Gece aç yatıp, öbür gün ne yiyeceğini bilemeyenlerin hikayesi...

 

155 bin 938 öğrenci okulu bıraktı, hayalleriyle birlikte!

Kimisi beslenme çantasına koyacak bir lokma ekmek olmadığı için, kimisi çalışmak için, geçen yıl tam 155 bin 938 öğrenci okullarını bıraktı. O çocukların okulu bıraktıkları an bir daha okula dönmeleri mümkün değil. Göz göre göre bir nesli kaybediyoruz.

Derin Yoksulluk Ağı dayanışması ile 3 bini aşkın aileye ulaştılar

Gece aç yatıp, öbür gün ne yiyeceğini bilemeyenlerin hikayesi bu… Asgari ücretin yarısına tekstil atölyelerinde çalışan, gelecek umudunu kaybetmişlerin hikayesi… Okuldan ayrılmak zorunda kalan çocukların hayal kırıklığı bu… Derin Yoksulluk Ağı’nın kurucusu Hacer Foggo ve gönüllüler bu kabusu birazcık hafifletmek için gece gündüz mücadele ediyor. Bugüne kadar 3 bini aşkın ailenin derdine derman olmuşlar. Yetiyor mu, ne yazık ki yetmiyor, onca yoksulluk varken, yetmiyor!

- Hiç bu kadar zor koşullarla karşılaştığınız olmuş muydu?

Yok, böylesiyle karşılaşmamıştım. 11 Mart’ta kapanma başladı, üç gün geçmedi ki insanlar aramaya başladı, “Çocuğumuza yedirecek mamamız, tencere kaynatacak erzağımız yok” diye… Küçükbakkalköy’den, Kağıthane’den, Çekmeköy’den, Kuştepe’den, her yerden… Sadece üç günde evlerde yiyecek bir şey kalmadı ve biz bir anda insanların yoksulluktan açlığa evrilmesiyle karşılaştık. Bu insanların çoğu garson, seyyar satıcı, inşaat işçisi, kağıt toplayıcı, gündelikçi, çiçekçiydi. Hepsi kapanmayla işsiz kaldılar… Üç ay sonra 103 hanede bir araştırma yaptık ve durumun ne kadar vahim olduğunu gördük. Ailelerin yüzde 74’ü mama ve beze, yüzde 57’si uzaktan eğitime ulaşamıyordu."

- Peki ya şimdi?

Şimdi çok daha korkunç bir yoksullaşma var. Pandeminin başında bir umut vardı, şimdi o umut da yok. “Kapanma bitecek, biz dışarı çıkacağız ve her şey düzelecek. Borçlandık ama borçlarımızı kapatabiliriz” diyordu insanlar. Ama şu anda tam tersine bir durum var. Borçlar katlandı. O ilk dönemde devlet bankalarının onlara sundukları kredileri aldılar ama ödeyemiyorlar. Bütün evler icralık oldu. Faturalar yüzünden pek çok aile elektriği kesik evlerde oturuyor. Gıda fiyatları çok arttı. Mesela artık bebek bezi almalarının imkanı yok. Aylık en az 150-160 lira tutuyor. Sonuçta günlük 50-60 lira kazanıp yaşamaya çalışan insanlardan bahsediyoruz. İstanbul Valiliği’nin kağıt toplamayla ilgili kararıyla da yoksulluk iyice derinleşti. Aile içinde çatışmalar, şiddet, çocukların okulu terki, babaları ve anneleriyle birlikte çalışmaları arttı…

[Derin Yoksulluk Ağı kurucularından Hacer Foggo ile yapılan röportajın tamamı / Mine Şenocaklı - Gazete Oksijem] 






Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj