Kayıtlar

Kâr etmeye odaklı firmanın "insancıllık kılıfı"

Resim
İnternetten yemek sipariş devi bir firmanın başındaki kişi olayın daha ilk saniyelerinde çıkıp, kurtarılan kızın hayatı boyunca bütün eğitim masraflarını üstleneceğini söylüyor. Ana haber bültenlerinde spikerler bile "Köfte sipariş etmek isteyenler adres soruyor" diye haber yapıyor.  İnsanları kendileri gibi aptallaştırıyorlar. Kâr hırsıyla her şeyi örtük/açık reklam malzemesine çeviriyorlar. Koordine bir sistemle bunu başarıyorlar. via elamidirius@blogspot Ah Agah Hoca ahh... "Bir elin verdiğin öbür elin görmesin"  diyen kadim gelenekten nerelere savruldu yurdumun çapsız insanı... Kendi firmasının reklamını üç yaşındaki depremzede üzerinden  yapan zihniyeti anlatıyor Agah Aydın.  Ruhunu kapitale satmış, fırsatçılığın kitabını yazmış insanları ve  bu insanlara methiyeler düzen çürümüş ekonomik sistemi mümkün mertebe ifşa etmek gerekiyor. "Depremzedelere yardım eden yardım alandan daha çok çıkar elde ediyorsa ona yardım değil sömürü denir. Yardımlarınızda şirket...

You'll never wolf alone

Resim
 

"Savaşın bile bir hukuku vardır"

DEVLETTEKİ CEMAATLEŞMENİN TOPLUMSAL TABANDA SEBEP OLDUĞU TAHRİBATIN İZLERİ: via alismetamorphosis@blogspot Savaşın bile bir hukuku vardır Bizi tefe koyanların hukuku Emevi Zihniyeti'nde olduğu gibi "öteki" olarak kodladıklarını kadın da olsa çocuk da olsa ganimet olarak görmektir. Emevi Zihniyeti'nden kastım asla ilkeli dürüst Sünni Müslümanlar değildir. Bu zihniyetin coğrafyamızdaki en güçlü temsilcisi statükocu güç odakları ve onlarla dirsek temasındaki çıkar gruplarıdır. Oğlum Cem on altı yaşında bir genç oldu. Hiç kolay olmayan son dört yılını bütün zorluklara rağmen geride bıraktı. Kurumsal destekli organize bir şebekenin marifetiyle benim güvenli alanımdan tamamen çekilerek siber ve akran zorbalıklarına maruz kaldı. Eş zamanlı olarak oturduğum binaya kadar uzanan cemaat/hemşerilik ilişkileri üzerinden ahlaksız itibarsızlaştırma düzenekleri devreye girdi. Sistematik  istismarın hem öznesi hem nesnesi haline getirilen çocukların  kimler tarafından kumanda ed...

Ne tek başına bir ekonomi var ne de politika!

Resim
Evrensel'den Bülent Falakaoğlu'nun köşesinden (2012):  ‘Ne tek başına bir ekonomi var ne de politika’ diyerek düştük yola. Bu çerçeveden baktık kapitalizmin büyüme, ilerleme, kalkınma, modernleşme gibi kutsal kavramalarına… Bölüşümü… Parasal olmayanı… Çevre tahribatını… “Hiç birini dikkate almayan milli gelir artışı niye kutsal olsun ki?” diye sorduk.   Peki, her milli gelir düşüşü kötü müdür? Milli gelirinin yüzde 14’ü fuhuşa özelikle çocuk fuhuşuna dayanan Tayland’ın milli geliri düşse kötü mü olur? Olsa olsa 2 milyondan fazla çocuk fuhuştan kurtulur. Öyleyse varsın düşsün Tayland’ın milli geliri. Zenginleşirken birilerini yoksulaştıran bir ekonomi yerine... Aç kalma, evsiz kalma, gelirsiz kalma muhtaç durumda olma korkusu olmayan, temiz su, evlerin kapısı kilitli olmayan, dayanışmacı bir ekonomi olsa fena mı olur? Teknolojik gelişme sonucu makineler canlı emeğin (insanın) yerine alsa da insanlar daha az çalışsa olmaz mı? Kapitalizmde olmuyor işte… Neden olmadığını tartıştık...

Clementine Autain

Resim
  “ Fransa’da Müslümanlara karşı bir ayrımcılık var, bunun adı İslamofobi. Ben Charlie Hebdo eylemlerine de gitmiştim, orada muhatap olunmaması gereken insanlarla yan yana durdum, Yahudi düşmanlarına karşı eylemlere de gitmiştim, orada da beni ve ailemi ölümle tehdit eden faşistlerle karşılaştım. İslamofobiye karşı eylemlere de gittim, orada da yan yana gelmek istemeyeceğim insanlar var ama bu eylemlerin hepsine aynı değerleri savunmak için katıldım. Öğretmen Samuel Paty’nin de anma törenine katıldım. Bunların hepsine aynı değerlerimizi korumak için gittim”  

Estas Tonne - Perception [ Live in Zurich ]

 

Mirage

 

Ela's New Era Manifesto

Resim
  via elamidirius.blogspot Çağın Yükselen Değerleri: Yaratıcılık ve Diğerkamlık Zeka ve Çalışkanlık geçtiğimiz yüzyılın istismar edilen değerleriydi. Yeni çağın yükselen değerleri yaratıcılık ve diğerkamlıktır.  Bu dünyada ikiyüzlülüğe daha fazla yer yok. Toplumda yardımsever/humanist insan imajı çizen, ancak seçtiği ayrıcalıklı grubun dışındakileri umuruna bile almayanlardan sessizce uzaklaşın.  Önceliklerin yeri ayrıdır. Ancak "umurunda olmamak" insan ol(a)mamakla ilgilidir. Dünyanın neresinde olursa olsun, bir toplumun yaşadığı ızdırabı UMURUNA BİLE ALMAYAN insanın ne kendisine ne de başkasına hayrı olur. Zeka meselesine gelirsek: Aklı cin gibi çalışan kimi insan kişilerin paraya olan bağımlılıklarının, onları nasıl da "anti-human" seviyelere taşıdığını görüyoruz. Çalışkanlık ise asgari ücrete bile muhtaç kalan geniş halk kitlelerine "çalışırsan senin de olur" yalanıdır. Siyasal çevrelerden referans olmadan iş bulmak neredeyse imkansızdır. İnsanlara ...

Türk'ten Kürt'e, Sünni'den Alevi'ye dost olur mu?

Resim
  via elamidirius.blogspot Devletin "makbul vatandaş" kimliği herkesin malumu olduğu üzere sağcı da olsa solcu da olsa SÜNNİ TÜRK kimliğidir. Bu kimliğin ekmeğini yiyenler hallerinden memnundurlar. Niye olmasınlar ki... Ancak devletin derin kliklerinin sırtlarını okşadığı bu güruh, dostum dedikleri kişilerin arkasından hem dostluk hem istihbarat yapıyorsa ortada bir "insan kalitesinde çürüme" baş göstermiştir.  Bizim sorunumuz değil. Kendilerinin bileceği iş... Ancak insan haddini bilmeli. Bir durup "ben kimim ki?" diyebilmeli.  Yalan ve çıkar ilişkileriyle çalışan kurumsal bağlantılı enformasyon ağlarında istihbarat yapanlar, "istihbarat ile arkadaşlığı" aynı kefeye koyarak pragmatizmin en üst seviyesine çıkmayı başaranlar, t ek kelimeyle haddini bilmeyen çıkarcı insanlardır.  Dostunun yüzüne başka konuşup arkasından yalan ve iftiralar üreten devlet destekli odaklarla işbirliği yapanlar  BİZDEN UZAK OLSUNLAR.. Hadsizlikleriyle sadece bir anneyi ...

Sanal Telkinle Beyin Kimyaları Bozulan Chucky'lere Dikkat

Resim
via elamidirius.blogspot Çağın siber çeteleri ve yerel işbirlikçileri yeni bir savaşın aracı olarak çocukları kullanıyor. 90'ların sonu - 2000'lerin başlarında dünyaya gelen Z kuşağı internet dünyasına doğdu. Bilgisayara ve sanal dünyaya en fazla adaptasyon bu jenerasyonda gerçekleşti. İnsanda gerçeklik algısını bozabilecek kadar etkili bilgisayar oyunlarıyla erken yaşlarda tanışan Z kuşağının dünyayı ve çevresini algılama biçimi önceki jenerasyondan keskin biçimde ayrıldı. Neslin korunmasını, toplumsal ve kültürel değerlerin yeni nesle aktarılmasını istemek lükse dönüştü. Çünkü yeni dünyanın yeni değerlerini bizler değil bilgisayar ve internet dünyasını yönetenler inşa ediyor. Hepten kötü olduklarını söylemek yanlış olur. Ancak bir jenerasyonun "ipini" eline alanların yekpare bir güç olduğunu düşünmek de safdillik olur. İyi niyetli olanlar kadar kötü niyetle hareket eden odaklar da vardır. Bunun önüne ancak halkın sağduyusu ve toplumların en üst mertebedeki uzlaşısıy...