"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

 

Birilerinin şahsi menfaatleri uğruna ısrarla sürdürdüğü yalan ve iftiralar birçok insanın canını yaktı. Gerçekler ortaya çıkarılmadığı sürece daha çok insanın canı yanacağa benziyor. via alismetamorphosis.blogspot Ulus-aşırı siber çetelerin yerellerdeki ve kurumlardaki işbirlikçileriyle kurduğu saldırı düzenekleri karşısında adeta bir savaş veriyorum. Bu işin büyük bir pazarı var. Zan altında bırakmaya programlı nitelikli iftiralarla paralel ekonomilerini inşa ediyorlar.  İnternet ortamında ses ve yüz algoritmalarının kullanıldığı deepfake tekniğini, gerçek hayatta film yapımcılarının kasting/prodüksiyon süreçlerini aratmayan eşgal benzerliklerini kullanıyorlar. Derinliği ve çapı her geçen gün büyüyen bu suç düzeneklerinde " Ödül/suça ortak etme/tehdit/şantaj " döngüsüne çocukları da dahil ediyorlar. Akran ve siber zorbalıkları ya da oyun görünümlü internet tuzaklarıyla  kumanda ettikleri çocukları  yalancı şahitliklerde ve organize suçta araçsal hale getiriyorlar.  ...

Kürt Çalışmaları Merkezi’nin “ Kürt Meselesi: Algılar, Beklentiler ve Tutumlar ” raporu açıklandı Rapora göre Kürtlerin %60'a yakını Kürt kimliği nedeniyle ayrımcılığa uğradığını düşünüyor. Ayrımcılığa uğrayanların yarıya yakını kendini Türkiye’ye at hissetmiyor. Bu oran, Kürt kimliği güçlendikçe artıyor. Kürt kimliği zayıf olanların %29’u ayrımcılığa uğradığını söylerken, Kürt kimliğini güçlü şekilde benimseyenlerde bu oran %74’ü geçiyor.

Emniyet ve Yargı başta olmak üzere devlet kurumlarındaki cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarının inşa ettiği irili ufaklı yeni paralel yapılanmalar...  Ayak kaydırma, adam satın alma, yalan, iftira, kaset/kumpas, çocuk istismarları, tehdit ve şantajla GASP EKONOMİSİ inşa ettiler.  Yasa dışı dijital takiplerden elde ettikleri  bağlantısal verileri , anlık/çoklu konum tespitlerini saniyeler içerisinde manipulasyon düzeneğine çeviren istihbarat yazılımlarını aleyhindeki tezgahlarda kullanıyorlar.  Anne ve çocuk lehine hareket etmesi beklenen Aile Mahkemelerini kolayca manipule edecekleri koordinasyona sahip olduklarını ispatlayan kurumsallaşmış bir yapı. via alismetamorphosis.blogspot Blog yazılarımdan dolayı açılan bir davanın duruşmasına katılmadığım gerekçesiyle kriminal bir vakaymışım gibi  17 Aralık 2022  Cumartesi günü gündüz vakti iki sivil polisin zoruyla evimden alınarak önce sağlık kontrolü için Maltepe Devlet Hastanesine, ardından da Maltepe Cumhur...

Twitter eskort sayfalarından aniden önünüze düşen bir görüntüden evinizde hiç tanımadığınız anadan üryan adamların, kadınların porno görüntüleri, çocukların kullanıldığı pornografik içerikler çıkabilir.  Dikkat burası yeni Türkiye! via alismetamorphosis.blogspot Toplumu devasa bir batakhaneye dönüştürmekte ısrar eden organize yapılanmalar bu yolda hatırı sayılır yol katettiler:  Bknz Yıllardır beni zan altında bırakan organize çeteye Emniyet ve Yargı birimleri dahil kimse müdahale edemiyor:  Bknz 2011'den bu yana gittiğim her yerde, iletişim kurduğum her ortamda ardı ardına karşıma çıkan izaha muhtaç geri bildirimleri kayıt altına alıyorum. Aleyhimde önce bir algı zemininin oluşturulduğunu ve bunun da bir network üzerinden dizayn edildiğini anlamam yıllarıma mal oldu. Toplum olarak yasalar üstü bir tür " tecrit ve imha " yöntemiyle karşı karşıya olduğumuzu söylemeliyim. Bu kirli düzenekten nemalanan toplum kesimleri her tür hak ihlali ve yasa dışılık üzerine kurulu parale...

