Kayıtlar

Ekim, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Fırsat eşitliğinde ve gelir dağılımında adaletsizlik, sıcak parayla büyüme, ağır borç ve yükü vd...

Resim
  "... Bana, bütün işleri isteklerimizi yerine getirmek olan, ama bunların hangisinin kötü olduğunu bilmeyen, belki de yurttaşlarını doyurup şişmanlattıktan ve bunun için birçok da iltifat gördükten sonra sağlıklarını özünden çöktüren hizmetkarları gösteriyorsun. Onlar da bilgisizliklerinden, oburluklarına hizmet etmiş olanları hastalıklarından, zayıf düşmelerinden ötürü suçlamayı düşünmezler. Fakat sağlıklarını gözetmeden yaptıkları ölçüsüzlükler çok sonra hastalık getirdiği zaman orada bulunup da kendilerine öğüt verecek biri olursa ellerinden gelse bütün suçu onun üzerine yükler, onu azarlar ve hırpalarlar. Halbuki dertlerinin asıl sebebi birincileri överler. Sen de onlar gibi yapıyorsun Kallikles. Atinalılara her istediklerini vermiş olan adamları övüyorsun. Atinalılar onların devleti büyüttüğünü söylüyorlar, halbuki bu büyüklüğün, içinde yara saklayan bir çıbandan başka bir şey olmadığını görmüyorlar. Çünkü o adamlar memleketi limanlar, tersaneler, surlar, cizye ve daha başka...

Film yapımcılarını aratmayan işbirlikçi çetelerle saldırıyorlar

Resim
Yakın gelecekte iş insanlarına kolaylık sağlamayı amaçlayan AVATARLARIN devreye gireceğinden bahsediliyor. Bu avatarlara kişinin zihin haritası, olayları algılama ve tepki verme biçimi, ses ve mimikleri, konuşma tarzı, eğer görüntülü konuşmaysa üç boyutlu görüntüsü yüklenecek. Böylelikle aynı anda birden fazla görüşme yapabilecek. Bu teknolojiye zemin oluşturan sanal gerçeklik (vr), yapay zeka (ai) programlarının, deepfake, GPT-3 gibi yazılımların pilot uygulamaları muhtemelen internet kullanıcıları üzerinde deneniyor. Ülkemizdeki siber güvenlik açıklarını kullanan belli güç odaklarının, ikna kabiliyeti tartışma götürmeyen bu teknolojiyi kumpas ve tezgahlarda kullandıklarını, bana ve aileme yönelik yıllara uzanan sistematik manipulasyonlardan biliyorum. Siber mafyanın casus yazılımları amacının dışında kullandığını tahmin etmek için zeki olmaya gerek yok. WHATSAPP uygulaması uzun bir zamandır telefon hatlarının ve sms'lerin yerine geçtiğinden, bu mecradaki kişisel verilerin ULUS-A...

TTB Başkanı Fincancı 1996'da Bosna'daki katliamları kanıtlayan tıpçılar arasındaydı

Resim
  "1996 yılında Birleşmiş Milletler Uluslararası Savaş Suçları Mahkemesi adına, 'Bosna’nın Kalesija bölgesinde toplu mezarlardan çıkarılan cesetlerin' otopsi çalışmalarına katılmıştı Hocamız. Hasılı toplu katliamı kanıtlayan adli tıpçılar arasındaydı." [ Zeki Gül/Evrensel ] Pusulası evrensel değerler olan ilkeli insanlar, tarihin her döneminde iktidarlarla ters düşmüşlerdir. O iktidarlar gider, yenileri gelir. Ancak toplum ve insanlık adına çalışan ilkeli bilim insanları doğruları söylemeyi sürdürürler. İçinden geçtiğimiz  post-truth * çağı   kitlelerden çok günü kurtaran güç odaklarına yarıyor. ( * ) post-truth / hakikat sonrası / doğruluğu ispat edilebilen nesnel gerçekliklerin yerini yeterli dayanağı olmayan kişisel kanaatlerin aldığı, manipulasyona dayanan algı yönetme biçiminin hakimiyetini ifade eder.

