İnsanları ilkel duygularına hapsederek kumanda eden sistem: Neoliberalizm
via alismetamorphosis.blogspot
Toplum kendine saygısını yitirirse...
en başta çocuklar yoldan çıkar... Son on yılda, özellikle internetin yaygın hale gelmesiyle dünyada çok şey değişti. İnsanın algılama kapasitesini misliyle aşan dijital dünyadaki gelişmeler sayesinde, adı konulmayan bir dijital devrim yaşandı. Ne var ki, hızından dolayı idrak edilemeden içinden geçilen bu devrimi, art niyetli odaklar mevcut neoliberal sömürü politikalarının avantajına kullandı, kullanmaya da devam ediyor.
Kapitalizmin ruhuyla uyumlu olan insanlığa düşman çeteleşmeler, birbirlerine eklemlenen internet networkleri üzerinden kitleleri zarara uğratacak projelerde yer alıyor. Belli merkezlerden koordine edilen networkler, yapay zekanın sınırlarını zorlayarak büyük suçlara imza atıyor. Mevcut siyasi ve coğrafi sınırları aşan çeteleşmeler tahmin edileceği üzere hiçbir sınır tanımıyor, binlerce yıllık insanlık birikimini yerle bir ediyor.
Kitleler, neoliberal sömürüden en büyük payı kapan azınlık tarafından sistematik biçimde manipüle edilerek aptallaştırılıyor.
Hiç kimse zannetmesin ki bütün dünyada etkin olan art niyetli odakların yerel işbirlikçileri yoktur. Bilakis, dijital devrimin nimetlerini kirli işlere havale eden yapılar yaşadığımız mahallelere kadar sızarak etkin boyuta ulaşmış durumda. Bu sebeple, "küçük insan hikayeleri" size hiç abartı gelmesin.
2013'ten öncesi de olmakla birlikte, bu tarihten itibaren gördüklerimi, izlenimlerimi alt alta sıraladığımda ortaya çıkan devasa manzaranın nesnel tanımı, tam da şu paylaşımdaki kısa özetle aktardıklarıma denk geliyor.
Taş atıyorlar da kolları mı yoruluyor zannediyorsunuz. Otomatik pilota devredilmiş uçak gibi yapay zekanın kontrolünde işleyen, yasalardan muaf sektöre dönüşen bir yapı arz ediyorlar.
Piyasanın farkında olan hemen herkes maddi çıkarları doğrultusunda bu pazardan faydalanmak için sıraya giriyor. Bütün sistem insanların manipüle etmesi üzerine kuruluyor. İster ünlü olmak isteyen sokak şarkıcısı, isterse Koç'un Sabancı'nın satışını arttırmak istedikleri bir ürün ya da tirajı arttırılmak istenen bir dergi olsun. Bunlar pazarı büyütüyor.
Tam da kapitalizmin ruhunu şaha kaldıran bir süreç yaşanıyor. Olan, geniş halk kitlelerine oluyor. Çapı ve derinliği her geçen gün artarak büyüyen birbirine eklemlenmiş networkler, mevcut kurumsal yapıların ve değerlerin altını hızla oyuyor.
Gençlerin günümüzde idol olarak seçtiği kişiler, yürüyen reklam panosundan farkı olmayan ünlüler. Çocuklar ve gençler reklamın vücut bulmuş hali olan sosyal medya fenomenlerinin büyüsüne kapılarak yaşıyor.
Bundan âlâ kapsamlı bir çürüme mi olur?..
Neoliberalizmle mücadeleyi yanlış yerlerde ararsak, insanlığa vurulmuş en ağır darbeyle savaşacak gücümüz de olmaz. Sistemin kitleleri sindirme aracı internet ve sosyal medyadır. O halde mücadeleye buradan başlamak zorundayız.
Kapitalizmin ruhuyla uyumlu olan insanlığa düşman çeteleşmeler, birbirlerine eklemlenen internet networkleri üzerinden kitleleri zarara uğratacak projelerde yer alıyor. Belli merkezlerden koordine edilen networkler, yapay zekanın sınırlarını zorlayarak büyük suçlara imza atıyor. Mevcut siyasi ve coğrafi sınırları aşan çeteleşmeler tahmin edileceği üzere hiçbir sınır tanımıyor, binlerce yıllık insanlık birikimini yerle bir ediyor.
Kitleler, neoliberal sömürüden en büyük payı kapan azınlık tarafından sistematik biçimde manipüle edilerek aptallaştırılıyor.
Hiç kimse zannetmesin ki bütün dünyada etkin olan art niyetli odakların yerel işbirlikçileri yoktur. Bilakis, dijital devrimin nimetlerini kirli işlere havale eden yapılar yaşadığımız mahallelere kadar sızarak etkin boyuta ulaşmış durumda. Bu sebeple, "küçük insan hikayeleri" size hiç abartı gelmesin.
2013'ten öncesi de olmakla birlikte, bu tarihten itibaren gördüklerimi, izlenimlerimi alt alta sıraladığımda ortaya çıkan devasa manzaranın nesnel tanımı, tam da şu paylaşımdaki kısa özetle aktardıklarıma denk geliyor.
Taş atıyorlar da kolları mı yoruluyor zannediyorsunuz. Otomatik pilota devredilmiş uçak gibi yapay zekanın kontrolünde işleyen, yasalardan muaf sektöre dönüşen bir yapı arz ediyorlar.
Piyasanın farkında olan hemen herkes maddi çıkarları doğrultusunda bu pazardan faydalanmak için sıraya giriyor. Bütün sistem insanların manipüle etmesi üzerine kuruluyor. İster ünlü olmak isteyen sokak şarkıcısı, isterse Koç'un Sabancı'nın satışını arttırmak istedikleri bir ürün ya da tirajı arttırılmak istenen bir dergi olsun. Bunlar pazarı büyütüyor.
Tam da kapitalizmin ruhunu şaha kaldıran bir süreç yaşanıyor. Olan, geniş halk kitlelerine oluyor. Çapı ve derinliği her geçen gün artarak büyüyen birbirine eklemlenmiş networkler, mevcut kurumsal yapıların ve değerlerin altını hızla oyuyor.
Gençlerin günümüzde idol olarak seçtiği kişiler, yürüyen reklam panosundan farkı olmayan ünlüler. Çocuklar ve gençler reklamın vücut bulmuş hali olan sosyal medya fenomenlerinin büyüsüne kapılarak yaşıyor.
Bundan âlâ kapsamlı bir çürüme mi olur?..
Neoliberalizmle mücadeleyi yanlış yerlerde ararsak, insanlığa vurulmuş en ağır darbeyle savaşacak gücümüz de olmaz. Sistemin kitleleri sindirme aracı internet ve sosyal medyadır. O halde mücadeleye buradan başlamak zorundayız.