  TTB Merkez Konseyi, mahkeme kararıyla görevden alındı Türk Tabipleri Birliği (TTB) Merkez Konseyi'nin görevden alınması talebiyle açılan davada karar çıktı. Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi'nde görülen davanın 7'nci duruşmasında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, mahkeme kararıyla görevden alındı. TTB'DEN İLK AÇIKLAMA: ADALET YOKSA MÜCADELE HAKTIR! TTB kararın ardından açıklama yaparak tepki gösterdi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi:  "Siyasi iktidar eliyle egemen kılınmak istenen hukuksuzluk rejimi bir meyvesini daha vermiş; Türk Tabipleri Birliği’ni hedef alan davada, bir yıldan bu yana süregelen hukuksuzluklar silsilesi Merkez Konseyi üyelerinin görevden alınması ile sonuçlanmıştır. Altını kalın çizgilerle çiziyoruz: Türk Tabipleri Birliği için dünden bugüne değişen hiçbir şey yoktur. Merkez Konseyi karar temyizde kesinleşene kadar görevinin başındadır. Eşitlik yoksa, özgürlük yoksa, demokrasi yoksa, adalet yoksa, sağlık yoksa; mücadele haktır! Ve müc...

 

  Tüm dünya "YERLEŞİMCİ" İsrail'e veryansın ediyor. Çünkü 7 Ekim'de Hamas'ın başlattığı saldırıların, Filistinlileri kendi topraklarında mülteci statüsüne düşüren İsrail politikalarının bir sonucu olduğu düşünülüyor. Ortak akıl bunu söylüyor. 1990'ların Jitem ve paralel narko devlet yapılanmasını,faili meçhul cinayetleri,  terör bahanesiyle yakılan binlerce köyü   geçelim, sadece son 15 yılda zırhlı araçların altında can veren 45 KÜRT sivili konuşalım.  "ÇÜRÜME"  Son 15 yılda zırhlı asker/polis araçlarının çarpması sonucu yaşamını yitiren çoğu çocuk 45 sivili konu alan Gazeteci Ensar Özdemir’in hazırladığı “Çürüme” isimli kitap, Diyarbakır’daki Dicle Fırat Gazeteciler Derneği’nde (DFG) basına tanıtıldı. “Kürtçe yazmadık çünkü kitabın muhatabı Kürtler değil” Tanıtıma İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şube Eş Başkanı Suzan Mehmetoğlu Aksoy da katıldı. Basın tanıtımı sonrası konuşan Ensar Özdemir, “Neden Türkçe, İngilizcenin yanı sıra Kürtçe de yaz...

  Tunceli Kanunu kapsamında 72 kişi tutuklanmıştır. 15 Kasım 1937'in ilk saatlerinde, gecenin karanlığında, araba farları ışığında düzmece bir mahkeme kurulur. Tutukluların yakınları yoktur, avukatları yoktur, düzmece mahkemenin vereceği kararı temyiz edecekleri bir üst mahkeme yoktur, Türklerin mahkemesinde yargılanan Kürtler için tek bir tercüman yoktur. Mahkemenin idam kelimesini kullanmadan verdiği ölüm kararını anlayamadan asılanların olduğu, çağın en büyük hukuksuzluklarından biri yaşanır. İdam Cezasını uygulamakla görevlendirilen Malatya Emniyet Müdürü İhsan Sabri Çağlayangil hatıratında o geceye dair şunları söyler; “Diğer tutuklular Türkçe bilmediği için idam kararını anlayamadılar. Seyit Rıza’yı arabaya aldık. İkimizin ortasındaydı. Gülümseyerek ‘ Beni asmak için Ankaradan seni mi gönderdiler? ’ dedi. Ürperdim! Hayatımda ilk defa idam edilecek biri ile yüz yüze geliyordum!”. Görüşmeye çağırma bahanesiyle tuzağa düşürülen, kendi ayağıyla gelmesine rağmen tutuklanan, düzmec...

  Does Hamas terror attack legitimaze Israel attacks?

ÖLÇÜSÜ VE BİÇİMİ NE OLURSA OLSUN ZALİMLEŞMEYEN DEVLET YOKTUR. EVRENSEL DÜZEYDE İLKELİ BİR DURUŞTAN BAHSEDEBİLMEK İÇİN ŞİDDET POLİTİKALARINA  KARŞI TARAFSIZ TUTUM ALINMASI GEREKİR.  Türkiye ne yazık ki bu olgunluğa sahip bir ülke değil.  Binlerce Kürt köyü yakıldı, milyonlarca insan yurdundan zorla göç ettirildi. Devletin asimilasyon politikalarıyla anadilimizi konuşmamız, yeni nesillere aktarmamız, eğitim, sanat ve edebiyat aracılığıyla Kürtçemizi geliştirmemiz engellendi. Her sabah ilkokul çağındaki Kürt çocuklara "VARLIĞIM TÜRK VARLIĞINA ARMAĞAN OLSUN" dedirtildi. Türk olmanın ön koşulu, Kürt olarak kendini inkar etmek ve atalarının kemiklerini sızlatan onursuz, özkimliksiz bir hayata mahkum olmaktı. Öyle de oldu. Biz Kürtler onuru ayaklar altına alınmış bir halkız. AYDIN/ENTELEKTÜEL TÜRKLER DEVLETİN BASKICI POLİTİKALARINI CANI GÖNÜLDEN DESTEKLİYORLAR. İSRAİLLİLERİN NETENYAHU'YU DESTEKLEDİĞİNDEN ÇOK DAHA FAZLA... VE 21.YÜZYILDA DA TEPEDEN İNME AYRICALIKLI KONUMLARINI Bİ...

 via alismetamorphosis.blogspot Haksızlıkların ana kaynağı nedir diye düşünürüm. Elbette sistemle ilgili temel nedenler vardır. Ancak haksızlığı yapanların elini kolaylaştıran argümanın basit bir nedene dayandığını defalarca tecrübe ettim:  "Kendi ailesi sahip çıkmıyor biz niye sahip çıkalım ". Bu argümanın karşı izdüşümünde "Kol kırılır yen içinde kalır" anlayışı vardır. Her ikisi de yanlıştır. Alevi Kürt toplumunda toplumun kurallarına uymayan, düşkün hayatlar yaşayan, suç işleyen insanlara en büyük ceza toplumdan soyutlamakla verilir. İçselleştirerek günümüze kadar taşıdığımız bu güzel ahlakımızı birileri kendi içimize dönen bir silaha çevirdi. Üstelik bunun nifak tohumları bilfiil devlet kurumlarındaki güç odakları eliyle ekildi. Para-militer yapılardan güç bulan  çocuk istismarcısı siber çetelerin  "devletin imkanlarıyla" nitelikli iftira düzenekleri kurması, sol görüşlü Alevi Kürt bir yurttaş olarak beni çok da şaşırtmaz. Sistemin beslediği kirli güç...

TTB - Savaş bir halk sağlığı sorunudur! Filistinli çocukların “şehit oyunu” oynadığı görüntüler...  Biz yetişkinler çocuklara ne öğretirsek karşılığında da onu alırız.Onlarca yıla yayılan savaş şartları Filistinlileri ve Yahudileri kinin, nefretin ve intikam duygularının hakim olduğu bir atmosfere hapsediyor. Normalleşmek her geçen yıl daha da güçleşiyor. Bu kısırdöngüyü kıracak bir güç, bir uluslararası akıl maalesef yok. Bir benzerini bizler yıllarca OHAL adı altında ve güvenlik gerekçeleriyle Kürdistan coğrafyasında Kürtlere ve elbette Kürt çocuklarına yaşattık. Hikayeler benzer. Militarizmin soğuk demirinin gölgesinde büyüyen çocuklarımız birer yetişkin olduklarında, olabilirlerse, ailelerine ve yaşadıkları köylere yapılan kötü muameleyi asla unutmazlar. Türkiye sınırları içerisinde güvenlik gerekçesiyle 6 bin köy yakıldı, on milyondan fazla Kürt topraklarından sökülerek zorla göç ettirildi. 90'larda gücünün doruğuna çıkan ordu içerisindeki yıkıcı derin devlet çeteciliği tam bi...

via alismetamorphosis.blogspot Kendi vatandaşınıza düşman istihbarat servislerinin kirli yol ve yöntemleriyle saldıramazsınız Kurulan her tuzak, yapılan her kontrespiyonaj bumerang gibi sahibine döner. Devletin kendi vatandaşına yönelik art niyetli ihmalkarlıkları, durumdan vazife çıkaran ne idüğü meçhul güç odaklarının elini güçlendiriyor. Çapraz saldırıların arasında kalan vatandaşı koruyabilecek hiçbir kurumsal yapı kalmıyor. Anayasada belirlenmiş pozitif ve negatif yükümlülükler yerine getirilmiyor. Devletin savcısı, hakimi, polisi ve hatta eğitim kurumları paralel yapılanmanın bakiyesi çocuk istismarcısı sapkın paramiliter çetelerin güdümüyle hareket ediyor.  Aile Mahkemelerinden çıkan kararları  manipule eden çocuk istismarcısı  "Yerli ve Milli" manipulasyon çetesi yle kendi başımıza mücadele ediyoruz. Kırk yaşımdan sonra beni ahlaki değerleri olmayan biri gibi lanse etmeyi marifet zanneden KURUMSAL KURGU MASALARI ve KADROLU TROLLERLE hangi araçlarla nereye kadar sa...

Kurumlarda inşa ettikleri bylock türevi networklerle paralel devlet yapılanması biçiminde hareket etmeyi sürdürüyorlar. Hasımlarına yönelik kumpas ve saldırılarda hiçbir ahlaki kriter gözetmiyorlar. Kadına da çocuğa da ganimet gözüyle bakıyorlar. Yasalardan ve asgari ahlaki kriterlerden azade suç networklerinde şeytanın aklına gelmeyecek araç ve yöntemlerle saldırıyorlar.  TOPLUMU BUGÜNE KADAR HER ŞEYE RAĞMEN AYAKTA TUTAN EN TEMEL DEĞERLERİ ALAŞAĞI ETTİLER  Yapay zeka programlarını, interneti, ileri görüntüleme ve dijital takip sistemlerini, deepfake teknolojisini ve devlet kurumlarında elde ettikleri imkanları hukuksuz biçimde kullanıyorlar. Ortam dinliyorlar. Tek bir cümleye bin tane senaryo üretiyorlar. Telefonlarınızı gizli yazılımlarla hackliyorlar. Kişisel verileri, ses, yüz, beden algoritmalarını kötü amaçlı deepfake sahtekarlıklarda kullanıyorlar. Eşgal benzerlikleriyle algı manipulasyonları yapıyorlar. Konut dokunulmazlığını ellerini kollarını sallayarak ihlal ediyorl...

Savaşa ve çatışmalara siyasi ve ekonomik çıkarların ötesinde insan merkezli bakabilen gerçek hümanistler umuyorum savaş baronlarından ve onların medyasından çok daha etkili olurlar.

Haber Arşiv / 2012 / Eyüp Can toplu mezar haritasına işaret ederek " Bu harita, 'terörle etkin mücadele' adı altında nasıl bölündüğümüzü, Kürt sorununun bugüne kadar neden çözülemediğini gösteriyor." diyor. "Bu iddiaların hepsi araştırılıp toplu mezar kazıları yapılmadan bölgedeki insanların ruh halinin normalleşmesi mümkün olmayacak." Kaynak: Eyüp Can yazdı: Türkiye'nin toplu mezar haritası Normalleşme politikaları halka umut vermeye başlamıştı ki gizli bir el duruma müdahale etti. Sonrasında ardı ardına patlayan bombalar, terörün gölgesinde geçen 2015 seçimleri, 15 Temmuz... Normalleşmeden, hakaniyetten yana olduğumuz anda tepemize balyoz gibi inen bir güç var adeta... Kontrollü çatışmadan ve kaostan besleniyorlar. Bir benzerini İsrail-Filistin geriliminde görmek mümkün. Senaryo da film de aynı merkezlerde dizayn ediliyor. Köşeye sıkıştığında ne yapacağı mutlaka hesaplanmış Hamas gibi taşeron olmaya müsait örgütlerle bunu sürdürüyorlar.

Bütün dünya objektif olmaktan, empati kurmaktan bahsediyor. Bence bunu  tüm dünyanın sözce demokrasilerinin anlayacağı  biçimde en iyi ifade eden kişi Bassem Youseff'tir: videonun sadece 20. dakikası ile 23. dakikası arasındaki 3 dakikayı dinlemeniz yeterli. Yousseff kendisini bir Yahudi vatandaşın yerine koyarak ve onunla empati kurarak konuşuyor.  via alismetamorphosis.blogspot Bir taraf çok daha haklı: Filistin. Diğerinin neredeyse tümünü ele geçirdiği topraklarda iddiası var: İsrail. İki taraf birbirinden nefret ediyor. Büyük kayıplardan sonra haklı öfkenin yerini kontrolsüz bir nefret almış. Filistinin mağduriyet kibri kendisini bitiriyor. Olan masum çocuklara ve sivillere oluyor. Adaleti sağlayacak olanlar gücü elinde bulunduranlardır. Filistinlileri köşeye sıkıştırıp provoke etmeleri bir tercihtir. Kapalı kapılar ardında kendi aralarında konuştukları temel argumanları da karşı tarafın insanlıktan çıkmış olması. Eğer öyleyse Filistinlileri insanlıktan çıkaran d...

via alismetamorphosis.blogspot Mahalle aralarında gezen sapkın paramiliter çeteleri üzerimize salıyorlar. Yıllardır beni zan altında bırakan organize çeteye kimse müdahale etmiyor. Kazan/kazan formülüyle kurulan yalan ve iftira bataklığı büyüdükçe büyüyor. Can güvenliğimizi, konut dokunulmazlığımızı yok sayan, kirli zihin haritalarına uyumlu tezgah ve kumpaslarla onur ve haysiyetimizi psikolojik savaş malzemesi yapan, mezardaki babama kadar o leş dillerini uzatan aşağılık bir düşmanlık örneği sergilediler. On yıldır bunların saldırıları karşısında bir savaş veriyorum. Öncesinde derinlemesine istihbarat yapıyorlar. Sosyal ve fiziki çevremizden kullanabilecekleri kişi ve adresleri tespit ediyorlar. Facebook gibi uygulamalardan arkadaş listenizi, telefon rehberinizi, akrabalık bağlarınızı, okul, işyeri geçmişimizi, sizin dahi bilmediğiniz aile sırlarını, kişisel zaafiyetleri ve daha başka birçok veriyi kullanarak tezgahlarını kuruyorlar.  Yalnızca sizin de değil yakınlarınızın çevresi...

Kürtçe tek bir okulumuz bile yok. Demek ki ırkçı ve baskıcı Türk hükümetlerinin işgali altındayız. Biz Kürtler onuru ayaklar altına alınmış bir halkız. Gözlerimizin içine baka baka aynı politikaları sürdürüyorlar. Sistemin ürkütüp sindirdiği büyüklerimize yaptıklarının aynını bizlere de yapmaya çalışıyorlar. En temel haklarımızı talep ettiğimizde, ağır insan hakkı ihlallerine ses çıkardığımızda sapkın paramiliter çeteleri peşimize takıyorlar. Yıllardır kepaze bir düşmanlık örneği sergiliyorlar. Bir Milli İstihbarat Projesi olduğu resmi belgeleriyle birlikte ayyuka çıkan, içerisinde istihbaratın fink attığı PKK'nın varlığı gerekçesiyle Kürt soydaşlarımızın yaşadığı topraklar bombalanıyor. Bir taraftan ortaçağ kaçkını kökten dinci grupların, diğer yandan bölge güçlerinin ateşi altında kalan sınırımızın hemen ötesindeki sivillerin yerleşim yerlerinin zarar görmesine, alt yapının imhasına sesimizi çıkardığımız an çocuk istismarcısı tecavüzcü sapkın faşist paramiliter çeteleri üzerimize...