Suçun ve günahın anonimleştiği çarpık cemaatleşmeler

 

 via alismetamorphosis.blogspot

Cemaatleşmeler bir nevi örgütlenme biçimidir. Özünde toplumsal yaşamın getirilerinden biridir. Ne var ki devlet içinde özerk devletçikler biçiminde hareket eden kimi cemaatler toplumun geneli için tehdit oluşturmaktadır. 

Fetö'ye dönüşen Gülen Cemaatindekine benzer hiyerarşik yapılanmalar ahlaki ve vicdani duyarsızlığı beraberinde getirir. Cemaatlerin kadrolaşma süreci çalıntı sorularla, adam kayırmalarla hiç hak etmedikleri yerleri dolduran ve bundan zerrece hicap duymayan "sıradan insanı" üretir.

Aynı sistem farklı cemaat/siyaset yapılanmalarıyla sürüyor. Bu yapılanmalara mensup insanlara "sen söyleneni yap gerisine karışma" talimatı veriliyor. Vaat edilen maddi/manevi ödüllendirmeler akabinde yerine getiriliyor.  

Hiç ummadığınız kişiler bu "saadet zincirlerinde" aktif rol üstlenebiliyor. Bedavadan hazıra konan, hak etmediği halde başkasının hakkını gasp ederek bir yerlere gelen  insan tipolojisi böyle böyle çoğalıyor. 

Çok gecikmiş ve eksik aktarılmış bir haber:

"136 ünlünün bilgilerini sızdıran köstebeklere hapis cezası!"

Devlet kurumlarında Paralel Yapılanmalar şeklinde örgütlenen cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağları ve bunlara çalışan organize çeteler koordine hareket ediyorlar. 

Hedefteki kişilerin ünlü ya da zengin olması gerekmiyor. Paralel ekonomilerini kuranlar tapu ve banka bilgilerini ve daha birçok kişisel bilgiyi belli networkler üzerinden organize çetelere servis ediyorlar. Sosyal iletişimin internetle yaygın hale gelmesiyle birlikte whatsapp/snapchat/discort/telegram grupları dezenformasyonun yayıldığı,  itibarsızlaştırmanın sektör haline geldiği, kişilerin yaşam alanlarının gasp edildiği birer suç mahaline dönüşüyor.

En basitinden anlık dijital takiple ATM'den ne zaman kaç lira çektiğinizi saliseler içerisinde görüyorlar.  Kimin ne zaman paraya sıkıştığını, ne zaman nerede kimlerle irtibatta olduklarını ya da olacaklarını takip edenler hedefteki kişilerin ayağını kaydıracakları kumpasları ya da kadına yönelik kurgulanan o bilindik negatif algı manipulasyonlarını titizlikle inşa ediyorlar. 

Dijital takibin yanı sıra fiziki takipte Mobeselere sızıyorlar, eşgal benzerlikleri gibi profesyonel düzeneklerle Emniyet/İstihbarat birimlerinin dikkatlerini çeldiriyorlar. Elde ettikleri bir-iki bilginin üzerine film yapımcısı mantığıyla onlarca kurgu ve hikaye üreterek ortalığa servis ediyorlar. İnternet tuzakları ve akran etkileşimleriyle "ödül/suça ortak etme" süreçlerine çocukları dahil ediyorlar. "Ödül ve suça ortak etme"nin bir sonraki aşamasını "tehdit ve şantaj" oluşturuyor. Şu anda on yedi yaşında olan ve beş yıldır benden ayrı yaşayan oğlum Cem kuvvetle muhtemeldir ki böyle bir sürece dahil edildi. 

Yıllarımı bu düzenekleri gözlemleyip kayıt altına almakla geçirdim.

Kurdukları ve otomasyona bağladıkları düzeneklerde hiç ummadığınız ve hatta hiç tanımadığınız insanların cüretkar tavırlarıyla karşılaşmanız an meselesidir. 

Dijital yolla yapılan hilelerin bir olumlu tarafı var. Hepsinin kaydı sonsuza kadar kalıyor. Bağlantılar ve bu organize kirli piyasadan nemalananlar network şemalarıyla gün gibi ortaya çıkıyor.

Eski eşimin aynı kurumda çalışan uzatmalı sevgilisi ve şimdiki eşi TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altyalı'yı ilk gördüğümde (2019 Aralık) kadından duyduğum ikinci ya da üçüncü cümle şu oldu "o evi (2006'dan beri ikamet ettiğim evimden bahsediyor) tek maaşla almanız imkansız. (Eski eşim) Kemal'in annesi her ay para gönderiyormuş"

Kadın sadece kocayla sınırlı kalmamış, oturduğum evin değerine kadar ince hesaplarla hareket etmiş. Hatta Yozgatlı başka bir TMSF çalışanı kadını evimin ekspertizini yaptırmak için oturduğum siteye yollamış.

Devlette yağlı köşeleri kapmış güç odaklarının palazladığı düşük profilli insan örnekleri bunlar

Güç sarhoşluğuna kapılanların başımıza açtığı işler, içine düştükleri bataklığın derinliğini ve çapını ele vermeye yetiyor. Sırtlarını yasladıkları güç odaklarına çok güveniyorlar. Yapıp ettiklerinden hicap duymuyorlar. Eylem ve söylemlerinin sorumluluğunu almıyorlar. Benim gibi kendi halinde doğru düzgün yaşayan birine "kayıt dışı çok yüksek geliri var, farklı bankalarda hesapları var, çok yüksek harcamaları var" iftirasını mahkemenin resmi kayıtlarına geçirecek cesareti sırtlarını yasladıkları paralel yapılanmalardan alıyorlar.

Not: Rahmetli kayınvalidemin yıllarca oturduğu ev için Kemal'e kira gibi düzenli olarak para yatırdığını da ilk kez bu kadından duydum. Ben banka ev kredisi, çocuğun özel okulu derken ayağıma çorap bile almazken benden para gizlemiş yıllarca.




Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj