Muhaliflerin üzerine kadın/çocuk gözetmeden paramiliter çeteleri salan bir yönetimin saygınlığı olmaz

Emniyet ve Yargı birimlerine başvurduğunuzda sizi kaale almıyorlar. Savcılık soruşturmalarında ısrar ettiğinizde ise sizi kriminalize etmeye ve maddi manevi yılgınlığa düşürmeye programlı yeni saldırıların düğmesine basıyorlar. Kimi kime şikayet edelim?

via alismetamorphosis.blogspot

Benimle dinci muhafazakarların veya apoletli statükocuların arasındaki fark şu: Bu iki yozlaşmış güç odağı kendilerinden olmayanların ne kadınlarına ne de çocuklarına acıyorlar. 

İnternet ve telefon sahtekarlıklarında işinde gücündeki insanları tuzağa düşürüyorlar, çoluk çocuğumuza, gençlerimize musallat oluyorlar, yaşlılarımızı kandırıyorlar, kadınları, kızları tehdit eden düzenekler kuruyorlar, hedefe koydukları kişileri -  yıllardır bana yaptıkları gibi - zan altında bırakan tehlikeli manipulasyonlarla saldırıyorlar. 

Devletin can ve mal güvenliğini korumak gibi bir görevi olduğu kadar paramiliter çetelerin geçim kaynağı haline gelen onur ve haysiyet cellatlığının önüne geçmek gibi bir görevi daha var.

Düşman gördükleri muhalif kesimlerin sadece mallarına değil, kadınlarına ve çocuklarına da ganimet gözüyle bakan köhnemiş bir zihniyetin saldırılarıyla mücadele ediyorum.

Arkadaşlık, akrabalık ilişkileri, gittiğiniz okullar, çalıştığınız iş yerleri, ikamet ettiğiniz yerler... Bütün bu verilerden derledikleri yirmi çeşit senaryoyla saldırıyorlar. Yıllardır bana yapıldığı gibi hedefteki kişileri zan altında bırakan profesyonel düzenekler kuruyorlar. 

Emniyete ya da Yargıya gitmeniz bir şey ifade etmiyor. Zira siz gitmeden evvel aleyhinizde ürettikleri bilgi ve belgeleri Emniyet ve yargı birimlerine servis ediyorlar. 

Çoklu dijital takiplerden elde edilen verileri, ailelerdeki husumetleri, çocukların ergenlik zafiyetlerini, hemen her şeyi hesaba katarak saldırıyorlar. Kendi gasp ekonomilerini böylelikle inşa ediyorlar.  Adnan oktarcı yöntemlere rahmet okutuyorlar. 

Psiko-siber saldırıların miladı sosyal medya kullanımının hızla arttığı,  internetin tabana yayıldığı 2000'lerin sonlarına denk düşüyor. Bizler bu saldırılardan ziyadesiyle nasibimizi alan bir kesim olduk. Yurtdışında yaşayan kardeşlerim ve kuzenlerim dahil ailemize, sulalemize yöneltilen bir kurumsal saldırı düzeneğiyle karşı karşıya kaldık. 

Sistemin palazladığı yandaş paramiliter çeteler bu işi uzun yıllar gelir kaynağı haline getirdiler. Psiko-siber düzenekler, 15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasının bastırılmasına rağmen mevcut iktidarın da örtük onayıyla kaldığı yerden devam etti. Zira bizlere yönelik saldırılar hiç hız kesmeden, üstelik teknolojideki baş döndürücü gelişmelerin (deepfake, VR, AI) eklenmesiyle daha da çeşitlendirilerek sürdü, sürüyor.



Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj