Kurumlar dönemsel güç odaklarının aparatına dönüşmüşse...
via alismetamorphosis@blogspot
Kadın da olsa çocuk da olsa "başı erkenden ezilmesi gereken" kesimler olarak kodlanıyoruz. Bu ilkel zihniyetten demokratik değerler bekleyemezsiniz.
Beş yıldır babasıyla yaşayan oğlumun benimle iletişimine her türlü engeli koyanlar, sapkın siber çetelerin güdümünde kararlar alan Yargı, Emniyet ve Eğitim kurumları elbette benim şahsi davamı misliyle aşan bir yapılanmaya işaret ediyor.
Terörle mücadele amacıyla ülke istihbaratlarına satılan casus yazılımları amacının dışında ve hiçbir ahlaki değer taşımayan tezgahlarda kullanan bir klik var. 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasındaki hezimetlerine rağmen kurumlarda "renklendirme" usulüyle varlıklarını sürdürüyorlar. Bunu beş yıldır devam eden Yargı ve Emniyet soruşturmalarındaki koordine manipulasyonlardan ve daha başka birçok somut kanıttan biliyorum.
Yıllardır maruz kaldığım saldırı düzeneklerini bir sosyolog gözüyle kayıt altına alıyorum. Sıfır insani ve ahlaki değerle kurulan saldırı düzeneklerinde en temel itibarsızlaştırma yöntemleri ensest, fuhuş ve türlü cinsel sapkınlıklar üzerine inşa ettikleri film ve tezgahlardan oluşuyor. Bunun için mahalle aralarında gezen fuhuş ve fuhuşa yer temin eden çetelerle ortak çalışıyorlar. Dijital manipulasyonlarda profesyonel kurgu ekiplerini ve troll ağlarını kullanıyorlar.
Ergenliğini aşamamış kirli bir zihniyetin ülke istihbarat birimlerinde etkin bir güce sahip olması tüm toplumu ilgilendiren bir kamu güvenliği meselesidir. PARALEL YAPILANMANIN bakiyesi olarak kurumlarda varlığını sürdüren, devletin imkanlarını kullanarak bu ahlak ve yasalar üstü saldırılara imza atan grupları görmezden gelmek devlet ahlakıyla ve devlet saygınlığıyla bağdaşmaz.
Yargı sistemi eğer hak arayan vatandaşı maddi manevi yılgınlığa düşürmenin aracına dönüşmüşse, orada adaletten bahsedemeyiz.