Kürt dilini, kültürünü geliştirmek ve yaşatmak devletin de bir görevidir

Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) 1999 yılında aldığı kararla 21 Şubat günü “Uluslararası Anadili Günü” olarak kabul edildi

Binlerce yıllık ana yurdumuzda Kürt etnik kimliğini yasa dışı örgütlerle, terörle, terörizmle bağdaştıran anaakım siyasi geleneğin terk edilmesi gerekiyor. Devlete bu konuda büyük ödevler düşüyor. En başta anadili, kültürü, entelektüel birikimi yaşatan ve geliştiren sivil toplum örgütlerini kriminalize etmekten vazgeçip bu alandaki çabaların devlet koruması altına alınması ve bir adım öteye geçilerek teşvik edilmesine ihtiyaç var. Öyle ki bu ülke vatandaşlarının kurduğu legal bir derneğe, oluşuma, siyasi bir harekete yöneltilen faşist saldırılar devlete karşı yapılmış kabul edilmeli. Olması gereken budur. Çoğulcu demokrasiyi kendi varlığına tehdit gören derin/paralel unsurların kabul edemediği şeydir Kürtler ve Kürtlük. Devletin özündeki manası, farklılıkların hukuki bir çatı altında birarada yaşama olanağını temel haklar zemininde inşa edebilmesinde saklıdır.

HER ÖNÜNE GELEN KÜRTLERE TERÖRİST DİYEMEZ

Hemşerilik derneklerinde biraraya gelen insanların temel motivasyonu ne ise Kürtlerin kurduğu derneklerin motivasyonu da aynıdır. Bunu farklı yerlere çekmek geçtiğimiz yüzyılın köhnemiş zihniyetini zorla yaşatmaya çalışmaktır. Ülke içinde en fazla göç veren toplum kesimi Kürtlerdir. Büyük kentlerde binbir türlü sorunla bir başına mücadele eden çarpık bireyselleşmenin insan ruhunda açtığı tahribatı birlik ve beraberlik sağaltabilir. Kürtleri biraraya getiren dernek ve oluşumları kriminalize etmek ancak ve ancak zayıf ve korkak bir zihniyetin dışa vurumudur. Kurumsal akıl çağın koşullarını iyi okumak ve buna uygun politikalar geliştirmekle de mükelleftir. 

En üst yetkilileri tarafından Kürt partisi olmadıklarını dile getiren, kendilerini Türklerin, Kürtlerin ve tüm ezilenlerin partisi olarak tanımlayan HEDEP milletvekillerine bile TBMM çatısı altında "terörist" diyenler, oy veren sıradan seçmenlere cehennemden çıkma paramiliter çetelerin iplerini çözenlerdir. Böyle hukuk devleti olmaz. Kaldı ki Kürt kimliğini bile doğru düzgün sahiplenmeyen bir siyasi parti üzerinden bu saldırılara maruz kalıyor olmak, meselenin bizler açısından en trajik noktasıdır.

KÜRT GENÇLERİNİ KÖKSÜZ VE GELECEKSİZ BİR DÜNYAYA TERK EDEN MÜESSES ANLAŞIYIŞIN TERK EDİLMESİ GEREKİR

Eğitim, sanat, edebiyat, bilim, kültür, yardımlaşma, dayanışma konularında Kürtlerin ve özellikle gençlerin birliği ve beraberliği, bırakın kriminalize etmeyi, teşvik edilmeye muhtaç bir konudur. Eğer ki Kürt karşıtlığından, kin ve nefretten beslenen, gençlerimizi pusulasız bırakan ve derin/paralel devlet yapılanmalarının yasa ve ahlak dışı suç mecralarında "işlevsel" hale getiren bir avuç statükocunun peşinden gidilmeyecekse, yapılması gerekenler bellidir. 

BİZ KÜRTLERE TERÖRİST YAFTASI YAPIŞTIRMAKTAN NEMALANANLARIN  ELBETTE BİR RAF ÖMÜRLERİ VARDIR 

Akil insanlarımızın binbir güçlükle biraraya gelerek kurduğu dernek ve oluşumların bugün bomboş olması ya da kapılarına bitmek bilmeyen OHAL kapsamlarında kilit vurulmuş olması devletin ayıbıdır. Tekçi zihniyetin korkusu bitmediği için bu politikalarda ısrar edilmektedir. Herkesin daha fazla NORMALLEŞMEYE hiç olmadığı kadar ihtiyacı vardır. 

HABER ARŞİV
[17 Mart 2022]

Kürtlerin ilk vakfı Kürt-Kav boş kaldı: Gençlere ihtiyaç var
'Kürt' ismiyle kabul edilen ilk vakıf olan Kürt Kültür ve Araştırma Vakfı Genel Sekreteri Köroğlu Karaaslan ilginin az olduğunu belirterek, "Burası Kürtlerin evidir, vakfın gençlere ihtiyaç var" dedi.







Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj