Çocuk istismarcısı adi çetelerle iç içe geçen ırkçı paramiliter yapılanmalar ve devlet kurumlarındaki uzantıları

KURUMLARDAKİ YOZLAŞMA ORTADAYKEN KİMİ KİME ŞİKAYET EDELİM?!

 via alismetamorphosis.blogspot

Kurumsal destekli siber ve akran zorbalıklarına karşı mücadele eden bir anne ve konuya hakim bir sosyolog olarak bu mücadelemde maalesef istediğim kadar yol kat edemedim. Verdiğim uzun soluklu mücadelede önüme engeller koyan resmi ya da sivil herkesin gereken cezaları almalarını ümit ediyorum.

Zaman zaman kürsülerden etnik kimlik ve siyâsi oy tercihi ile terör arasında bağlantı kuran devletin üst düzey temsilcileri oluyor. Bunlardan güç bulan kişi ve kurumların bizleri fişlemek ve kriminalize etmek için kayıt altında tutulan parmak izimize kadar tüm kişisel bilgilerimizi para-militer çeteler eliyle kullanması kaçınılmazdır. Hiçbir yasa veya ahlaki kriter taşımayan saldırlar karşısında ne kendimizi ne de çocuklarımızı koruyabiliyoruz. Bunun için yargıda başvurabileceğimiz kurumsal bir muhatap yok ***. Böyle devlet ahlakı olmaz.

Bir çocuk, henüz on iki yaşındayken babasından döndüğünde annesine "oranı buranı çekip internette satıyorsun", "sen o...ulukla geçinen bir pedofilsin"diyorsa, "Sen Kürt'sün, babam Çerkes ama ben Türk'üm" demeye başladıysa normal şartlarda olması gereken şudur; çocuğa bu ağır ithamları ve devşirmeci idelojik yönlendirmeyi kimlerin zerk ettiğini bulmak ve gerekeni yapmak. Ancak devletin hakimi, savcısı, polisi malesef doğru olanın değil sapkın çetelerin yanında saf tuttu. Oğlumun 2017 Ekim ayında babasından geldiğinde sarf ettiği ağır sözler neticesinde yaşadığımız büyük münakaşa bize bu tuzakları kuranların ekmeğine yağ sürdü. 

Demek oluyor ki; 

* ortada siber ve akran zorbalıkları var
* pedofili suçu var
* fuhuş var
* çıkar ağlarına çalışan kişi ve adreslerin yalancı şahitlikleri var
* zan altında bırakmaya programlı bilgi ve belge üretimi var
* onur ve haysiyeti hedef alan negatif algı yönetimi var

Kadına da çocuğa da ganimet gözüyle bakan hukuk dışı devlet yapılanmaları mercek altına alınmalıdır

(***) Anne ve çocuğu merkeze koyması gereken mahkemeleri, kurumlara çökmüş cemaat/hemşerilik kadrolarının nitelikli iftiralarıyla arkadan dolanarak maniple edenlerin (Anadolu 11. Aile 2017/75, Anadolu 14.Asliye Ceza 2018/59, Anadolu 7. Asliye Ceza 2017/437,  Anadolu 27.Asliye Ceza 2022/642, Anadolu 19.Aile 219/273), çocuğun güvenliğini öncelemesi gereken savcılığın (Anadolu Savcılık 2019/31360 soruşturma talebi, kyok kararına itiraza red, yeniden başvuru 2019/134800 ve yeniden kyok kararı ) çocuk istismarcılarıyla bağlantılarının araştırılması ve açığa çıkartılması gerekirdi.

Emniyet/İstihbarat servislerinde belli klikler ek gelir olarak NİTELİKLİ İFTİRA piyasasına çalışıyorlar

Dava soruşturmalarını nitelikli iftira düzenekleriyle, yalancı şahitliklerle, profesyonel dikkat çeldirmelerle manipule edenler kimdir?

Paravan dairelerde fuhuş ve fuhuşa yer temin etme, çocuk istismarları, pornografik içerikler dahil manipulatif bilgi ve belge üretimi, cemaat/hemşerilik çıkar ağları üzerinden ayarlanan yalancı şahitlikler, konut dokunulmazlığı ihlalleri, eşgal benzerlikleri ve eş zamanlıklarla kişiyi zan altında bırakan profesyonel iftira düzenekleri, siber saldırılarla bitmek bilmeyen telefon ve internet sahtekarlıkları gibi organize birçok suç işleniyor. Sürekli olarak bizleri zan altında bırakmaya programlı profesyonel manipulasyonlara imza atılıyor.

* Liyakatin yokluğu toplum tabanına sirayet eden ahlaki yozlaşmanın başat unsurudur.

* Gireni çıkanı belli olmayan, randevu evi gibi çalışan, uygunsuz filmlerin çekildiği paravan kontratlı daireler

* Konut dokunulmazlığının sistematik biçimde ihlal edildiğinin kanıtları twitter  sayfalarından çıktı. 

* Çok boyutlu saldırının cemaat/hemşerilik ayağı

* Çok boyutlu itibarsızlaştırmanın Emniyetteki uzantıları

* Reşit olmamış çocukları organize suçlarda "CEZASIZLIK ZIRHI" olarak kullananlan resmi/özel paramiliter yapılanmalar








       





Yorumlar

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Resim
Dijital suç ağlarıyla fuhuş çetelerinin iç içe geçtiği adi suç örgütleri kendilerine engel olanlardan öç almak için her yola başvuruyor. Sosyal medya ve internet oyunları üzerinden çocukların güvenini kazanan sapkın ve sosyopat karakterlerden seçilen troller "Sahipsiz ve Kimsesiz" gördükleri çocukları ölüme götüren psikolojik süreçleri yöneterek onları intihara sürüklüyor. Emniyet Teşkilatı ve Yargı Kurumu dijital dünyadaki suç ağlarına daha fazla hakim olacak mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Çocuklarının güvenliğini ayrım gözetmeden sağlayamayan bir yapının "Devlet" saygınlığı kalmaz. Dolandırıcı Cüneyt Pala'yı öldürmekten 12,5 yıl hapis cezası verilen Dilek Demir'in (Raperîn) kızı Berfin'i intihara götüren sürecin adli merciiler tarafından titizlikle incelenmesi gerekirdi. Olay münferit bir eylem izlenimi vermiyor. Namus Cinayeti işlediği için cezaevine giren anne Dilek Demir bir Anaokulu Öğretmeni ve aynı zamanda youtube'da milyonlarc
Devamı

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Resim
Dildar Yunis, bundan 81 yıl önce Kürt marşı olarak kabul gören Ey Reqîb’i kaleme aldı Asıl adı Yunus Rauf olan Kürt Milli Marşı ‘Ey Reqîb’ yazarı Dildar Yunis, 20 Şubat 1918’de Federe Kürdistan’ın Koysancak şehrinde dünyaya gelir. O da diğer tüm ozanlar gibi kendine ikinci bir isim olarak Dildar Yunis’i kullanır. Ve öyle ki bu ismiyle tarihe geçer. İlkokulu Ranya’da okuyan Yunis, ortaokulu da Hewlêr’de 1935 yılında bitirir. Liseyi Kerkük’te okuyan Dildar, ardından Bağdat’ta geçerek hukuk fakültesini bitirir. Hukuk fakültesinde birkaç yıl avukatlıkta yapar. Avukatlık yaptığı sıralarda aynı zamanda edebiyatla da ilgilenir. Zulme karşı her daim başkaldırır. Öyle ki davalarını üstlendiği insanların çoğu fakir ve yardıma muhtaç insanlardan oluşur. Avukatlık mesleği dışında dünya tarihi ve edebiyatıyla da yakından ilgilenir. Yunan, Fransız ve Türk tarihi ve edebiyatını yakından izler.  Mahabad Cumhuriyeti Dildar’ı Dildar yapan şey, muhakkak ki yazmış olduğu “Ey Reqîb” şiiridir. 1946 yılında
Devamı