En temel/en basit iletişim yetisinden yoksun insanları ergen troller parmağında oynatıyor


İradesini hiçbir çıkar odağına rezerv etmeyen fikri hür, vicdanı ve irfanı hür bir avuç insan olarak iktidarın "evlerinde zor tuttuğu" kesimle Gezi'de vantallıktan medet umanların ardılı muhalif kesim arasında sıkıştık kaldık.

Sekiz yıl boyunca çağa uyarlanan psiko-siber saldırıların Türkiye versiyonunda içerik üreticilerin ahlaki sefaletini bizzat tecrübe ettik.

Sol, sosyal demokrat kesimlerle milliyetçi, muhafazakar kitle arasında ton farkının dışında farkın olmadığını: Ahlaki ve bilişsel sefaletin her iki kesimde de yaygın olduğunu, sürü güdüsüyle hareket etmenin ve linç kültürünün ilerici kesimlerde milliyetçi muhafazakar kesimden geri kalmadığını gördük.

İnsanlık dışı araçlarla hasımlarına saldıran köhnemiş zihniyetin toplumun her iki kesimi tarafından sahiplenilmiş olması Türkiye toplumunun seviyesini göstermesi bakımından manidardır.

Devlette belli köşeleri tutmuş güç odaklarının taşeronluğunu yapan para-militer çetelerin varlığı kurumsal ve toplumsal çürümeyi kaçınılmaz hale getirmektedir. 

via alismetamorphosis@blogspot -

Türkiye'de düşünen ve düşündüğünü ifade edebilen Alevi bir Kürt olmak, üstüne üstlük sosyalist bir kadın olmak dünyanın en zor şeyiymiş...

Görünenin arka planında kıran kırana süren iktidar savaşında seküler sermaye ile muhafazakar sermayenin yeni yetme nemesis yazılımlarının hedefine girdik... 

Hiç değişmiyor; insanlar önyargılarla, haset ve bencillik gibi duygularla ilk fırsatını buldukları anda ilkel benliklerini tatmin etmeye çalışıyorlar. Sorgulama yok, asgari muhakeme yetisi hak getire, sağlıklı iletişim kurmak gibi bir çaba zaten yok. Sanki herkes birbirinin tökezleyeceği anı kolluyormuş gibi marazi hallere giriyor. Peşin hükümlerle/yargılarla hareket etmek niyeyse herkesin işine geliyor. Bulundukları çevrelerde önlerine servis edilen dezenformasyonu iştahla mideye indiriyorlar. Ön bir kabulle her şeyi mantığa bürüyorlar. Otomasyona bağlanan manipulatif bilgi ve belgelerden maddi manevi kazanç elde etmenin hesabını yapıyorlar... 

Herkes sosyal çevresindeki dezenformasyon ağına bundan sonra daha çok dikkat etsin. İnternet ve telefon sahtekarlıklarına karşı daha uyanık olsun. Önyargılar yerine hakkında bir yargıda bulunacağı muhatabıyla direkt temasa geçerek - mümkünse yüzyüze- açık ve net anlaşılabilir bir iletişim kursun.

ERGEN TROLLERİN ETKİN OLDUĞU SİBER SALDIRILAR- EN BAŞTA BİRİNCİ DERECEDEN YAKINLARIMI KANDIRARAK BENİ MADDİ MANEVİ YALNIZLAŞTIRAN SEKİZ YILLIK DEEPFAKE MANİPULASYON DÜZENEĞİ




Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Resim
Dijital suç ağlarıyla fuhuş çetelerinin iç içe geçtiği adi suç örgütleri kendilerine engel olanlardan öç almak için her yola başvuruyor. Sosyal medya ve internet oyunları üzerinden çocukların güvenini kazanan sapkın ve sosyopat karakterlerden seçilen troller "Sahipsiz ve Kimsesiz" gördükleri çocukları ölüme götüren psikolojik süreçleri yöneterek onları intihara sürüklüyor. Emniyet Teşkilatı ve Yargı Kurumu dijital dünyadaki suç ağlarına daha fazla hakim olacak mekanizmaları geliştirmek zorundadır. Çocuklarının güvenliğini ayrım gözetmeden sağlayamayan bir yapının "Devlet" saygınlığı kalmaz. Dolandırıcı Cüneyt Pala'yı öldürmekten 12,5 yıl hapis cezası verilen Dilek Demir'in (Raperîn) kızı Berfin'i intihara götüren sürecin adli merciiler tarafından titizlikle incelenmesi gerekirdi. Olay münferit bir eylem izlenimi vermiyor. Namus Cinayeti işlediği için cezaevine giren anne Dilek Demir bir Anaokulu Öğretmeni ve aynı zamanda youtube'da milyonlarc...
Devamı

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Resim
Dildar Yunis, bundan 81 yıl önce Kürt marşı olarak kabul gören Ey Reqîb’i kaleme aldı Asıl adı Yunus Rauf olan Kürt Milli Marşı ‘Ey Reqîb’ yazarı Dildar Yunis, 20 Şubat 1918’de Federe Kürdistan’ın Koysancak şehrinde dünyaya gelir. O da diğer tüm ozanlar gibi kendine ikinci bir isim olarak Dildar Yunis’i kullanır. Ve öyle ki bu ismiyle tarihe geçer. İlkokulu Ranya’da okuyan Yunis, ortaokulu da Hewlêr’de 1935 yılında bitirir. Liseyi Kerkük’te okuyan Dildar, ardından Bağdat’ta geçerek hukuk fakültesini bitirir. Hukuk fakültesinde birkaç yıl avukatlıkta yapar. Avukatlık yaptığı sıralarda aynı zamanda edebiyatla da ilgilenir. Zulme karşı her daim başkaldırır. Öyle ki davalarını üstlendiği insanların çoğu fakir ve yardıma muhtaç insanlardan oluşur. Avukatlık mesleği dışında dünya tarihi ve edebiyatıyla da yakından ilgilenir. Yunan, Fransız ve Türk tarihi ve edebiyatını yakından izler.  Mahabad Cumhuriyeti Dildar’ı Dildar yapan şey, muhakkak ki yazmış olduğu “Ey Reqîb” şiiridir. 1946 yıl...
Devamı

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj

Resim
Anlaşılan o ki; Aleviler ve Kürtler olarak tekçi zihniyetin ayrıcalıklarından nemalanan kifayetsiz muhterislerin örgütlü zulmünden kurtulamayacağız. Arkadaşlık, komşuluk, dostluk gibi ortak değerleri şahsi menfaatleri uğruna çöp edecek kadar ileri gittiler. Devletin kurumsal networklerini kullanarak insanlığa karşı suç işlediler.  Düşmanlık edenin bile mert olanına hasret kaldığımız bir çağdayız! via alismetamorphosis@blogspot Makedonya Kralı II.Filip'in ahlak bozma ve rüşvet siyasetinden feyz alıyorlar Hakim ulus ve mezhebe mensup oldukları için  kimin ne kadar kabul edilmeyen eylem ve söylemi varsa bunları sistematik biçimde Alevi Kürt bir yurttaş olarak benim haneme yazdılar. Zaman içerisinde bu işi sektöre çeviren çeteleşmelerle saldırılarını sürdürdüler. Rüşvetle ve şantajla adam satın alan II.Filip 'e kızmayacaksınız, doğruyu bilip yanlışa koşana, yaptığı yanlışın ortaya çıkmayacağını zannedip gemi azıya alana kızacaksınız. Zira yakın çevremden ve ailemden adam devşirmiş...
Devamı