via alismetamorphosis.blogspot
İroniyi bolca kullanan, renkli karakterli, espritüel, kimi zaman sarkastik, beni sevmeyenlere karşı da antipatik biri olabilirim ancak ömrümün hiçbir evresinde kendini ya da öz değerlerini bilmeyen biri olmadım.
Bizler "Eline, beline, diline sahip ol" düsturuyla yetiştirildik. Kültürümüzün ve inancımızın bu en temel hassasiyetleriyle oynayanlarla görülmesi gereken bir meselemiz var. Sapkın zihniyetlerine eklenen çağın dijital teknolojisinin ve devletle olan organik bağlarının imkanlarıyla bizleri aşağı çekmeye çalışanların bin yıllık hilelerine yenik düşüyoruz. Bu kısır döngüyü kırmaktan başka seçeneğimiz yok.
Emniyet ve Yargı birimlerinin dahil edildiği nitelikli iftira düzeneklerinde benim, ailemin,* Alevi ve Kürt toplumunun onur, şeref ve haysiyetini yalan, iftira ve kumpaslarla kadın, çocuk, yaşlı gözetmeden hedef haline getirenler; içimizden tuzağa düşürdükleri veya satın aldıkları kişiler sayesinde yakayı kurtaracaklarını zannedenler; arkadaşlık, komşuluk kisvesiyle yüzümüze gülerken maddi manevi çıkarları uğruna dahil oldukları güç odaklarıyla arkamızdan iş çevirenler, umuyorum eninde sonunda kamuoyu nezdinde ifşa edilerek hak ettikleri cezalara çarptırılırlar.
(* ) En başta annem ve kardeşlerim hangi kanallardan kimler tarafından kandırıldıklarını itiraf etmedikleri sürece bu meseleye kökten bir neşter vurmak pek mümkün görünmüyor. Çünkü bu mesele casus yazılımlarla, trollükle, deepfake'le izah edilebilecek bir mesele değil.