İnsan onur ve haysiyetini hiçe sayan sorumsuzluk ve cezasızlık hali sadece yargıda değil meslek örgütlerinde de önlem alınması gereken bir kamu güvenliği sorunudur.
Barolar organize çetelerle çalışan avukat meslektaşlarına yönelik bir tavır geliştirmelidir.
Adalet sistemi namussuzları haklı çıkarmak, sahtekarlara para kazandırmak, dürüst insanları yargı eliyle itibarsızlaştırıp kriminalize etmek için çalışıyorsa orada haktan hukuktan bahsedilemez.
KAZAN/KAZAN FORMÜLÜYLE ÇALIŞAN ÇETELEŞMELER ADLİYE KORİDORLARINA KADAR SIZMIŞ VAZİYETTE. SADECE YARGI, EMNİYET VE İSTİHBARAT BİRİMLERİNDE DEĞİL SAVUNMADA DA PARALEL YAPILANMANIN İZLERİ VAR. KOORDİNE ÇALIŞIYORLAR.
Yalandan ve iftiradan beslenenlerin örgütlülüğü çözülmedikçe kurumlardaki yozlaşmanın önüne geçilemez
Cemaat/hemşerilik/siyâsi çıkar ağları üzerinden bir anneye karşı nitelikli iftiralar üreten Rizeli Avukat Serpil Alçın ve Yozgatlı Avukat Nagihan Gür Altaylı
Rizeli Avukat Serpil Alçın'ın imzasıyla mahkeme kayıtlarına geçen nitelikli iftiralarda Emniyetin ve Yargı birimlerinin sorumluluğu, mercek altına alınması gereken önemli bir konudur. Hukuku şahsi çıkarlar için taktiksel yollarla suiistimal edenleri açığa çıkarması beklenen müzekkereler maalesef mahkeme başkanlarının dikkatini cezp edememiştir (?) Bir annenin annelik ve kadınlık kimliğini hedef alan düzeysiz algı yönetimine paralel olarak mahkemeler üzerinden sistematik ve kapsamlı yıldırma girişimi söz konusu olmuştur. Kadrolu kurgu ekipleriyle, çocuk istismarcısı fuhuş/porno ve uyuşturucu çeteleriyle, ulus-aşırı siber çeteler ve yerellerdeki troll ağlarıyla koordine çalışan paralel yapılanmalar mahkeme kararlarını manipule edecek güce ulaşmış durumdadır.
Türkiye gibi muhafazakâr bir ülkede, tek yaşayan bir kadın aleyhinde "kayıt dışı çok yüksek geliri var, farklı bankalarda hesapları var, çok yüksek harcamaları var" iftiralarını mahkeme kayıtlarına kadar geçirmek basite indirgenebilecek bir saldırı biçimi değildir. Her yöne çekilebilecek ağır itham ve iftiralarda bulunarak haysiyete saldırmak suçtur.
Avukatlık mesleğinin etik kurallarını ihlal edenler barolarca soruşturma konusu yapılmalıdır.
Hiç kimse - eğer ruh hastası değilse - şahsi çıkarlarına hizmet etmediği sürece bir başkası aleyhinde üretilen yalan ve iftiraları ısrarla savunmaz. Ağır itham ve iftiraları hangi kaynaklardan edindiklerini başta RİZELİ AVUKAT SERPİL ALÇIN ve YOZGATLI AVUKAT NAGİHAN GÜR ALTAYLI yetkili birimlere isim ve adreslerle vermekle mükelleftir.
Yargı birimlerinin adalet arayan vatandaşın karşısında bir zümreymiş gibi hareket etmesi sorunlu bir durumdur.
12 yaşındaki çocuğun 7. sınıftan itibaren ayları bulan okul devamsızlığı sorgulanmamış, annenin çocuk lehine talep ettiği savcılık soruşturmaları layıkıyla yapılmadan kapatılmış, akran ve siber zorbalıklarına, istanbul maltepe'deki faşist paramiliter çetelerin tezgah ve tuzaklarına karşı çocuk bir başına ve savunmasız bırakılmıştır: Bknz - "Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok pis kokular geliyor"
" Devlet, kendine yüklenen kutsallıkla şişiyor, insandan da, adaletten de, özgürlükten de daha önemli oluyordu. Ve böyle bir devlet yapısı, kaçınılmaz olarak, kendi kutsal varlığını sürdürebilmek için insanlardan, adaletten, özgürlükten vazgeçiyor ve sonunda kendisini taşıyabilecek hiçbir güç ortada kalmıyordu... İnsanları güvenli bir örgüt içinde tutabilmek için oluşturulan devletin ‘ hiçbirşeyleşmesi’ insanları da, yanan ahırdaki atlar gibi birbirlerini çiğnemelerine yol açacak bir paniğe ve acıklı bir isteriye sürüklüyordu..."
Yorumlar
Yorum Gönder