Vergide başlayan kurumsal eşitsizlik

 

Bütçe Gelirleri

Tıpkı haneler gibi devletlerin de bütçeleri, yani gelir ve giderleri vardır. Vergilendirme de bu bütçe gelirlerinin en büyük kaynağını oluşturur.

Kalkınma Bakanlığı verilerinde, bütçe gelirleri üç ana kalemde inceleniyor: Vergi Gelirleri, Vergi Dışı Normal Gelirler ile Özel Gelir ve Fonlar. Vergi Dışı Normal Gelirler, devlet kurumlarından, devletin pay aldığı diğer kurumlardan ve trafik, vergi gibi cezalardan aldığı gelirlerden oluşuyor. Özel Gelir ve Fonlar ise ana vergi ve vergi dışı gelir kalemlerinin dışında kalan tasarruf, bono ve proje kredi hasılatları gibi gelirleri kapsıyor.

Vergi gelirleri ise dört kalemde inceleniyor. Gelir, Servet, Mal ve Hizmet Üzerinden Alınan Vergiler ile Dış Ticaret Vergileri. Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergilerle karşılaştırıldığında, Mal ve Hizmetler Üzerinden Alınan Vergiler yapısal olarak gelir dağılımını eşitsizleştiren bir etkide bulunurlar. Bu durum, Mal ve Hizmetler Üzerinden Alınan Vergilerin, mal veya hizmeti alan kişinin gelirinden bağımsız olarak herkesi aynı oranda etkilemesinden kaynaklanır. Diğer bir deyişle, kişinin geliri artsa dahi alınan vergi artmaz. Teknik olarak ifade edilirse, artan oranlı bir vergi türü değildir (progressive tax). Buna karşın, Gelir ve Servet Üzerinden Alınan Vergiler, eğer gelir ve servet arttıkça yükseliyorsa, artan oranda vergi türü sayılır.

Türkiye’nin bütçe gelir kalemlerinin dağılımının son 20 yıldaki dönüşümünü 1990, 2000 ve 2010 yıllarındaki bütçe gelirlerine bakarak inceleyebiliriz (Tablo 1, Tablo 2, Tablo 3). 1990 yılında bütçe gelirlerinin %42′si Gelir Üzerinden Alınan Vergilerden karşılanırken, bu kalem 2000′de %32′ye, 2010′da is %22′ye düşmüş. Diğer taraftan, 1990′da %25 olan Mal ve Hizmetler Üzerinden Alınan Vergiler, 2000′de %34 iken 2010′da ise %44′e çıkmış. Diğer kalemlerde çok önemli bir değişiklik olmasa da, bu dönüşümün kendisi başlı başına dikkat çekici.

Türkiye üzerine çalışan birçok iktisatçı ülke ekonomisinin önemli bir bölümünün kayıt-dışı yürütüldüğüne dikkat çekiyor. Kayıt-dışı ekonomik faaliyetlerden kazanılan gelirleri vergilendirmek mümkün olmadığından, Türkiye’de devlet mal ve hizmetleri vergilendirmeye yöneliyor. Bütçe gelirlerindeki doğrudan vergilerden dolaylı vergilere doğru olan yönelim de, bütçe dengesini sağlayabilmek için devletin (gelir eşitsizliği yaratma pahasına) daha kolay vergi toplayabildiği alanlara yöneldiğini gösteriyor (bkz. Bütçe Dengesi). Bir başka notta doğrudan ve dolaylı vergi oranlarını farklı ülkelerle karşılaştırarak değerlendirme olanağı bulacağız (bkz. Karşılaştırmalı Vergi Gelirleri).

Kaynaklar:

Veriler Kalkınma Bakanlığı websitesinden, “Ekonomik ve Sosyal Göstergeler” sekmesinden alınmıştır.

İstatistiksel Tablo ismi: “Kamu Finansmanı (Tablo V.)”





Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj