Sanal Hipnoz ağına çekilerek zihinleri iğdiş edilen çocuklar
via alismetamorphosis@blogspot
İnsanlar doğru ile yanlışı ayırt edemeyebilirler. Kurumlar bu yüzden vardır. Eğer kurumlar da insanlar gibi hataya düşen subjektif yapılara dönüşürse, toplumda telafisi imkansız hasarlar oluşur ve bunun altından kalkılamaz.İnternet ve sosyal medya tuzaklarının, siber ve akran zorbalıklarının farkında bir anne ve bu konular üzerinde çalışan bir sosyolog olarak yıllardır evladım için verdiğim mücadelede kurumsal yapıların önüme duvar gibi dikilmiş olması sorgulanması gereken vahim bir durumdur: Bknz.
SİBER ÇETELERİN HEDEFİNDEKİ ÇOCUKLAR
Pedagoji Derneği Kurucu Üyesi Psikolog Banu Yaşar günümüzde anne ve babaların, henüz içeriğine çok vakıf olmadıkları tehlikelerle karşı karşıya olduklarını söylüyor. Yaşar konuyla ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer veriyor:
"Çevrim içi oynanan bazı oyunlarda maruz kalınan negatif uyaran ve yönergeler zihin tarafından sorgulanmadan kabul ediliyor. Yetişkinlerde bile bu böyleyken, doğruyu yanlıştan ayırma yetisi henüz tam anlamıyla gelişmemiş olan çocuklarda bu etki daha fazladır. Adeta hipnotik bir sürece giren çocuk ve gençler oyunun yönlendirmelerine daha açık hale gelmektedir. Bir köle-efendi diyaloğuna dönen bu süreçte çocuk oyunda iyi bir puan almak, aşamaları başarıyla geçmek için yavaş yavaş artırılan ve zorlaştırılan komutlara uymak konusunda daha itaatkar olmaktadır. Mavi Balina oyununun kötü sonuçları konuşulurken yine çocuk ve gençler için oldukça tehlikeli '48 Hour Challenge' oyunu gündeme geldi. Bu oyunda çocuktan 48 saat boyunca ortadan kaybolması isteniyor. Kaybolduktan sonra onu sosyal medya aracılığıyla arayan ailesi ve arkadaşlarının paylaşımlarına göre puan veriliyor. Kaybolduktan sonra sosyal medyada adından ne kadar çok bahsediliyorsa ve ne kadar çok beğeni alıyorsa o kadar çok puan kazanılıyor. Oyun, sanal dünyanın kendi ödül sistemi olan beğeni, sansasyon ve çok sayıda görülme üzerinden kazanma hedefleri koyuyor... Sürekli seyredilen yani meşgul olunan içerik, zamanla gerçeklik olarak algılanmaya başlar. Bu sebeple özellikle çocuk ve gençlerin daha olumlu duyguları harekete geçirebilecek içerikleri görmeye ve duymaya ihtiyaçları var."