"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

"Yas tutmak istemiyor kimse. Herkes eğlencesine bakmak istiyor. Ne var ki, kimse de eğlenemiyor. Oysa her ikisi de insani ve birbirinden ayrı tutulamayacak iki değer ölçüsü. Yas tutmak da topluca eğlenmek de bir toplum için sağlıklıdır. Yas ve şenlik sınıfları, toplumun farklı katmanlarını bir araya getirir. Kısa da olsa sessizlik deneyimi yaşamak zihinde çalkalanıp duran düşüncelerin biraz olsun durulmasını sağlayabilir. Şarkılar söylemek, danslar etmekse bir tür katarsistir (arınma). Zorunlu olarak bir arada duran toplamların geleceği yoktur. O en küçük ortak payda uzlaşabilen, birlikte ağlayan, ağıt yakan, birlikte gülen insanların bir arada bir geleceği vardır. Yaslarımıza, bayramlarımıza, şenliklerimiz sahip çıkalım." [ Bora Ercan]

  Farklı sosyal ve siyasal çevrelerin, bireylerin davranış kalıplarını izleyen siber yapılanmalar elde ettikleri verileri insan ve toplum mühendisliğinde hasımlarına karşı "işlevsel" biçimde kullanıyorlar. "Kendimiz belli bir konuda bir inanca sahip olduğumuzda, onu destekleyen kanıtları arama ve bulma eğilimindeyizdir. Önyargılarımız genellikle bizi inançlarımızı destekleyen kanıtlara odaklanmaya yönlendirir. Bu nedenle insanın mantıksal akıl yürütmesi psikolojide çok sayıda araştırmanın konusu olmuştur." https://www.matematiksel.org/mantikli-dusunebiliyor.../...

It's Impossible To Tell If This Story Exists, According to Quantum Physics Blame it on the Wigner's Friend paradox.   This paradox is well-known in physics circles as the Wigner's Friend thought experiment, and it supposedly proves that you cannot assume the knowledge of other observers as your own . But a team of researchers from the University of Vie nna, the Austrian Academy of Sciences, and the Ontario-based Perimeter Institute for Theoretical Physics have proven that the full story is even more complicated: you cannot even trust your own eyes. "Researchers Say That You Can’t Trust Your Own Observations From the Past" / for more reading: https://newsbinding.com/news/researchers-say-that-you-cant-trust-your-own-observations-from-the-past/

  via alismetamorpohsis@blogspot TESADÜFEN YAŞIYORUZ... Haber ve foto arşivimin olduğu google hesabımın 18 Kasım 2016'dan sonraki arşivine ulaşamadığımı fark ettiğimde bu hesaplar üzerinden kirli oyunların döndüğünü anlamıştım. 2016 Yılı önemli. Arz/taleple çalışan siber çeteyi devreye koyan kişi eski eşim Kemal'in 2016'da evlendiği avukat Nagihan Gür Altaylı'dır. Kemal de işine geldiği için onunla birlikte hareket etti. Sosyal ve siyasal güç çevrelerini beni hayatlarından tamamen ekarte etmek için kullandılar. Bundan maddi manevi kazanç elde etmenin hesabını yaptılar. Kemal bana iş bulmam konusunda psikolojik baskı uyguluyordu ve "Cem ayağına dolanmasın sen iş bakarken" diyerek onu yanına almıştı. Oğlum Cem 2016'da babasında kalmaya başladı. Arkamda dönen tezgahlardan bihaber KPSS öğretmenlik kursuna gidiyordum. Kim bilir beni zan altında bırakan ne tür kepazeliklere imza attılar. Emniyet ve Yargıdaki para-militer siber çeteleri ve yereldeki işbirlikçiler...

Kozmopolit Türkiye toplumunun ulus inşasında "kapsayıcı bir kimlik" öne çıkartıldı.  Günümüz entelektüel çevrelerde bu kimliğin etnik ya da ırksal bir anlam ifade etmediği iddia edilse de devletteki hakim ideolojinin kurucu babalarının söylem ve politikaları hiçbir zaman bu yönde olmadı. Nüfus kütükleri fişlenerek kategorize edildi. Sistematik olarak ayrıcalıklı bir sınıf inşa edildi.  Evrensel ilkelerle bir araya gelen ve diyalog kurabilen uluslararası toplumda insan onur ve haysiyetinin yok sayıldığı politikaların sürdürülebilirliği yoktur.  Yukarıdan inmeci toplum mühendisliğinin gerek kurumsal yapılarda, gerekse toplum, birey ve gruplar üzerinde görülebilir yansımaları vardır.  Geçmişte açıkça dile getirilen, günümüzde ise daha örtük biçimlerde varlığını sürdüren ayrımcılığın "Anayasal Eşitlik"e aykırı pratikleri toplumun adalete olan inancına, huzur ve refahına tehdit oluşturmaktadır.  Eşitlikçilikten ve kapsayıcılıktan uzak "üst kimlik" inşasının bir...

Çocukluk Anılarımda Şırnak Katliamı Yola çıktım. Saldırı sonrası evlerden dökülen molozlarla doluydu her yer. Elektrik ve telefon direkleri ve bunların telleri bütün sokakları sardığı için zar zor yürüyebiliyordum.   18 Ağustos 1992. Dokuz yaşındaydım o zaman. Dört gün, dört gece ateş altında kalmıştı Şırnak. Sığınağı olmayan evlerde, insanlar evleri hedef alan havan topu saldırılarından korunmak için evlerinin zeminini balyozla kırıp alt katlara inmeye çalışıyorlardı. Bizim de evin damının bir kısmını koparıp almıştı havan topu. Şansımız var ki evimizde bir arada olmak için toplaştığımız yere gelmemişti. Sesten o kadar korkmuştuk ki, altımıza kaçırmıştık. Hedef olmak istemediğimizden dolayı hiç ışık kullanamıyorduk. Annem yataktaki idrarı kan sanmıştı. Annemin korkudan takırdayan dişlerinin hala sesini hatırlarım. Neyse ki babam el feneri ile durumumuzu görüp, annemi rahatlatmıştı. O günden sonra bizim dâhil Şırnak merkezde hemen her evin altına bir sığınak yapılmıştır. O günlerde...

 

 

Özgün kültürel değişkenlerin etkin olduğu bir-iki istisna dışında kadın-erkek eşitsizliğinin en fazla olduğu ülkeler aynı zamanda yolsuzluğun, yoksulluğun, iç çatışmaların ve savaşın en çok yaşandığı ülkeler. "Eşitsizliğe yol açan en önemli farklılık; işgücüne katılım, yönetim kademesindeki temsil, meclisteki milletvekili sayısı ve devlet yönetimindeki temsil başlıklarında ortaya çıkıyor." via elamidirius@blogspot Küresel eşitlik için öngörülen 99.5 yıl, bir yılda 135.6'ya yükseldi Dünya Ekonomik Forumu tarafından 2006 yılından bu yana düzenli olarak yayınlanan Küresel Cinsiyet Eşitliği Raporu 2020, dünya çapında cinsiyet eşitliğine ulaşılabilmesi için hala uzun bir yolumuz olduğunu ortaya koyuyor. Rapora göre, cinsiyetler arasındaki farkın kapatılması için gereken süre 2019 yılı itibarıyla 99.5 yıla düşmüş durumda. 4 KATEGORİ Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Endeksi, temel olarak sağlık, eğitim, ekonomi ve politika şeklinde dört alana odaklanıyor. Hazırlanan endekste bu dört...