Cezalar Orantılı ve Caydırıcı Olmalı Ancak Cezasızlık Tehlikeli
via Ela Midirius
Fenomen Marketing Meselesi
Sosyal Medyada bu tarz hesaplar bedavaya hiçbir iş yapmaz. İnternette zaten bedava iş olmaz. Burası bildiğiniz piyasa mantığıyla çalışır. Takipçi satın alınan, troll ağlarıyla hareket edilen, manipülasyonun her türünün gırla gezdiği, viral reklamların cirit attığı orman kanunlarının hakim olduğu bir mecra. Yüz binlerce takipçiye ne veriyor bu "rol modeller" ve karşılığında kim/ler/den ne alıyor? Orta üst sınıf hayatlar yaşayan ve oturdukları yerden ciddi paralar kazanan bu insanların misyonu nedir? Ne tür bir projenin çıktısıdır bu fenomenler?
Mesele şirketlere viral reklam üretmekten ibaretse bunun ticari etik boyutu nedir? Radyo kanallarında bile "ürün yerleştirme vardır" diye uyarı anonsu yapılıyor. Pazarda limon satan tezgaha bile müdahale eden devlet büyük paraların döndüğü Influencer Marketing/ Fenomen Pazarlama konusunda niçin sessiz kalıyor?
Fikir dünyamız açısından meselemiz elbette bunların yaptığı işin kayıt altına alınması, ticari etik değerlere göre bir yere oturtulması, vergi kesilmesi meselelerinden ibaret değil bknz. Dijital dünyadaki pazarları kim yönetiyor? Gençlerimiz, büyük şirketlerin kurduğu ağlarda yine bu şirketlerin belirlediği ve öne çıkardığı fenomenlerin etkisinde yaşıyor. Ne veriyor bu fenomenler gençlere? Rol modeller olarak ne kazandırıyorlar takipçilerine? Yoksa sadece kazanacakları paranın derdinde tiplerin zorlama sığ esprileri, yetenek fukarası parodileri, sırıtan insancıllıkları, çakma özgürlükçülükleri, reklam panosu gibi yaşadıkları truman şov vari hayatlarıyla kendi başlarına hiç bu kadar çok takipçi çekebilirler mi? Ülkede yetenek mi kalmadı?
"Markalar, kendi fenomenlerini yaratacak ağlara sahip hale geliyor."
Takipçileri manipule etme üzerine kurulu yalan bir dünyanın kiralık piyonları
Kapitalist sistem kitleleri direkt olarka salak yerine koymaz. Bunun yerine bir paket hazırlar ve renkli rafyalarla fiyonklayıp önümüze sunar. Paketin sunumunu yapanlar iyi yemlenir ve kitlelere de bu iyi yemlenmiş sunumcular eliyle uyuşmak düşer.
Amacı daha fazla kar etmek ve sürekli olarak insanları tüketime ve borçlanmaya yönlendirmek olan bir sistem.
Bu işin görece ilkel versiyonlarından bir örnek vermek gerekirse, N.Karaibrahimgil'in 2000'lerde çıkardığı bir albümünde yanılmıyorsam 6 dakika kadar süren reklam cingılları parçası vardı. Kendisiyle yapılan röportajda "insanlar reklam cingılları dinlemekten hoşlanıyor" diyordu. Kadın hem reklam cingılları yaparken para kazanıyor hem de albümünde şarkı gibi arka arkaya dizdiği bu cingıllara yer veriyordu. İçinde yaşadığımız çamur sistemde para parayı çekiyor dedikleri de bu olsa gerek. İşte bu insanlar kıyafetleriyle, "örnek yaşamlarıyla", derinliği olmayan görüntüde bir "özgürlük" algısıyla gençlerin önüne "rol model" olarak iteleniyor. Kapitalizm iyi yaşam standartlarını elma şekeri misali gösterir ama asla ve kat'a kitlelere bunu vermez. Kitlelerin duygusal olarak ideal hayat örnekleriyle özdeşlik kurmalarını sağlar. Asgari geçimini bile sağlamakta güçlük çeken geniş kitlelerin gözü boyanır.
Ve elbette bu çürümüş düzen kendisine eli yüzü düzgün uzman şakşakçıları da yedeklemeyi ihmal etmez: https://twitter.com/IKucukparlak/status/1149989242426351621
Mesele şirketlere viral reklam üretmekten ibaretse bunun ticari etik boyutu nedir? Radyo kanallarında bile "ürün yerleştirme vardır" diye uyarı anonsu yapılıyor. Pazarda limon satan tezgaha bile müdahale eden devlet büyük paraların döndüğü Influencer Marketing/ Fenomen Pazarlama konusunda niçin sessiz kalıyor?
Fikir dünyamız açısından meselemiz elbette bunların yaptığı işin kayıt altına alınması, ticari etik değerlere göre bir yere oturtulması, vergi kesilmesi meselelerinden ibaret değil bknz. Dijital dünyadaki pazarları kim yönetiyor? Gençlerimiz, büyük şirketlerin kurduğu ağlarda yine bu şirketlerin belirlediği ve öne çıkardığı fenomenlerin etkisinde yaşıyor. Ne veriyor bu fenomenler gençlere? Rol modeller olarak ne kazandırıyorlar takipçilerine? Yoksa sadece kazanacakları paranın derdinde tiplerin zorlama sığ esprileri, yetenek fukarası parodileri, sırıtan insancıllıkları, çakma özgürlükçülükleri, reklam panosu gibi yaşadıkları truman şov vari hayatlarıyla kendi başlarına hiç bu kadar çok takipçi çekebilirler mi? Ülkede yetenek mi kalmadı?
"Markalar, kendi fenomenlerini yaratacak ağlara sahip hale geliyor."
Takipçileri manipule etme üzerine kurulu yalan bir dünyanın kiralık piyonları
Kapitalist sistem kitleleri direkt olarka salak yerine koymaz. Bunun yerine bir paket hazırlar ve renkli rafyalarla fiyonklayıp önümüze sunar. Paketin sunumunu yapanlar iyi yemlenir ve kitlelere de bu iyi yemlenmiş sunumcular eliyle uyuşmak düşer.
Amacı daha fazla kar etmek ve sürekli olarak insanları tüketime ve borçlanmaya yönlendirmek olan bir sistem.
Bu işin görece ilkel versiyonlarından bir örnek vermek gerekirse, N.Karaibrahimgil'in 2000'lerde çıkardığı bir albümünde yanılmıyorsam 6 dakika kadar süren reklam cingılları parçası vardı. Kendisiyle yapılan röportajda "insanlar reklam cingılları dinlemekten hoşlanıyor" diyordu. Kadın hem reklam cingılları yaparken para kazanıyor hem de albümünde şarkı gibi arka arkaya dizdiği bu cingıllara yer veriyordu. İçinde yaşadığımız çamur sistemde para parayı çekiyor dedikleri de bu olsa gerek. İşte bu insanlar kıyafetleriyle, "örnek yaşamlarıyla", derinliği olmayan görüntüde bir "özgürlük" algısıyla gençlerin önüne "rol model" olarak iteleniyor. Kapitalizm iyi yaşam standartlarını elma şekeri misali gösterir ama asla ve kat'a kitlelere bunu vermez. Kitlelerin duygusal olarak ideal hayat örnekleriyle özdeşlik kurmalarını sağlar. Asgari geçimini bile sağlamakta güçlük çeken geniş kitlelerin gözü boyanır.
Ve elbette bu çürümüş düzen kendisine eli yüzü düzgün uzman şakşakçıları da yedeklemeyi ihmal etmez: https://twitter.com/IKucukparlak/status/1149989242426351621