Kayıtlar

Cemaat/hemşerilik ilişkileri üzerinden adam kayıran, hak ihlallerinin üzerini örtme çabasına giren kurumlar

Resim
"Akranlar arasında ne tür işlerin/zorbalıkların döndüğünü Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığına bağlı birimler, Emniyet Siber Suçlarla ilgili birimler araştırmalıdır.  Bu çocuklar artık cezai ehliyet yaşına geldiler. Ben yıllardır şu mecrada gücüm yettiğince  hem anne kimliğimle hem sosyolog kimliğimle bir mücadele veriyorum . Ancak devletin yetkili birimleri cemaat/hemşerilik ilişkileri üzerinden adam kayırmaya devam eder ve insanlığa karşı suç teşkil eden organize suçların üzerini örtme çabasını sürdürürse bu durum Anayasal açıdan da uluslararası bağlayıcılığı olan anlaşmalar açısından da suç teşkil eder.  Benim evime yasa dışı yollarla girip çıkan, uygunsuz içerikler üreten çocuklar buradalar ancak benim evladım yıllardır evinden uzakta siber ve akran zorbalıklarının gölgesinde yaşıyor!" - 'Cezasızlık Zırhı' için internet tuzakları ve akran etkileşimleriyle kumanda ettikleri gençleri kullanıyorlar: Bkzn via alismetamorphosis@blogspot Çocukları dejene...

Milgram Deneyi

 "Devlet ahlakını kendi kimliği olarak taşıyanlar her zaman yalan ve hile işini sürdürürler"

Meclis'te Kürt kimliğiyle siyaset yapan HDP'lilerin kaderi kimin elinde?

Resim
 Nerina Azad'tan Aziz Yağan yadı:  Ankara’da İstenmeyen HDP’nin Kaderi Kimin Elinde? İnşaî yapılar gücünü sivil toplumdan alır ve toplumunu yerinde tutarak refahını artırırken; operasyonel yapılar kolektif sorunları istismar eder, sivil alanı paramparça eder; göç ettirmenin, toplumu zayıflatmanın, mağduriyeti büyütmenin yollarını arar, çözümü değil çözümsüzlüğü derinleştirir. PKK güçlendikçe Kürdler bu nedenle zarar gördü. Gare operasyonunun ardından hükümet ve muhalefet HDP’yi vekilen meclisten ve kurum olarak da Türk siyasi hayatından çıkarmak istemiş olabilir. Diğer siyasi partilerin açıklamalarından da HDP’nin istenmediği anlaşılmaktadır. Vekilliklerin düşürülmesi, HDP’nin kapatılmasının tartışılması Kürdlere karşı ya da Kürd karşıtlığı yüzünden değildir. CHP’nin resme uzaktan bakması ve belki de HDP oylarına gereksinimi yüzünden, hükümetin HDPyi kapatmaya dair işbirliği daveti CHP’de karşılık bulmamış görünüyor. Muhtemelen hükümetin ikinci denemesi HDP’li vekillerin dokun...

Barış, huzur ve refah ortamını istemeyen iç ve dış güçler manipulasyonlarını tarafların reflekslerini hesaplayarak yaparlar

Resim
"Eşit haklara dayalı onurlu bir ortak yaşamı inşa etmek çok mu zor?.. Türk siyasetinde her kim buna cesaret ettiyse kendisini hedef tahtasında buldu: Ya şaibeli ölümlere, suikastlara maruz kaldı ya da devasa kampanyalarla karalandı. Kimileri de vaziyeti erkenden fark edip çark etti ve ait olduğu kimliğe sığınarak yoluna devam etti... Yüz küsur yıllık faşist damar ile dış güçler el ele, kol kola bu coğrafyayı defalarca kana buladı. Batı ve içerideki gizli egemen güçler buna hep şapka çıkardı.    B u coğrafyanın mazlum insanlarını  ' vatanseverlik' ve 'milliyetçilik' hamasetiyle besledikleri kin ve nefret ögeleriyle birbirine kırdırdılar.  Ülkedeki derin/paralel devleti kumanda eden ırkçı, faşist, ulusalcı damar Türklerle Kürtlerin anlaşıp barış ve huzur içinde ONURLU ORTAK YAŞAMI inşa etmesine engel oldular. Tıpkı Kıbrıs'ta ikiye bölünen halkın içine sızdıkları gibi Türklerin ve Kürtlerin içine sızdılar. Her iki kesimi benzer taktiklerle kumanda ederek tarafları...

Ülkeyi açıkhava laboratuvar sahasına, insanımızı deney malzemesine çevirenler kimdir?

Resim
Kurumsal arka planı da olan siber çeteler muhalif kimlikteki kesimlere sistematik saldırılarda bulunuyor. TCK MADDE 77 - İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR Madde 77- (1) Aşağıdaki fiillerin, siyasal, felsefi, ırki veya dini saiklerle toplumun bir kesimine karşı bir plan doğrultusunda sistemli olarak işlenmesi, insanlığa karşı suç oluşturur: a) Kasten öldürme. b) Kasten yaralama. c) İşkence, eziyet veya köleleştirme. d) Kişi hürriyetinden yoksun kılma. e) Bilimsel deneylere tabi kılma. f) Cinsel saldırıda bulunma, çocukların cinsel istismarı. g) Zorla hamile bırakma. h) Zorla fuhşa sevketme.  (2) Birinci fıkranın (a) bendindeki fiilin işlenmesi halinde, fail hakkında ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına; diğer bentlerde tanımlanan fiillerin işlenmesi halinde ise, sekiz yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Ancak, birinci fıkranın (a) ve (b) bentleri kapsamında işlenen kasten öldürme ve kasten yaralama suçları açısından, belirlenen mağdur sayısınca gerçek içtima hükümleri ...

HEZKURD’den BM ve UNESCO’ya Kürtçe başvurusu

Resim
Kürt Dil Hareketi (HEZKURD), Kürtçe’nin Türkiye ve Kürt illerinde yasal güvenceye alınarak eğitim dili olması için Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’ne (UNESCO) başvuruda bulundu. Kürt dilinin Türkiye’nin bilinçli ve programlı asimilasyon politikası nedeniyle tehlike altında olduğu belirtilen başvuru dilekçesinde, şu ifadeler yer aldı: “UNESCO; eğitim, kültür, tarihi mirası ve insanlık değerlerini savunan uluslararası bir kurumdur. UNESCO, demokratik yaşamı, özgürlükleri ve hukukun üstünlüğünü amaç edinerek, dünya barışı ve insanlık için önemli bir misyon üstlenmiştir. Bizler, Türkiye'de yaşayan ve nüfusu yaklaşık olarak 25 milyonu bulan Kürdler'in, Anadili olan Kürdçe, ne yazık ki resmi olarak hâlâ tanınmamakta ve okullarda Kürdçe'ye dönük anadilde eğitim, devlet engeli yüzünden verilmemektedir. Geçmişi binlerce yıla dayanan ve insanlık ailesinin kadim bir parçası olan Kürd Dili, Türkiye Cumhuriyeti'nin bilinci ve programlı olarak uyguladığı asimilasyo...

Zaroken Bezıman: Zımane Zıkmaki, Zarok u Psikoloji

Resim
DİLSİZ ÇOCUKLAR Ezilen, asimilasyon ve soykırım politikasına en etkili bir şekilde tabii tutulan bir dilin sahiplerinin, aydınlarının, devrimcilerinin kendi ata dillerinden değil de, egemen, sömürgeci, soykırımcı ve asimilasyonun aracı olan dil(Türkçe, Arapça, Farsça vs.) ile konuşmaları, yazmaları ve Kürt yaşamından, Kürtçe yaşamından uzak durmaları kadar daha etkili olan ve olacak başka bir yöntem yoktur. Bu açıdan Kürtçeye en büyük ihanet, Kürt aydın ve siyasetçilerinin kendi anadillerinden değil de, egemen sömürgeci, asimilasyoncu ve soykırımın aracı olan dil ile konuşmalarından geldiği aşikardır. Zira dili çocuklarına öğreten anne, baba ve ebeveyinleridir. Buna bir de devletin sömürgeci, asimilasyoncu ve soykırımcı eğitimi eklenince, artık çocuk kendi ata dilinden yoksundur, dilsizdir. Konuştuğu kendi dili değil, sancılı, dil kırımcı ve kendisinin soykırımını amaç edinen dil ile konuşarak, yokluğunu yaygınlaştıran, derinleştiren ve hızlandıran bir konuma, kendine karşı olan bir du...

25 Ocak 1991: Kürtçe yasağı resmen kalktı, fakat Kürtçe hâlâ yasak, hâlâ "anlaşılamayan bir dil"...

Resim
Kürtçenin "yasak" bir dil olması, cumhuriyet tarihiyle birlikte başlayan bir süreç. Osmanlı İmparatorluğu'nda "Kürt" ve "Kürdistan" kavramları resmen kullanılıyordu; Kürt dili üzerinde yasak olmadığı gibi, II. Meşrutiyet döneminde çok sayıda Kürtçe yayın vardı. Cumhuriyetin kurulmasıyla birlikte Kürtler ve Kürtçe inkâr edilmeye başlandı; 1980'e kadar resmen yasak konmasa bile Kürtçe konuşmanın bedeli hapis ve ölüm oldu. Mustafa Kemal, Ocak 1923'te İzmit'te yaptığı bir konuşmada şöyle diyordu: "Kürt meselesi, bizim yani Türklerin menfaatine olarak da kesinlikle söz konusu olamaz. Çünkü bildiğiniz gibi bizim milli sınırlarımız içinde bulunan Kürt unsurlar öylesine yerleşmişlerdir ki pek sınırlı yerlerde yoğun durumdadırlar. Fakat yoğunluklarını kaybede ede ve Türk unsurların içine gire gire öyle bir sınır oluşmuştur ki Kürtlük adına bir sınır çizmek istesek, Türklüğü ve Türkiye'yi mahvetmek gerekir. Sözgelişi, Erzurum'a kadar gid...

Anlamak emek ve çaba ister, oysa asıp kesmek öyle mi...

Resim
Kürtlerin sosyolojik yapısı Türklerinkinden farklıdır. Geniş ve geleneksel aile yapısını sürdüren Kürtler iki ateş arasında kalmıştır. Aynı sülaleden ve hatta aynı evden hem askerde hem dağda evlatlarını kaybetmiş aileler vardır. BİZLER silahlı mücadelenin bitmesinin yegane yolu olarak siyaseti görüyoruz. Ancak ONURLU bir siyaseti. Hemen her Kürt'ün evinde siyasi görüşlerinden dolayı işkence tezgahlarından geçmiş, cezaevlerinde dört duvara hapsedilmiş bir Kürt'ün hikayesi vardır. PKK denen silahlı örgüt, militanlarını Papua Yeni Gine'den toplamadı. PKK - Devletin kendi hesabına göre - Kürdistan'da ortaya çıkan muhalif grupların içine atılacak imhacı pirana olarak önü açılan silahlı bir örgütlenme değil midir? Bunlar yakın tarihin hakikatleri... Siyasetçiye düşen en temel görev yaşanan bütün sorunları diyalog ve diplomasiyle çözmektir. HDP, yanlışlarıyla/doğrularıyla bunu yapan bir partidir.  İmha politikasının varacağı hiçbir yer yoktur. Toplumsal hayatın içerisinde ve ...

"Musul’da ve denizcilerde nasıl yaptılarsa, Gara'da da aynısını yapmaları gerekirdi."

Resim
  İHD'den Soylu'ya Gare yanıtı: İsteseler alıkonulanları alırlardı İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, derneklerini hedef alan Süleyman Soylu'ya yanıt verdi: "Musul’da ve denizcilerde nasıl yaptılarsa, burada da aynısını yapmaları gerekirdi. ‘Terörle muhatap olmayız’ diyenler neden başka teröristle muhatap oluyor? Başkalarını suçlayarak sorumluluğundan kurtulmaya çalışıyor.” Gare’de düzenlenen operasyonda PKK’nin alıkoyduğu 13 kişinin öldürülmesine ilişkin Mecliste açıklama yapan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İnsan Hakları Derneği’ni suçladı. Soylu derneği hedef göstererek “1984'ten bu yana terör örgütü, 6 bin 21 sivil katliam gerçekleştirdi. O İHD denilen canı çıkasıcası dernek, bir tanesi için bir laf söyledi mi, onun peşine takılıyorsunuz? Devlet burada üzerine düşen her şeyi yapmıştır” dedi. Evrensel'den Birkan Bulut'un haberine göre:  İnsan Hakları Derneği Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan, defalarca girişimde bulunduklarını ama PKK’nin alıkoyduğu asker...