Kadrolu kurgu masalarıyla itibarsızlaştırmanın pazarını kuranlar

Kendi halinde doğru düzgün yaşayan insanları herkesin gözü önünde hedef tahtatası haline getiren, can ve mal güvenliğini yok sayan, devletin en kilit kurumlarındaki işbirlikçilerle nitelikli iftira düzeneklerinde ısrar eden, saldırılarını yasa dışı veri akışı ve yapay zeka destekli programlarla otomasyona bağlayan organize çeteleri oturup izleyemezsiniz. Siz devletsiniz.

via alismetamorphosis.blogspot

Sosyal medya tam bir video cennetidir. Ortalığa servis edilen herhangi bir video üzerinden basit bir deepfake ile herkesi madara edebilirsiniz. İstediğiniz kişiyi istediğiniz kılığa sokabilirsiniz. Hesaplarına sızıp her tür içerikle zan altında bırakabilirsiniz. Akran ve siber zorbalıklarıyla, liste görevleri verilen oyun görünümlü internet tuzaklarıyla çocukları organize suçlarda kullanabilirsiniz. Anlık/çoklu konum tespitleriyle Bylock türevi networklerde fiziki çevreden algı manipulasyonu yapacak yalancı şahitler ayarlayabilirsiniz. Emniyet ve Adliyedeki uzantılarla yargı kararlarının yönünü değiştirebilirsiniz. Bunların hepsini yaptılar. Yapmaya da devam ediyorlar.

15 Temmuz 2016 darbe kalkışmasına kadar terörle mücadele için satılma izni olan casus yazılımlar paralel yapılanmanın elindeydi. Sonrasında kimlerin eline geçti bilmiyoruz. 

Telefon ve internet hilelerini gelir kapısına çevirenler, Emniyet ve Yargıdaki çıkar ağlarıyla varlıklarını sürdürüyorlar. Çünkü kazan/kazan formülüyle işleyen, kimsenin pay almaktan vazgeçemediği devasa bir GASP EKONOMİSİ inşa ettiler. Yalan ve iftira pazarının suç ortakları arttıkça gerçeğin bu alana müdahalesi güçleşti. Bundan 8-10 yıl öncesine kadar ülke istihbaratlarının erişim ve kullanım izni olan casus yazılımlar bugün troll yapılanmalarına çalışan 15-16 yaşındaki çocukların elinde. Organize suçlarda reşit olmamış gençler "cezasızlık zırhı" olarak kullanılıyor.

Arz/taleple çalışan itibarsızlaştırma piyasası 

Profesyonel düzeneklerin startı 2008-2009 yıllarında verildi. İnternetli telefonun, sosyal medyanın, mesajlaşma uygulamalarının tabana yayılmaya başladığı tarihlerden bu yana kirli ve örtük saldırıların hedefindeyiz. Ele geçirdikleri telefon rehberlerini, sosyal medya arkadaşlık listelerini, bağlantısal veri akışlarını, kurumlardaki işbirlikçileriyle elde ettikleri daha başka birçok kişisel veriyi harmanlayarak nitelikli iftira düzeneklerinde ve nitelikli sahtekarlıklarda kullanıyorlar.  

Bana yönelik tezgah ve oyunlarda hiç tanımadığım akrabalarıma, kırk yıldır görmediğim ilkokul arkadaşlarıma, oğlumun ilkokul arkadaşlarının velilerine, ikamet ettiğim yerlerdeki konu komşuya, çalıştığım iş yerlerindeki mesai arkadaşlarıma, otuz yıl evvelki erkek arkadaşıma, facebook arkadaş listeme, telefon rehberime, yazılarından alıntı yaptığım yazarlara varana kadar derinlemesine istihbarat yaparak tezgahlarını kurdular. Çevremden bunların topuna girenler, ikna kabiliyeti güçlü oyun ve kurgular karşısında, asgari muhakeme yetilerini yitirmiş gibi davrandılar. Hasbel kader hayattayım. 

Mahvını istedikleri kişi ve gruplara karşı aynı yol ve yöntemlerle saldırıyorlar

F.Gülen Cemaatinin ve Adnan Oktar'cıların mirası olan saldırı ve yıldırma taktiklerinde otomasyona bağladıkları saldırıları hedefteki kişi ve grupları dize getirinceye kadar gerekirse yıllarca sürdürdürüyorlar. Ulus-aşırı siber kumanda masalarında dizayn edilen saldırı düzeneklerinde, yerellerdeki ve kurumlardaki işbirlikçilerle koordine hareket ediyorlar. 

