Türkiye Cumhuriyeti Devletinin yok saydığı ve ötekileştirdiği Alevi Kürtler olarak şecereminizin, parmak izimizin, yüz algoritmamızın, kişisel bütün verilerimizin kayıt altında tutulduğu devlet kurumlarının icabında para-militer çetelerle aleyhimizde suç ürettiği "ötekileştirilen" yurttaşlarız.
via alismetamorphosis@blogspot
Deepfake teknolojisi bir süredir mafya vari yapılanmalar tarafından kullanılıyor
Siber silaha dönüşen yapay zeka teknolojisinin manipulasyondaki gücü günümüzde az çok biliniyor. Ancak bundan 6-7 sene evveline kadar kimsenin aklına böyle bir ihtimal gelmezdi, ben dahil. En azından üretilen görüntünün ya da ses benzeşmesinin orijinal olmadığı belli olur diye düşünürdüm. Şimdilerde mahalle aralarındaki çetelerin eline düşen bu teknolojiyle kastingli, prodüksiyonlu, kurgulu, montajlı filmler çevirip ortalığa servis ediyorlar. Arz/taleple çalışan bu kirli piyasadan cemaat/hemşerilik/siyasi çıkar ağlarındaki insanlar nemalanıyor.
Yerellerdeki çetelerle karşılıklı çıkar işbirliği kuran para-militer siber çeteler yıllardır aleyhimdeki seviyesiz kurgu ve hikayeleri üretiyorlar (bknz- Yıllarca evimde can ve mal güvenliğim olmadan yaşamışım). Emniyet/İstihbarat/Yargı gibi kurumlar ve Telekom şirketlerindeki çıkar ağları üzerinden dava süreçlerini manipule edebilecekleri koordinasyonu kuruyorlar.
CEMAATÇİ POLİSLER KURUMLARDA "RENKLENDİRME" USULÜYLE VARLIĞINI SÜRDÜRÜYOR. DAVALARIMIN İSTİHBARATINI NİTELİKLİ İFTİRA DÜZENEKLERİYE MANİPULE EDEN EMNİYET PERSONELİNİN KİMLİĞİ VE BAĞLANTILARI BELLİDİR.
Fetö'ye dönüşen Gülen Cemaat'ine çalışan para-militer siber çetenin 2011-2012 tarihlerinde başlattığı nitelikli iftira süreçleri Emniyet/İstihbarat ve Yargı yapılanmasındaki "renklendirme" usulüyle devam etti. Bunu kendi davalarımdan, SOSYAL ve FİZİKİ ÇEVREMDE kurdukları bağlantılardan ve bu bağlantılar üzerinden yürüttükleri karalama kampanyasından biliyorum: bknz.