Post-truth çağında algıları yöneten siyasi retorik

İnsanları "yanlışlarıyla" değerlendirmek kolaydır, gücünüz yetiyorsa  doğrularıyla  değerlendirin.  "Şebnem Hoca’nın toplumun aklıselim sahibi kesimlerinde saygı uyandıran ilham verici hikâyesi mutlaka daha detaylı bir şekilde bilinmeyi hak ediyor." Halk sağlığı uzmanı  Prof.Dr. Onur Hamzaoğlu'n a yapılanları dün gibi hatırlıyorum. Büyük sermayenin çıkarları için çalışan politikacılar, bütün ömrünü halk sağlığına adayan Sayın Hamzaoğlu'na savaş açmışlardı.  Dilovası’nda ve Kandıra’daki çevre kirlilğinin felaket boyutlara ulaştığını yeni doğan bebeklerin   kanında bulunan ağır kimyasallarla rapor etmişti. Bu rapor, halkın sağlığını düşünmek yerine para babalarının borazanlığını yapan politikacıların hiç işine gelmiyordu.  Sevmediğiniz insanların da büyük doğruları olduğunu kabul etmeniz gerekiyor. Bilim insanlarını, mesleğine gerçekten gönül vermiş, işini hakkıyla yapan akademisyenleri halkın gözünden düşürmek, onları  kendi mesleklerinin gereklili...

Meslek odaları katılımcı demokrasinin alt bileşenlerindendir

Resim
"Modern toplumlarda bireylerin toplum içinde inisiyatif alıp, karar alma süreçlerine dâhil olmak için kurdukları çeşitli organizasyonlar vardır. Toplumsal yapı içinde ortaya çıkan organizasyonlar, bireyi, kendi hayatına dâir kararların alınması sürecine dâhil etmesi yönüyle önemli bir fonksiyona sâhiptir. Bahsedilen organizasyon modellerinden biri de meslek kuruluşlarıdır. Meslek kuruluşları, belirli bir mesleğin erbabı olan kişileri bir araya getiren ve mesleğin uygulama alanına dâir kararların farklı görüşlerin süzgecinden geçirilerek alındığı organizasyonlar olarak düşünülmüşlerdir. Dolayısıyla ideal anlamı ile düşünüldüğünde meslek kuruluşları, bireylerin sivil toplum alanına girdikleri ve mesleklerine dâir fikirlerini ifade edebilme imkânı bulabildikleri otonom platformlar olarak kabul edilebilirler. Farklı bir ifade ile bireylerin özgür bir şekilde fikirlerini ifade edebildiği meslek kuruluşları, sivil toplum kuruluşu olarak değerlendirilebilir. Bu bağlamda ele alındığında m...

Kürtlerin siyasette temsil sorunu var

Resim
Büyük çoğunluğu derin bir yoksulluğa hapsolmuş, etnik kimliği sürekli olarak kriminalize edilen, anadili devlet nezdinde yok sayılan Kürtleri temsil edebilme potansiyelinde bir siyasi parti yok. HDP silahlı çatışmaların önüne geçebilecek legal siyaset için büyük çaba gösterse de müesses nizamın kara propaganda gücüyle Kürtler için negatif bir temsil olmaya mahkum ediliyor. Türkiye'nin en büyük üçüncü siyasi partisi olan HDP Türkiyelileşirken Türk'e yaranamıyor. Terörist olarak yaftalanıyor. Ve maalesef Kürtler adına somut tek bir kazanım dahi sağlayamıyor. Zaman hızla  ilerliyor. Yaşatılmasına ve geliştirilmesine olanak sağlanmayan anadil köreliyor. Kürt gençleri asimilasyonların etkisi altında anadillerini unutuyor. Gençler cezaevlerinde ömür törpüleyen rol modeller istemiyor. Cezaevlerindekilere de yazık, Kürt toplumuna da yazık. Kürt toplumuna somut hiçbir şey kazandırmayan, aksine zamana karşı sürekli olarak eksilten bir siyasi pratiğin anlamsızlığıyla yüzleşmemiz gerekiyo...

Rewşan I Dinya Haye (Dünya Böyle)

Resim

Türkiye bir hukuk devleti değildir

Resim
Kişi hak ve hürriyetleri ayaklar altına alınıyor, cana ve mala, insan onur ve haysiyetine kast eden çeteleşmeler Yargı kararlarını belirliyor.   alismetamorphosis@blogspot Linç kültüründen, yalan ve iftira bataklığından nemalanan kişi ve adresler birbirini kolluyor.  Sistemin arazlarından türeyen cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarında   "ödül/suça ortak etme/tehdit ve şantaj"   döngüsüne takılmayan kişi ve adres kaldı mı, çok merak ediyorum.  Herkesin kendisiyle ilgili sakınıp çekineceği işler olabilir. Bu onların sorunu. Ancak kendileriyle ilgili sakınıp çekindikleri işlerden paçayı sıyırmak için başkalarına zarar veren eylem ve söylemlerde bulunmak suçtur.  Baştan söyleyeyim; sağ ve sol para-militer çeteleri aynı anda aleyhimde devreye koyanların oyununa geldiler. RESMİ KURUMLARDA ETKİN BİR GÜCE ULAŞAN para-militer siber çeteler ve yerellerdeki işbirlikçilerinin koordine saldırılarıyla kişisel olarak mücadele etmek imkansız. DEVLET İÇİNDE DEVLET OL...

"Düşünce Suçu" diye bir suç icat etmişler...

Resim
Siyasi mahkumlara bir an evvel af çıkarılmalı. Yoksa bu gidiş gidiş değil...

Sorun çözeceği yerde sorun yaratan bir yargı sisteminden kimseye hayır gelmez

Resim
  via alismetamorphosis@blogspot Kurumlardaki paralel yapılanmaların "devlet imajı" karşısında haklı olmanız hiçbir şey ifade etmiyor. Hak arayışlarımda beni sürekli olarak kendimi savunmak durumuna düşürmeye çalışan kurumsal düzeneklerle mücadelede takdir edersiniz ki zorlanıyorum. Beş yıllık dava bombardımanlarına ve soruşturmalara yenileri ekleniyor. Haklı ve mağdurken yargıdaki paralel yapılanmalar eliyle sürekli olarak kriminalize ediliyorum. İHMAL YOKSA KASIT VARDIR - Kadına ve çocuğa yönelik kurumsal destekli sistematik zorbalığın izleri:  Bknz -  " Sapkın para-militer çeteler devletten daha güçlüymüş" Gıyabımda sanık olarak yargılandığım "Hakaret" gerekçeli dava duruşmasına gitmediğim gerekçesiyle 17 Aralık günü evimden polis zoruyla alındım. Davayı açan kişi 2019'da oğlum Cem'in sağlığı ve güvenliğiyle ilgili somut kaygılarımı ilettiğim savcılık soruşturma taleplerime kyok kararı çıkaran savcılardan biri. Kendilerini şahsi olarak tanımıyor...

Devleti teşkil eden kurumlarda saygınlık varsa saygı duyulur, yoksa duyulmaz...

Resim
Örümceğin ağları gibi hayatımıza çöken paralel devlet yapılanmaları via alismetamorphosis@blogspot Kişileri zan altında bırakmaya programlı nitelikli iftira düzeneklerinin geçmişi bundan en az 10-11 yıl evveline uzanıyor.  İnsan hayatına, onur ve haysiyetine kast eden organize saldırıların kurumsal bir arka planı var.  Paralel yapılanmanın bakiyesi organize çeteler  Polisin "Sanal Devriye Yetkisi"ni kumpaslarda kullandılar .  Belli kişi ve grupları hedef alan itibarsızlaştırma düzenekleri derin devletin ilgili birimlerinde dizayn ediliyor.  Casus yazılımlar  amacının dışında kullanılıyor. M üesses nizamdan infaz kararı çıktığı anda  sağ ve sol paramiliter çeteler   ile  Türk ve Kürt troller  aynı anda devreye giriyor.  İstihbaratın bilgilerini kullanıyorlar.  Zira devletin derin kayıtlarında bizler hakkında bizim bildiklerimizden çok daha fazlası var.  Bknz " BTK’ya giden kitlesel veriler nasıl bir zümrenin kontr...

Ruken Yılmaz - Çoxo

Resim

Kurumlar dönemsel güç odaklarının aparatına dönüşmüşse...

Resim
   via alismetamorphosis@blogspot Kadın da olsa çocuk da olsa "başı erkenden ezilmesi gereken" kesimler olarak kodlanıyoruz. Bu ilkel zihniyetten demokratik değerler bekleyemezsiniz. Beş yıldır babasıyla yaşayan oğlumun benimle iletişimine her türlü engeli koyanlar, sapkın siber çetelerin güdümünde kararlar alan Yargı, Emniyet ve Eğitim kurumları elbette benim şahsi davamı misliyle aşan bir yapılanmaya işaret ediyor. Terörle mücadele amacıyla ülke istihbaratlarına satılan casus yazılımları amacının dışında ve hiçbir ahlaki değer taşımayan tezgahlarda kullanan bir klik var. 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasındaki hezimetlerine rağmen kurumlarda "renklendirme" usulüyle varlıklarını sürdürüyorlar. Bunu beş yıldır devam eden Yargı ve Emniyet soruşturmalarındaki koordine manipulasyonlardan ve daha başka birçok somut kanıttan biliyorum. Yıllardır maruz kaldığım saldırı düzeneklerini bir sosyolog gözüyle kayıt altına alıyorum. Sıfır insani ve ahlaki değerle kurulan saldırı ...

"Suçu açığa çıkarmak suç olarak kabul ediliyorsa, suçlular tarafından yönetiliyorsunuz demektir."

Resim
via alismetamorphosis@blogspot Dijital takiplerde attığınız her adıma kendi kirli zihin haritalarına uyumlu kurgu ve hikayeler üreten para-militer siber çeteler Yargı ve Emniyeti etkileyecek güce sahipler. Bunu kendi kişisel davalarımda bizzat tecrübe ettim. Sadece siyasi bir muhalif olarak değil, bütün kimliklerime yönelik saldırılarda organize çeteleri kullandılar. Ulus-aşırı çalışan çocuk istismarcısı sapkın siber çeteler ve yerellerdeki işbirlikçi porno/fuhuş çeteleriyle sınırlı kalmayan, paralelinde kurumlardaki uzantılarını kullanan düzeneklerle mücadele ediyorum. İstihbarat birimlerinin "terörle mücadele" amacıyla satın aldığı casus yazılımlarla kişisel hesaplara sızıyorlar. Benim haricimde herkesin görebileceği yazışma ve seviyesiz deepfake türü paylaşımlar yapıyorlar. Bunu sistematik biçimde uzun yıllar yapmayı başardıklarına göre saldırıların KURUMSAL BİR KİMLİKTE OLDUĞUNU SÖYLEMEK yerinde olacaktır. 2009'dan bu yana gerek Facebook'ta "KAYGISAL ALAN...

Gözaltına alındıktan sonra "ORTADAN KALDIRILAN" yakınlarımızın kemiklerine dahi ulaşamayan bir halkız...

Devletin Anayasada belirlenmiş yükümlülüklerini kamufle etmek için uluslararası cemiyetin terör örgütü olarak kabul ettiği PKK'yla aşık tutan devlet aklıyla ne kadar muhatap olabilirsiniz ki.  Devletin gözetimi altındayken "yok edilenler" bu devletin vatandaşlarıydı.  HDP'nin kapısında kurulan çadırlarda, dağa giden evlatlarını bekleyenler de bu ülkenin vatandaşları.  İki eylem arasında temel bir fark var.  Bizler devletin sorumluluğunu yerine getirmesi için her Cumartesi toplanan bir halkız.  Devletin HDP'nin kapısına kurduğu çadır ise kendi halkını terör örgütü olarak kabul edilen PKK'dan aman dileten bir devlet aklını simgeliyor.  Sırf HDP'yi kamuoyu nezdinde kriminalize etmek adına devleti küçültecek kadar dönemsel bir politika izliyorlar. Bu da çapsız bir siyasetin kendi iç trajedisi olsa gerek... Hayasız bir ateşin içinde yanarken bir halk, O kadar isimsiz mezar taşı Ve bu kadar mezarsız ağıt var iken Cümle kurmaya utanıyor insan.. #CumartesiAnnel...