Sayın Süleyman Soylu'ya Görevinde Başarılar Dileriz
Son günlerde medyada öne çıkan olayları takip etmekte bile güçlük çektiğimizi belirtmek isteriz. Türk siyaset hayatında neredeyse bir ilk olarak örnek teşkil edeceğini düşündüğümüz istifa haberi son 24 saatin en çok konuşulan gelişmesiydi.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun gündemde öne çıkması hasebiyle Google arama motoruna sarıldık. Sayın Süleyman Soylu'nun kariyerine ilişkin yazılara bir göz attık.
En sonda söyleyeceğimiz sözü en başta söyleyelim:
Şahsi ikbâl ile devlet adamlığının birbirinden TAMAMEN ayrılacağını umut ettiğimiz günler inşallah çok uzağımızda değildir.
"Siyaset ile ticaretin bir arada yürütülmesi" konusunun işlendiği bir köşe yazısı dikkatimizi çekti. 15 Ekim 2016 tarihinde Cumhuriyet gazetesinde kaleme alınan yazıda Sayın Bakan'ın ticaret hayatıyla ilgili bir takım bilgilere yer verildiğini gördük.
O yazıda yer alan bir bölüm:
“Bir demokrasi ne zaman kirlenir”
Bakan Soylu'nun sigorta şirketi “Bir demokrasi ne zaman kirlenir”
Siyaset ile ticaretin bir arada yürütülmesi konusunda, müthiş hassas bir toplum olduğumuz söylenemez. Dahası, etik kodlara özenli kadrolar “Bunlara iki koyun versen güdemez” diye, meydanlarda küçümsenir bile. Siyasetin finansman şeffaflığını, propaganda zamanlarında sık vurgulayan AKP, konuyu yaptırıma bağlayan bir yasayı tabii ki Meclis gündemine getirmedi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, birkaç gün önce belediyelere kayyım atanmasını “Demokrasiyi kirlettirmeyeceğiz” sözüyle savununca, konu kendini yine hatırlattı. “Bir demokrasi ne zaman kirlenir” aslında verimli bir soru. Bakanlık düzeyine erişmiş siyasetçinin şirket ortaklığının sürüyor olması, demokrasiyi daha temiz kılar mı sözgelimi? Açık kaynaklardaki özgeçmişinde, “1995 yılında kendi kurduğu şirketiyle siyasi hayatının yanı sıra, halen ticari hayatını da sürdürmektedir” ifadesine bakılırsa, Bakan Soylu da bu durumu normal bulan siyasetçilerden. Nitekim 9 Mart 2016 tarihli Ticaret Sicil gazetesi de bu normalliği teyit ediyor. Aile şirketi olduğu anlaşılan Engin Sigorta Acentelik Hizmetleri Limited Şirketi’nde 142 bin 500 TL pay sahibi olan Süleyman Soylu, bu tutarın 14 bin 250 TL’lik kısmını Hamdiye Soylu’ya devretmiş. Soylu, devir tarihi olan 4 Şubat 2016’da, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı.
THY’den iş aldı mı?
“Milletin huzur ve güven ortamında” yaşamasından en üst düzeyde sorumlu konumda olan İçişleri Bakanı, siyaseti ticaretle iç içe yürütmeyi, temiz demokrasinin gereklerinden biri sayıyor olabilir. Eğer böyleyse, TBMM’de verilmiş bir soru önergesinin neden cevapsız kaldığı da bir gazetecinin zihnini meşgul edebilir. CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu’nun, 14 Mart 2014’te dönemin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın yanıtlaması istemiyle verdiği önergedeki sorular, bugüne dek yanıtlanmadı. Tanrıkulu o önergede “AKP Genel Başkan Yardımcısı Süleyman Soylu’nun sahibi olduğu Engin Sigorta’nın 5 Eylül 2012-24 Şubat 2014 tarihine kadar olan dönemde Türk Hava Yolları’ndan ihale ve doğrudan alım temin yoluyla aldığı işler ve hizmetler bulunmakta mıdır?” diye soruyordu. Önergede, bu işlerin tutarının yanı sıra, THY dışındaki kamu kurumlarından da ihale-iş alıp almadığı sorusu da yer alıyordu. 5 Eylül 2012, Soylu’nun daha önce “Rantın babasını getirdi” dediği Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın davetiyle AKP’ye katıldığı tarih. Tanrıkulu’yu arayarak iki buçuk yıl önce verilen bu önergeye cevap gelip gelmediğini sordum. Gelmemiş. Demokrasinin temizliği adına Engin Sigorta THY’den iş almış mıdır sizce?
SİYASET İLE TİCARETİN BİR ARADA GİTMESİNİN TOPLUMA VERECEĞİ EN BÜYÜK ZARAR KAMPLAŞMADIR, DÜŞMANLAŞMADIR, MODERN DEVLET OLMANIN GEREKLİLİKLERİNDEN UZAKLAŞARAK ADAM KAYIRMACILIĞI DEVLETİN BÜTÜN KURUMLARINA TAŞIMAKTIR.
KENDİ EKONOMİSİNİ OLUŞTURAN "CEMAAT HOLDİNG" TÜRÜ YAPILANMALARIN TOPLUMA VE ÜLKEYE VEREBİLECEĞİ ZARARI GÖRMEK İSTEYENLER 15 TEMMUZ 2016 GECESİ YAŞANANLARI HATIRLASINLAR.