Kayıtlar

Eylül, 2022 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Bylock gitti başka Bylock'lar geldi...

Resim
  via alismetamorphosis@blogspot Paralel devlet yapılanmalarına bağlı networklerin çalışma sistematiğini ve ortaya çıkan bariz olayları yıllardır kayıt altına alıyorum. Ben ODTÜ mezunu bir sosyoloğum. Süreçlere nesnel boyutta bakmak eğitimimin bir parçası. Dolayısıyla ortaya çıkan olayları nesnel boyutlarıyla değerlendirmek mesleğimin bir parçası. Bir Bylock gitti ama başka Bylock'lar var. Toplumun hemen her katmanından insanın bulunduğu bu iletişim ağlarında sizi zan altında bırakan uygunsuz içerikleri servis edecek veya sizin aleyhinizde kara propaganda yürütecek birilerini mutlaka buluyorlar.  Terör örgütüne dönüşen Gülen Cemaatinin şaşalı zamanlarında da şimdinin örtük/açık iktidar koalisyonlarında da ne hikmetse hedef olmayı "başaran" yegane kesim biz Alevi Kürt'leriz (!). Sekiz yıldır hemen hemen gittiğim her yerde kendilerine servis edilen manipulatif bilgi ve belgeler üzerinden bir önyargıyla hareket eden insanlarla karşılaşıyorum. Bunlar arasında elbette akli...

Devlet Kurumlarını Parmağında Oynatan Ulus-aşırı Deepfake Çetesi

Resim
En temel hakların ayaklar altına alındığı, çetelerin paramiliter yapılara dönüştüğü, vahim olayların yaşandığı bir Türkiye manzarası... Türkiye'de Anayasal eşitliği tehdit eden insan hakkı ihlalleri   via alismetamorphosis.blogspot Rasyonel hukuk devleti olmakla mafya devleti olmak arasında sıkışıp kalmak...  Uzun süreden beri yaşanan olayları toplumcu bakış açısıyla, kimseden hiçbir beklenti duymadan, bana düşmanlık güdenlerin gazabını arttırma pahasına da olsa sosyal sorumluluğumun bir gereği olarak Blog yazılarımda paylaşıyorum. Çocuğun bile  "yabancı ikizini"  yüz ve beden algoritmasıyla bulup nitelikli iftira düzeneklerinde kullanan bir suç yapılanmasının saldırılarına karşı mücadele ediyorum. İkna kabiliyeti çok yüksek bir teknoloji bu. Çok da tehlikeli. Yanı başımızda yaşanan  kadın cinayetleri , kayıp çocuklar,  şaibeli ölümler ... birçok adli olayın arka planında belki de bu teknolojinin kötü ellere geçmesi yatıyordur. Yargı ve Emniyet B...

Kemal Kılıçdaroğlu: Bu memlekette fakirliği bitireceğim

Resim
CHP   Genel Başkanı   Kemal Kılıçdaroğlu : " Bu memlekette fakirliği bitireceğim. Hiçbir anne, benim mutfağımda tencere kaynamıyor demeyecek. O tencere kaynayacak. O tencere kaynamıyorsa o anne diyecek ki Kemal Kılıçdaroğlu'nun evindeki tencere de kaynamıyor.” 

"Yerli ve Milli" manipulasyon çetesi

Resim
Düşmanlık edenin bile mert olanına hasret kaldığımız bir çağ bu. Bizi tam da karşı olduğumuz seviyesizliklerle itham eden kurumsal bir yapılanmayla örtük bir savaşın içerisine çekiliyoruz. Paramilitarizmin tanımı artık değişiyor. Çocuk istismarcısı organize çeteler derin/paralel devletin en güçlü aparatlarına dönüşüyor. Sistematik ve profesyonel telefon ve internet sahtekarlıkları için kadrolu kurgu ekipleri ve troll orduları kurdular.  Resmi /özel paramiliter çeteleşmelerin yeni silahı bunlar.  Hiçbir ahlaki kriter taşımadan yasalardan azade iş gören bu organize yapılanmalar siyaset ve sermaye çevrelerinin en güçlü araçlarına dönüşmüş durumdalar.  İktidardaki paylaşım kavgalarından sonra terör örgütüne dönüşen Gülen Cemaatinin ve en iri aparatları Adnan Oktar'cı sapkın tarikat ve organize suç örgütünün zerk ettiği kirli "gelenek" maalesef bu coğrafyaya yerleşmiş durumda. Hedefe koydukları kişilerin " yabancı ikizini *** " bularak oyun ve tezgahlarda kullanan, i...

Rejimin HDP sancısı ile rejimle genetik yakınlığa sahip İYİ Parti’nin HDP sancısı ortaklaşıyor

Resim
" 6’lı Masa’nın ana stratejisi çalışmayacaksa HDP yüzünden değil, İYİ Parti yüzünden çalışmayacak...  İYİ Parti kurmaylarının bir yandan Mansur Yavaş’ı ‘hatırlatan’ beri yanda da HDP’yi şeytanlaştıran çıkışları 6’lı Masa’nın akıbetinin o kadar da sağlam olmadığına dair bildik tespitleri haklı çıkarmış görünüyor. Çıkışlar, 6’lı Masa’nın zımnen kabul edilmiş görünen ana stratejisinin, HDP’nin de onay vereceği bir cumhurbaşkanı adayında ortaklaşarak iktidarı değiştirmek işinin kolay olmadığını gösteriyor....    Rejimin HDP sancısıyla, rejimle genetik yakınlığa sahip İYİ Parti’nin HDP sancısında ortaklaşmakla merkez parti olmak arzusundan kaynaklanan açmazı...  Rejimin sancısını   dindirmenin tek bir yolu var:  İktidarın Kürtlerin açık katkısıyla değişmesine ve Kürt meselesinde normalleşmenin önünün açılmasına engel olmak. Bunu becerebilmenin de tek bir yolu var. Erdoğan’ın, Erdoğan olmayacaksa da Erdoğan’ı ikame edebilecek birinin, mesela Mansur Yavaş’ın ya da...

Bütün eşitsizliklerin en temelinde kadın erkek arasındaki cinsiyet ayrımcılığı yatar

Resim
  Dünyada sosyo-kültürel ve ekonomik açıdan geri kalmış toplumların ortaklaştığı bir nokta var. Bu toplumların hemen hepsinde kadın aleyhindeki cinsiyet ayrımcılığı örtük ya da resmi devlet politikasıdır. Kadını toplumdan izole eden kültürlerde ağır hak ihlallerinin daha fazla yaşanıyor olması tesadüf değildir. Çünkü kadın toplumda eşit haklara sahip bir insandan ziyade cinsel bir meta olarak algılanır. 

Sorunlu ve kusurlu Türk entelijansiyası

Resim
Kürde etnik Türk milliyetçiliğini dayatmak utanç verici bir politikadır. Belki yüz yıl evvel bunu mümkün kılmak bir kıvanç meselesiydi. Nihayetinde dağılan Osmanlı İmparatorluğu'nun kalan son parçasında Türkiye Cumhuriyetini inşa etmek Turancılık ideolojisinden beslenen öncü kadrolara nasip olmuştu. Ne var ki 2022 Türkiye'sinde bir Kürde Türk etnik milliyetçiliğini dayatmak algısal/zihinsel bir kusurun değilse ahlaki bir eksikliğin işaretidir. Anayasal eşitlik anlayışı vatandaşlık tanımı üzerinden kurulmadıysa orada huzur ve refah olmaz.  Kafam ezilse de Kürdüm ezilmese de Kürdüm Büyük hakikatlerin arasına sıkıştırılan "iyi niyetli" küçük" yalanlar biz KÜRTLERİ mahvediyor. Sorunlu Türk entelijansiyası  Türkiye'de ilericilik iddiasındaki kesimler, mesele Kürtlerin doğal hakları olduğunda tekçi devlet aklının ürettiği "proje insan" oluverirler. Sorgulayıcılık ilkesini anında terk ederler. Oysa ilericilik iddiasındaki kişi ve çevrelerin kendilerini sür...

Feyk sosyal medya hesaplarına, isim benzerliklerine, telefon ve internet sahtekarlıklarına dikkat..

Resim
 via alismetamorphosis@blogspot Maruz kaldığım saldırıları yüksek sesle dile getirmeye başladığım günden bu yana Emniyet ve Yargıdaki uzantılarını kullanarak beni kriminalize etme yoluna gittiler. Beni ve ailemi o tomasyona bağlanan internet ve telefon sahtekarlıklarıyla yıllardır tefe koyuyorlar. Facebook sayfalarında uyarı niteliğindeki şu paylaşım bir gerçeği ortaya koyuyor: ADINIZA TERÖRE DESTEK VEREBİLİR YA DA HOŞ OLMAYAN PAYLAŞIMLAR YAPABİLİRLER. BU PAYLAŞIMLARI SİZLER GÖREMİYORSUNUZ. ARKADAŞLARINIZ GÖRECEK ŞEKİLDE AYARLANIYOR.   Blog yazılarım dışında paylaşımda bulunan biri değilim. Mesajlaşma kültürüm yoktur. Yıllardır beni zan altında bırakan telefon ve internet sahtekarlıklarının hedefindeyim. öncesi de olmakla birlikte 2014 Ocak'ında nitelikli hale gelen, 2015 Kasım'ında derinliği ve çapı büyüyen, 2017'den itibaren deepfake ve "yabancı ikizi" dublörlerin kullanıldığı itibarsızlaştırma saldırılarıyla mücadele ediyorum. 15 Temmuz Darbe kalkışmasının bast...

Yargıyı ve Emniyeti kumanda eden "yerli ve milli" paramiliter fuhuş çeteleri

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Burnumuzun dibinde, Maltepe Başıbüyük mesire yerinde cihatçı yöntemlerle öldürülen çıplak kadın cesetleri çıkıyor.   Bknz - "Şaibeli kadın ölümleri, cinayetler, kayıp ilanları ".  Organize çetelerin kirli düzeneklerinde sahipsiz, kimsesiz gördükleri ya da Türki Cumhuriyetlerden getirdikleri kadınları kullanıp kullanıp ölüme sürükleyen, bizleri de kurdukları kirli tezgahlarla zan altında bırakan para-militer yapılanmalar sorgulanmıyor.  Yıllardır aleyhimdeki yanlış kanılarla kararlar alan kurumsal irade , organize suçların dolaylı ortağıdır.  "Suçu açığa çıkarmak suç olarak kabul ediliyorsa,  suçlular tarafından yönetiliyorsunuz demektir"  S osyal ve fiziki çevremizdeki "sıradan" insanları cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağları üzerinden suçlarına orta eden para-militer yapılanmaların bu denli güçlü olduğu bir yerde hukuk devletinden bahsedilemez.  15 Temmuz darbesinin bastırılmasına rağmen kurumlarda "renklendirme" u...

Darbenin en kısa tanımı “halk iradesine el konması”dır.

Resim
  12 Eylül darbesi sırasında, 1978’deki seçimlerde bağımsız aday olarak Diyarbakır Belediye Başkanlığı’na seçilen Mehdi Zana tutuklanmış, yerine bir albay atanmıştı. Yıllar sonra siz de tekrar hapse atıldınız, yerinize kayyım atandı. Ardından, Selçuk Mızraklı seçildi, hapse atıldı, onun yerine de kayyım atandı. 12 Eylül 2020 Türkiye’sinden bakıldığında, devletin Kürt politikası konusunda 12 Eylül 1980 zihniyetine döndüğünü söylemek yeterli mi? Halk iradesiyle seçildikten sonra tutsak alınan Kürt siyasetçilerden Gülten Kışanak - Darbenin en kısa tanımı “halk iradesine el konması”dır. 2016’dan beri, seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp yerlerine bir memur atanıyorsa, şu an yapılanın 12 Eylül’de darbecilerin belediyelere el koymasından ne farkı var? Kaldı ki, 12 Eylül’de darbeciler bir süre sonra seçime gitmek ve sandıktan çıkan sonuçları kabul etmek zorunda kaldı. Adına demokrasi denen rejimler, çeşitli yollarla manipüle etseler de, meşruiyet ararlar. Sandığı da bunun için ...

15 Temmuz'un bir veçhesi

Resim
via alismetamorphosis@blogspot İktisadi alanda güç toplayan cemaatçilerle eskinin vesayetçisi ergenekoncuların 2000'lerdeki kıran kırana mücadelesi şekil değiştirse de bugün hâlâ devam ediyor. Devleti ele geçirme kavgasında ayak altındaki çimenler gibi ezilip duruyoruz. Bu örtük savaş uzadıkça Türkiye'ye kesilen ve kabarıklaşan faturayı geniş halk kitleleri ödüyor. Her iki tarafın istihbarat birimleri kontespiyonajda öylesine ileri gittiler ki kendi istihbaratlarına ait halis bilgileri, ürettikleri feyk bilgilerden ayıramamaya başladılar. 15 Temmuz 2016 gecesi bu kafa karışıklığının neticelerinden en büyüğüydü. Darbenin "İŞARET FİŞEĞİ" yanlış noktadan servis edildi. Daha doğrusu profesyonel bir dikkat çeldirmeyle darbe saati erkene çekilmiş gibi gösterildi. Eskinin vesayet rejimini özleyenlerin "asker bizi bu dincilerden kurtaracak" diyerek erkenden kutlama yaptıkları o karanlık gecede 251 insanımızı yitirdik. Hiçbir kararda zerrece inisiyatif sahibi olmayan...

İnsanca bir yaşam için yeni bir ekonomi modelinin geliştirilmesi gerekiyor

Resim
“Büyükler neden büyüktür, bilir misiniz? Biz, dizlerimizin üstüne çökmüşüz de ondan. Artık kalkalım!” "Covid salgınında iki yıl boyunca toprağın, üretimin, temel gıda maddelerinin önemi çok ortaya çıktı ve aslında toprağın değerini bir kez daha anlamış olduk. Bu bağlamda köy kooperatiflerinin, üretim kooperatiflerinin değerini anlamış olduk."  - Dayanışma ekonomisinden ne anlamamız lazım? "Yaşadığımız şu küresel kapitalist sistem, tasarlandığı gibi toplumlara refah getirmiyor. Hem ülkeler arasındaki gelir dağılımını bozuyor hem tahakküm ilişkisini yaratıyor hem de ülkelerin kendi içerisindeki gelir dağılımını bozuyor. Bu bölüşüm sorununu, bu tahakküm sorununu bir şekilde toplumların çözmesi gerekiyor... Bunun yolu da farklı bir ekonomik modeli tasarlamaktan geçiyor." 

Paramilitarizmin gölgesindeki yargı süreçleri

Resim
  via alismetamorphosis@blogspot Vesayet rejimi altında yargıda adalete yer yok Çağın adı bilgi çağı. Dijital teknolojiyi ve devletin imkanlarını tekellerine alan muhafazakarlar, apoletli vesayetin yolundan giderek kamu yararına olan bütün alanlarda kendi cemaatlerini beslediler.  Terör örgütüne dönüşen Cemaat yapılanması dijital teknolojiye ve hilelere çok öncesinden beri hakim bir yapılanma. Devleti ele geçirmek uğruna inşa ettikleri bataklıkta işledikleri her suçta kendilerini meşru gördüler. Takiyye diye diye dinden çıktılar: Yalan, hırsızlık, düşmanlık hukukunda bile yeri olmayan kadına ve çocuğa yönelik ahlak-kural bilmeyen saldırılarda uzmanlaştılar. Kurumlardaki cemaat/hemşerilik kadrolaşmaları, ihale yolsuzlukları, merkezi sistemle yapılan sınavlardaki soru hırsızlıkları, toplu konut kura çekilişlerindeki hileler derken ellerinin altındaki bütün imkanılar haksız yollarla belli bir kesimin faydasına kullandılar.  Rasyonel hukuk devleti olmaktan uzak hizipçi zihniy...

Türk siyasetinin vazgeçilmezi: "Sahici ve Kalıcı Vasatlık"

Resim
  " Türkiye, rejimin köklerinden gelen ‘sahici ve kalıcı’ vasatlığı bir ideolojik ve siyasi tercih olarak önünde bulacak ve muhtemelen kendini içinde garip hissetmeyeceği bu yeni döneme, pek de fark etmeden, hızla uyum sağlayacak.  Sahici ve kalıcı vasatlığın konsolidasyonunu yaşayan gelecekteki tarihçiler ise, belki de tarihsel sürekliliğe bir kez daha vurgu yapmanın cazibesini reddedemeyerek, tek parti dönemine ‘yontma vasatlık’, ‘demokrasinin’ geldiği döneme ‘cilalı vasatlık’ demeyi uygun bulacaklar… "  [ Serbesiyet]

Adaletin aranacağı en son yer mahkemeler ve savcılıklar olacak bu gidişle...

Resim
via alismetamorphosis@blogspot Telefon ve internet hatlarından elde edilen bilgilerle kurulan kumpasların geçmişi 2000'li yılların sonlarına denk gelir. Sosyal medya devi Facebook'un toplum tabanına yayılmaya başladığı o yıllarda siber güvenliğin esamesi yoktu. Yasa dışı toplanan devasa veriler yapay zeka programlarına yüklenerek kullanılıyordu. Hazırlanan network şemalarıyla kurulan tezgah ve kumpaslarda kendi cemaatlerine yakın kişileri besleyen paralel bir sistem inşa edildi. Gaspçı zihniyetin saldırıları kurumlardaki "renklendirme" usulüyle farklı cemaat/siyaset görüntüsü altında bugün hâlâ sürmektedir. Eski iktidar ortağı fetö'nün, üzerine kendi paralel ekonomisini inşa ettiği psiko-siber saldırılar, mevcut iktidar güçlerine çalışan paramiliter çeteler tarafından halen kullanılmaktadır. P olisin "Sanal Devriye Yetkisi "ni kumpaslarda kullandılar. Kişisel bilgileri kullanan troller: * Evli adamlara yazıyorlar, eşlerini bana düşman ediyorlar. * Çocukl...

Kasım Taşdoğan - Rê

Resim

Berxik - Xalıt Tarî

Resim
"Tarî’nin albümdeki ‘Berxik’ (Kuzu) eseri Kürtlerin naifliğini en derin yerden anlatır. Bu anlatım, bir temsile dayalı tarihsel rolün politik 'dönüşümü' (metamorfozu) olarak pekâlâ okunabilir. ‘Berxik’, politik bir metaforun analojik tezahürü değildir. Aksine insanın hayvan-oluşa dönüşümündeki veya rol değişimindeki 'politik yersizliğin' biyolojik bir anlatımıdır. Bu politik yersizlik, Kürtleri bir millet olarak görmeyen çoğunluğun (konsensüsün) retoriğiyle ilgilidir..." [Menekşe Tokyay/Gazete Duvar]

Kürt siyasetçi Demirtaş'ın şahsında seçmenin özgür iradesi tutsak alınmıştır

Resim
Kürsü dokunulmazlığının ihlal edilmesi seçmen kitlesinin hür iradesine yöneltilmiş bir silahtır. Hukuk devleti ilkeleriyle bağdaşmaz.  TBMM ÜYELERİNE TANINAN YASAMA AYRICALIKLARI NELERDİR? YASAMA SORUMSUZLUĞU VE DOKUNULMAZLIĞI NELERDİR? 1.Yasama Sorumsuzluğu “Kürsü dokunulmazlığı” ve “mutlak dokunulmazlık” gibi adlarla da anılan bu yasama ayrıcalığı milletvekillerinin Meclis çalışmaları sırasında ileri sürdükleri düşünceler, kullandıkları oylardan ve sarf ettikleri sözlerden; o oturumda Meclis tarafından aksi yönde bir karar alınmadıkça bunları Meclis dışında açığa vurmaktan dolayı sorumsuzdurlar ve herhangi bir hukukî veya cezaî takibata uğramazlar. Yasama sorumsuzluğu, TBMM üyelerinin söz, düşünce ve oy hürriyetini tam olarak koruma altına almaktadır. Bu sorumsuzluk sonucunda Meclis üyeleri çekinmeden ve serbestçe düşünce ve sözlerini açıklayacak ve oylarını kullanacaktır. Yasama sorumsuzluğunun iki istisnası bulunmaktadır 1. Ağır cezayı gerektiren suçüstü halinde ve 2. Seçimden ...