İtibarsızlaştırmayı niçin tedrici evrelerle yaptıklarını hep çok merak ettim. Sonradan bunun insan psikolojisiyle ilgili bir durum olduğunu fark ettim. Kabul edilebilir absürtlüklerle sizi zan altında bıraktıklarında tanıdıklarınız dahil ortalama insanın vereceği tepkiler genelde bir koruma refleksi oluyor. Sonrasında absürtlüklerin dozu artırılıyor ve işin içine tolere edilemeyecek kabahatten suça doğru evrilen bir doz aşımı yapılılıyor. İnsanların koruma refleksleri tükeniyor ve karşı taaruza geçiliyor. Bunu birbirlerinden haberi olamayan onlarca insana aynı anda uyguluyorlar. Ve sizin ruhunuz dahi duymadan bir yerlerde size düşmanlık, kin ve nefret duyguları besleyen insanların düğmesine basıyorlar. Bunlardan bir kısmı kendi sosyal/siyasal networkleri üzerinden Emniyet, Yargı ve Bakanlık birimleriyle irtibata geçtiğinden sizin ipinizi çekecekleri süreci de başlatmış oluyorlar. Nitelikli iftira düzeneklerini inşa eden SİBER KUMANDA MASALARI VE YERELLERDEKİ/KURUMLARDAKİ UZANTILARI tüm bu süreçleri en tepeden bildiklerinden planları saat gibi işliyor. Yani suçun/kabahatin delil ve eserlerini üretenlerle, bundan muzdarip olan üçüncü şahısların ilk başvuracakları kişi ve kurumlar önceden biliniyor. YAPAY ZEKA PROGRAMLARI VE İSTİHBARATIN KURUMSAL CASUS YAZILIMLARI SAĞ OLSUN!




Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Resim
Dijital suç ağlarıyla fuhuş çetelerinin iç içe geçtiği adi suç örgütleri kendilerine engel olanlardan öç almak için her yola başvuruyor. Sosyal medya ve internet oyunları üzerinden çocukların güvenini kazanan sapkın ve sosyopat karakterlerden seçilen troller "Sahipsiz ve Kimsesiz" gördükleri çocukları ölüme götüren psikolojik süreçleri yöneterek onları intihara sürüklüyor. Emniyet Teşkilatı ve Yargı Kurumu dijital dünyadaki suç ağlarına daha fazla hakim olacak mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Çocuklarının güvenliğini ayrım gözetmeden sağlayamayan bir yapının "Devlet" saygınlığı kalmaz. Dolandırıcı Cüneyt Pala'yı öldürmekten 12,5 yıl hapis cezası verilen Dilek Demir'in (Raperîn) kızı Berfin'i intihara götüren sürecin adli merciiler tarafından titizlikle incelenmesi gerekirdi. Olay münferit bir eylem izlenimi vermiyor. Namus Cinayeti işlediği için cezaevine giren anne Dilek Demir bir Anaokulu Öğretmeni ve aynı zamanda youtube'da milyonlarc...
Devamı

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj

Resim
Toplum tarafından  kabul edilmeyen ne kadar uygunsuz uygunsuz davranış ve eylem **  varsa, bunları profesyonel dikkat çeldirmelerle Alevi Kürt bir yurttaşın hanesine yazan kurumsal destekli suç yapılanmalarına karşı hangi yol ve yöntemlerle mücadele edilir?!  D üğmesine basılan sağ ve sol paramiliter  siber kumanda masalarının, kurgu/montaj ekiplerinin, taşeron trollerin ve yerellerdeki/kurumlardaki işbirlikçilerin organize olduğu; yargı kararlarının, emniyet ve savcılık soruşturmalarının sistematik olarak manipule edildiği nitelikli iftira düzenekleri  bugün halen devam ediyor.  via alismetamorphosis@blogspot Makedonya Kralı II.Filip'in ahlak bozma ve rüşvet siyasetinden feyz alıyorlar Hakim ulus ve mezhebe mensup oldukları için  kimin ne kadar kabul edilmeyen eylem ve söylemi varsa bunları sistematik biçimde Alevi Kürt bir yurttaş olarak benim haneme yazdılar. Zaman içerisinde bu işleri sektöre çeviren çetelerle saldırılarını sürdürdüler. Rüşvet...
Devamı

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Resim
Dildar Yunis, bundan 81 yıl önce Kürt marşı olarak kabul gören Ey Reqîb’i kaleme aldı Asıl adı Yunus Rauf olan Kürt Milli Marşı ‘Ey Reqîb’ yazarı Dildar Yunis, 20 Şubat 1918’de Federe Kürdistan’ın Koysancak şehrinde dünyaya gelir. O da diğer tüm ozanlar gibi kendine ikinci bir isim olarak Dildar Yunis’i kullanır. Ve öyle ki bu ismiyle tarihe geçer. İlkokulu Ranya’da okuyan Yunis, ortaokulu da Hewlêr’de 1935 yılında bitirir. Liseyi Kerkük’te okuyan Dildar, ardından Bağdat’ta geçerek hukuk fakültesini bitirir. Hukuk fakültesinde birkaç yıl avukatlıkta yapar. Avukatlık yaptığı sıralarda aynı zamanda edebiyatla da ilgilenir. Zulme karşı her daim başkaldırır. Öyle ki davalarını üstlendiği insanların çoğu fakir ve yardıma muhtaç insanlardan oluşur. Avukatlık mesleği dışında dünya tarihi ve edebiyatıyla da yakından ilgilenir. Yunan, Fransız ve Türk tarihi ve edebiyatını yakından izler.  Mahabad Cumhuriyeti Dildar’ı Dildar yapan şey, muhakkak ki yazmış olduğu “Ey Reqîb” şiiridir. 1946 yıl...
Devamı