İşgal etmenin tanımı nedir?
Kürtçe tek bir okulumuz bile yok. Demek ki ırkçı ve baskıcı Türk hükümetlerinin işgali altındayız.
Biz Kürtler onuru ayaklar altına alınmış bir halkız. Gözlerimizin içine baka baka aynı politikaları sürdürüyorlar. Sistemin ürkütüp sindirdiği büyüklerimize yaptıklarının aynını bizlere de yapmaya çalışıyorlar. En temel haklarımızı talep ettiğimizde, ağır insan hakkı ihlallerine ses çıkardığımızda sapkın paramiliter çeteleri peşimize takıyorlar. Yıllardır kepaze bir düşmanlık örneği sergiliyorlar.
Bir Milli İstihbarat Projesi olduğu resmi belgeleriyle birlikte ayyuka çıkan, içerisinde istihbaratın fink attığı PKK'nın varlığı gerekçesiyle Kürt soydaşlarımızın yaşadığı topraklar bombalanıyor. Bir taraftan ortaçağ kaçkını kökten dinci grupların, diğer yandan bölge güçlerinin ateşi altında kalan sınırımızın hemen ötesindeki sivillerin yerleşim yerlerinin zarar görmesine, alt yapının imhasına sesimizi çıkardığımız an çocuk istismarcısı tecavüzcü sapkın faşist paramiliter çeteleri üzerimize salıyorlar.
Tekçi zihniyete çalışan sapkın paramiliter çetelere ahlaki değerlerden ve yasalardan azade paralel ekonomilerini inşa edecekleri bir boşluk bırakıyorlar. Bizlerin onur ve haysiyeti, malı, mülkü üzerinden kendi cemaat/hemşerilik çıkar ağlarını maddi manevi nemalandıracak düzenekleri kuruyorlar.
Önce derinlemesine bir istihbarat yapıyorlar. Sosyal ve fiziki çevrenizden kullanabilecekleri kişi ve adresleri tespit ediyorlar. Akrabalık bağlarınızı, okul, işyeri geçmişinizi, sizin dahi bilmediğiniz aile sırlarını, kişisel zaafiyetleri ve daha başka birçok veriyi kullanarak oyun ve tezgahlarını kuruyorlar. Devlet kurumlarındaki uzantılarından ve yasadışı dijital takiplerden elde ettikleri veriler ve deepfake hilelerle devasa bir suç mahali inşa etmiş durumdalar.
Yıllardır yaşam alanlarımı sistematik biçimde işgal eden süreçleri kişi, adres, olay, tarih ve mekanlarıyla kayıt altına alıyorum.
Nefret suçlarına ve tacizlere davetiye çıkarmak için bizleri zan altında bırakan bilgi ve belge üretiyorlar. Zarar görmemizden maddi manevi çıkarı olan kişileri bu tezgahlarda işlevsel hale getiriyorlar.
En iyi bildikleri şey belaltı içeriklerle zan altında bırakmak, gittiğiniz her yere manipulatif bilgi ve belge servis ederek yaşam alanlarınızı gasp etmek, el kadar çocuklarınızı siber ve akran zorbalıklarıyla baskı altına almak, montajlandığınız uygunsuz içeriklerle ailenizden kişileri psikolojik şiddete ve tacize maruz bırakmak.
Evimize, hanemize kadar ellerini kollarını sallayarak giren, uygunsuz içerikler üreten, en temel hakkımız olan can güvenliğimizi, konut dokunulmazlığımızı yok sayan, kirli zihinlerine uyumlu nitelikli iftira düzenekleriyle onur ve haysiyetimizi psikolojik savaş malzemesi yapan aşağılık bir düşmanlık örneği sergilediler.
Ne diyelim herkes kendine yakışanı yapar. Düşmanlık edenin bile mert olanına hasret kaldığımız bir çağ bu. Düşmanımdan korkmayı tercih ederdim ama ben düşmanımdan tiksiniyorum.
* * *
Dilbilimci ve Siyasetçi Pakurd Başkanı İbrahim Halil Baran doğruları söylediği için en başta Kürtlerin gözünde itibarsızlaştırılmak istendi. Kürdistanda gittiği her yerde muhalif olmayı başardı. Çünkü hep Kürtlerin doğruları için mücadele etti, ediyor. Kıymetli bir aydın.
Türkiye’de Kürt, Kürdistan demek yasak. Kürtçe tek bir ilkokul dahi yok. Kürtçe tabelalar sökülüyor, Türk illerinde Kürtler Kürtçe konuştu, şarkı söyledi diye linç ediliyor, bıçaklanıp öldürülüyor. Oysa İsrail’in İbranice ile birlikte iki resmî dilinden biri Arapçadır. Bu dilde eğitim, sağlık ve her türlü devlet hizmeti vardır. İsrail vatandaşı 820 bin Arap vardır ve sadece bunlar için hizmet veren 9 tane resmî üniversite / akademik enstitü vardır (Türkiye’de 20 milyondan fazla Kürt için bu rakam sadece 4’tür). Dahası İsrail devleti resmî olarak, her yıl 19 Aralık’ta dünyadaki tüm Arap devletleri ile birlikte “Arapça Günü” kutlamaları yapar.
Yani?
Siyasi haklara girmek bile istemem zira İsrail Parlamentosu’nda Arap milletvekilliği gibi bir statü vardır; ayrıca BM’de gözlemci statüsüne sahip bağımsız bir Filistin Devleti de vardır. O da yetmiyor, Filistin'in arkasında 22 Arap devleti, 60 müslüman devlet vardır.
Bu yüzden sadece şunu söylemekle yetineyim: Türkiye’de Kürtler, İsrail’deki Arapların sahip olduğu hiçbir kültürel hakka sahip değildir. Ama yine de binlerce Kürt, Diyarbekir’de, Batman'da toplanıp İsrail’e karşı Arapları savunma derdine girebilecek kadar ahmak olabiliyor.
Yahu hele bir dönüp kendinize bakın; ölmüşsünüz de ağlayanınız yok.
Translate post