"İnsan"ı azalta azalta bitiren bir sistemde yaşıyoruz

Hatalı önyargılarla dolu zihinlerden doğru düzgün yargıların çıkmasını bekleyemezsiniz 

"Avantajlı Grupların" inşa ettiği örtük gasp ekonomisi, sadece eşyayı değil  insanların kişiliğini, ruhunu, vicdanını da gasp ediyor. Devlete atfedilen kutsiyet, zamanla asıl amacından saparak toplumdaki ahlaki çürümenin meşruiyet zeminine dönüşüyor.

Ömrümüz orman kanunlarının öne çıktığı devlet çatısı altında ahlaki ve bilişsel kapasitesi düşük insanların devletteki imkânlarını kullanarak üzerimize sıçrattıkları çamurları temizlemekle geçiyor. Adliye koridorları, Emniyet ve hatta Eğitim kurumları bu örgütlü kötülüğe sorgusuz sualsiz alet olan insanlardan geçilmiyor.

Aralarında en iyileri kötülüğünüzü istemeyen ama iyiliğinizi de istemeyenler

Her biri organize suç örgütüne dönüşen cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağları Bylock'u misliyle geçiyor. Yasa dışı istihbaratlardan elde edilen verilerle herkesin bir zaafiyet anı kollanıyor. Ve maalesef kendi menfaati için sizi hiç olmadığınız biri gibi gösterecek insanları bulmaları hiç de zor olmuyor. Bu insanlar yalancı şahitliklerde, dikkat çeldirmelerde; sizi ve haklı davanızı değersizleştirmeye programlı psiko-siber algı manipulasyonlarında kullanılıyor. 

Yıllardır sözlerimin ciddiye alınmaması için sosyal ve fiziki çevreden buldukları sorunlu insanları ve tuzağa düşürdükleri çocuk yaştaki gençleri kullanıyorlar. Cemaat/hemşerilik/siyâsi çıkar ağlarına çalışan saf çıkarcı insanları  yalan ve iftiralarda işlevsel hale getiriyorlar. Oysa ki ben kendi halinde doğru düzgün yaşayan bir yuttaşım. Tek bir takipçisi dahi olmayan, izlenme istatistikleri yerlerde sürünen Blog yazılarım dışında şahsi olarak tanınmamı gerektirecek herhangi bir sosyal medya mecram da yok. Buna rağmen her tür dijital hilenin üzerimizde denendiği bir süreçte arz/taleple çalışan itibarsızlaştırma çeteleri tarafından siber kumanda masalarının hedef tahtası haline getirildim.