Post-truth çağında algıları yöneten siyasi retorik

İnsanları "yanlışlarıyla" değerlendirmek kolaydır, gücünüz yetiyorsa doğrularıyla değerlendirin. 

"Şebnem Hoca’nın toplumun aklıselim sahibi kesimlerinde saygı uyandıran ilham verici hikâyesi mutlaka daha detaylı bir şekilde bilinmeyi hak ediyor."

Halk sağlığı uzmanı Prof.Dr. Onur Hamzaoğlu'na yapılanları dün gibi hatırlıyorum. Büyük sermayenin çıkarları için çalışan politikacılar, bütün ömrünü halk sağlığına adayan Sayın Hamzaoğlu'na savaş açmışlardı. Dilovası’nda ve Kandıra’daki çevre kirlilğinin felaket boyutlara ulaştığını yeni doğan bebeklerin kanında bulunan ağır kimyasallarla rapor etmişti. Bu rapor, halkın sağlığını düşünmek yerine para babalarının borazanlığını yapan politikacıların hiç işine gelmiyordu. 

Sevmediğiniz insanların da büyük doğruları olduğunu kabul etmeniz gerekiyor.

Bilim insanlarını, mesleğine gerçekten gönül vermiş, işini hakkıyla yapan akademisyenleri halkın gözünden düşürmek, onları  kendi mesleklerinin gerekliliklerini yerine getirdikleri için kriminalize etmeye çalışmak topluma verilmiş en büyük cezadır.

Bir benzerini Şebnem Hoca'ya da yapıldığını görüyoruz. Mesleğini uluslararası kabul görmüş ilkeler doğrultusunda tutarlı olarak icra ettiği için sistem ve sistemin araçları*** tarafından kriminalize ediliyor. Daha önce de cezaevinde yattı. Aynı muamele devam ediyor. Objektif hukuk kriterleri yerine mevcut siyasi çıkarların öne çıkması devlet saygınlığıyla örtüşmüyor.

***İsnad edilen suç ağırlıklı olarak Pkk'ya yakın bir medya kuruluşunun yaptığı röportajdaki ifadeler üzerine inşa ediliyor. Milyonlarca Kürdün geniş bir kamuoyunda "dağ" "mağara" "silah" "terör" çağrışımlarıyla anılmasına katkı sunmanın ötesine geçemeyen bir yapılanmanın paramilitarizmle kendiliğinden kurulan girift ilişkisi Kürtlere faydadan çok zarar getiriyor. Onlarca yıl süren silahlı mücadelede kimin eli kimin cebinde anlamak güç. Özgür iradesiyle hareket eden ilkeli insanların eş zamanlı olarak paramilitarizmin ve pkk'nın kıskacında kalması manidardır. 

Gücünü KRİMİNALİZE olmaktan ve kendilerine yaklaşanı kriminalize etmekten alan bir yapılanmanın gidişatında sorun vardır. 

Tutuklu Adli Tıp Uzmanı Şebnem Korur Fincancı'nın savcılığa verdiği ifade:

"... Söz konusu haber kanalının PKK ile bir irtibatı olup olmadığıyla hekim olarak bilmiyorum ve ilgilenmiyorum da. 18/10/2022 tarihinde Almanya da Roza Lüksemburg Vakfının "Cezaevi Ve İnsan Hakları" konulu bir konferansında yine nerenin vatandaşı olduğunu bilmediğim, o ortamda tanıştığım bir meslektaşım içinde bulunduğum hekim arkadaşlarıma bir video gösterdi. Bizler bu videoyu izleyip karşılıklı fikir alış verişlerinde bulunduk. Benim Medya Haber Tv'de canlı yayında yaptığım bağlantı öncesinde video hakkında böyle bilgi sahibi oldum. Bana sormuş olduğunuz incelenen görüntüler kapsamındaki kimyasal, toksik ve zehirli gazlarla ilgili yorum bir ön değerlendirmedir. Benim Medya haber TV de canlı bağlantı için arayan kişiyi tanımıyordum. Yine söz konusu yayın kuruluşunun PKK ile irtibatlı ve geçmiş haberlerini, yayınlarını bilmiyorum. Çünkü ben hiç haber izlemeyen, hatta kendi bağlantı yaptığım programları da sonrasında izlemeyen bir insanım. Yakın dönemde Türk Tabipler Birliği görevim ve otopsili pek bir olay olmadığı için aranmamıştım ancak Türkiye İnsan Hakları Vakfında bulunduğum dönemde hak ihlallerinden dolayı daha sık aranıyor ve haber niteliği paylaşımlar ve adli tıp içerikli bilgime danışılıyordu."






Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"