Kürtlerin legal siyasette temsiliyet hakkının önüne geçiliyor

Resim
Selahattin Demirtaş Siyasi bir Tutsaktır. Kayyum politikaları müstemleke uygulamalarıdır. TEMSİLİ DEMOKRASİNİN TEMEL KRİTELERİ AYAKLAR ALTINA ALINMAKTADIR "Kürsü Dokunulmazlığı" Kürtlerin TBMM çatısı altındaki temsilcilerine fiilen yasaklanmıştır. "Hiçbir siyasetçi mükemmel değildir. Türkiye'de kişilerden bağımsız olarak, hukuk devleti ilkelerini ayaklar altına alan bir 'sistem sorunu' vardır. Ortadoğu'nun hukuksuzluğu ya da batının demokratik değerleri... Bugün bu iki seçenekten birini tercih etmek Türkiye halkının tavrına bağlıdır. Siyasi tutsaklık demokratik değerlerle çelişir. Tutuklu yargılanması süren Demirtaş'ın kürsülerden 'terörist' ilan edilmesi nesnel hakikati yansıtmaz. Kürtleri temsili iddiasıyla legal siyaset yapan ve kürsü dokunulmazlığı ihlal edilen bir lidere yönelik 'terörist' suçlamasının hukuki bir karşılığı yok. Yargı sisteminin 'terörist' suçlamasına karşılık gelen bir kararı bulunmuyor. Algı yönetimi üzer...

"KAYIT DIŞI GELİRİNİN HAYLİ FAZLA OLDUĞU" iftirasına göz yuman Yargı birimleri...

Resim
via alismetamorphosis.blogspot İnsanlar az bilgiyle keskin yargılara varmamaları konusunda kendilerini eğitmelidir. Hele ki dezenformasyon piyasasının ve psikolojik harbin toplum tabanına yayıldığı şu çağda. Olaylar karşısında biraz durup " Acaba bu konuda bilmediğim, kavrayamadığım bir şeyler olabilir mi? " diye düşünmek herkese iyi gelecektir. Önüne servis edilen her şeye sazan gibi atlayan, onur ve haysiyeti hedef alan bilgi ve belgeleri mantığa bürüyerek kabul eden, yüzleşip teyit etme gereği bile duymayan kifayetsizler yüzünden kurumlardaki cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarına çalışan siber çeteri açığa çıkarmaya sıra gelmiyor. Mahkeme dosyasına giren " KAYIT DIŞI GELİRİMİN HAYLİ FAZLA OLDUĞU " iftirasına göz yuman Yargı birimleriyle ve Cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan Emniyet İstihbarattaki organize çetelerle nereye kadar mücadele edilir? Siber savaşların yaşandığı şu çağda kurumsal uyum, önleyici tedbirler ve hukuki alt yapı yetersiz kalıyor.   ...

Mevcut sömürü sistemini düzeltmeye değil onu yıkmaya ihtiyacımız var

Resim
"Sistemin krizinin bir uygarlık krizine tahvil olduğu ve 'Ya sosyalizm ya barbarlık' şiarının hiç olmadığı kertede ete kemiğe büründüğü koşullarda, sol aktörlerin '21. yüzyıl sosyalizmi', 'demokratik sosyalizm', 'radikal demokrasi' gibi 'cilalı' kavramlarla oyalanmayı bırakıp mevcut toplumları üretim ve bölüşüm ilişkilerini dönüştürecek ve mevcut idari mekanizmaları doğrudan emekçi sınıfların denetimindeki yönetim aygıtlarıyla ikame edecek sosyalist dönüşümlere yönelmelerinin zamanı geldi de geçiyor oysa… Bugün yeryüzü yaşamının sürdürebilmenin tek yolu, artık 'bios'u tüketen bir 'Erysikhton'a dönüşmüş kapitalist sistemi sonsuza dek tarihin mezarlığına gömmektir, yoksa onun sınırları içerisinde yıkıcı sonuçlarını düzeltmeye çabalamak değil." Sibel Özbudun