. Ana akım medya, Kürt coğrafyasında yaşanan ağır hak ihlallerini, cezasızlık politikasını, hukuksuzluğu gerçekleri çarpıtarak kitlelerden gizliyor. Bunu Y.Ozdillerin janjanlı ...

"Devletler vatandaşlarına karşı hem negatif (ihlal etmeme) hem de pozitif (önlem alma) yükümlülükleri altındadır. " Emniyet ve İstihbarat bünyesinde çıkar odaklı organize suç ağlarına göz yumanlar yargıda hesap verir.  Sıradan vatandaşın evine, mahremine ileri görüntüleme ve ses kayıt yöntemleriyle sızarak elde edilen materyalleri güvenlik ve istihbarat kapsamı dışında yasadışı suç ağlarına pazarlandığı tespit edilmiştir.  Yapay zekanın imkanlarını kullanan sınır aşırı organize siber suç ağları elde edilen materyalleri tehdit, şantaj, siyasi baskı ve daha bir çok amaçla kullanmaktadır.  İç içe geçen suç ağlarında çok büyük hak ihlalleri kayda geçmiştir.  Fuhuş ve fuhuşa yer temin eden çetelerle dijital suç ağlarının işbirlikleri sonucu haneye tecavüz, kişileri zan altında bırakan itibar suikastları ve daha bir çok suç birbirine eklemlenerek sistematik olarak işlenmektedir.  Devletin Emniyet ve İstihbarat birimlerinde bu suçlara ortak olanlar vardır....

via Ela Midirius Fenomen Marketing Meselesi Temmuz 12, 2019 Sosyal Medyada bu tarz hesaplar bedavaya hiçbir iş yapmaz. İnternette zaten bedava iş olmaz. Burası bildiğiniz piyasa mantığıyla çalışır. Takipçi satın alınan, troll ağlarıyla hareket edilen, manipülasyonun her türünün gırla gezdiği, viral reklamların cirit attığı orman kanunlarının hakim olduğu bir mecra. Yüz binlerce takipçiye ne veriyor bu "rol modeller" ve karşılığında kim/ler/den ne alıyor? Orta üst sınıf hayatlar yaşayan ve oturdukları yerden ciddi paralar kazanan bu insanların misyonu nedir? Ne tür bir projenin çıktısıdır bu fenomenler? Mesele şirketlere viral reklam üretmekten ibaretse bunun ticari etik boyutu nedir? Radyo kanallarında bile "ürün yerleştirme vardır" diye uyarı anonsu yapılıyor. Pazarda limon satan tezgaha bile müdahale eden devlet büyük paraların döndüğü Influencer Marketing/ Fenomen Pazarlama konusunda niçin sessiz kalıyor? Fikir dünyamız aç...

İngiliz bilim adamlarının yapay zeka teknolojisi ile geliştirdikleri 'robot yargıç', Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nde (AİHM) görülen davalardan yüzde 79'unun hükmünü doğru tahmin etti.  Londra'daki UCL Üniversitesi ile Sheffield Üniversitesi'ndeki bilgisayar mühendislerinin geliştirdiği algoritma, davaları hem yasal hem ahlâki boyutlarıyla inceleyebiliyor. Algoritmayı geliştiren ekip, yapay zekası olan bir bilgisayara AİHM'de görülen 584 davayı yükledi. 'Robot yargıç' her beş karardan dördünü doğru tahmin etti. (2016)

" Her yerde iktidar olan bu çürümüş zihniyetin düşük profilli, sado-mazo hedonist senaryo yazılımı bitmez. Siyasi rakiplerine sarf ettikleri cinsiyetçi nefret söylemi ve saldırı kategorisinde yargılanması gereken küfür ve hakaretler bunların ortak noktasıdır. Kitleleri ahlaki, insani ve bilişsel yönden aşağı çeken bütün ara mekanizmalara hakimler. Tek çare, sağlı sollu bütün insanların asgari sorgulama ve muhakeme yeteneklerini ve iyi insani duygularını geliştirmelerinin yollarını arayıp bulmaktır." via Ela Midirius https://elamidirius.blogspot.com/2019/07/kesin-bilgi-kosesi.html

"Yaz kırılır Dağ başına ışık düşer ışıkta buz kırılır Kar beyaz renkler asi nehirlere karışır Eriyen kar düştüğü çatak döküldüğü su bize aittir Bembeyaz bir evrene doğacak güneş Ağaran sakallarımız şahittir"

" Tüm insanlar öncelikle kendilerini değerli hissetmek ister. Değerli hissetmenin olmazsa olmazının, gelir, statü ve gelecek güvencesi sağlayan bir iş olduğu kabul edilmiştir. Daha doğrusu kapitalizm çalışmayı kutsayarak işe başlamıştır. Kapitalist sistemin akıl hocaları insan etkinlikleri içerisinde en değerlisi çalışmaktır demiştir. Çalışma bir hak ve ödevdir demiştir. Tembellik büyük günah demiştir. Diğer yandan ise aynı kapitalizm herkese eşit fırsatlar sunmadığı için herkes istese de çalışma olanağı bulamaz. Fırsat eşitsizliğinin yarattığı bu durumu, kapitalist sistemin akıl hocaları, işsizliği, işsizlerin kişisel yeteneksizliklerine indirgeyerek, herkesi bu dogmaya inandırarak kolaylıkla aşmışlardır. Çalışmayı kutsayıp, insanı çalışmaya mahkum eden kapitalist sistem, çalışarak kendini değerli hissetmeyi başaramayanları da unutmamıştır. İnsanın kendini değerli hissetmesinin onun davranışlarını yönlendiren temel etkilerden birisi olduğunu sanırım en iyi bilip, deyim yerind...

Erbil suikastı üzerinden kurulan ara bağlantılarla resmi ideolojinin yok saydığı Kürtlerin legal siyasetten dışlanması meselesine dair notlar: Bu ülke insanı düşük profilli zihniyetlerin güç sahibi olmasını hak etmiyor Sosyolojik tabandaki realiteyi görmekten kaçınmak bir tercihtir. Ancak realiteden kaçmanın neticesinde hasır altı edilen sorunlar dağ gibi büyür. Kısa vadeli siyasi ve ekonomik çıkarlar uğruna kuru hamasete ve algı manipulasyonuna sarılan "borsacı zihniyetin" troll ağları kimseye fayda sağlamaz. Bilakis, Türkiye Cumhuriyeti Devleti çatısı altında yaşayan her bir vatandaşı maddi manevi zarara uğratabilecek zemini kayganlaştırır.  Üstü on yıllardır örtülmek istenen ve belli odaklar tarafından günlük çıkarlar uğruna milliyetçilik örtüsüyle malzeme yapılan Kürt realitesi bizlere ne söylüyor? Aynı Kürt aileden bireyler tekçi zihniyetin baskı politikalarına karşı farklı reaksionlar verebilir: - Kısa vadeli çıkarlarını öz kimlik siyasetine önceleyen bir kesi...