Derin/Paralel Devletin başlattığı KONTROLLÜ SAVAŞIN ikinci aktörü: PKK
Milli Güvenlik Kurulu Eski Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç diyor ki: “Bizim için PKK ile mücadele o kadar önemli değil. Çünkü biz PKK ile kontrollü bir savaş yürütüyoruz. Bizim için mühim olan, Güneyimizde Kürdistan Devleti’nin kurulmasına mani olmaktır. Biz, bu hedefe ulaşmaya çalışan Barzani’yi Türkiye Kürtlerine kötü göstermeyi başardık, önemli olan budur.”
Onlarca yıl süren ve sonu gelmeyen savaşta TEMİZ KALAN TARAF yoktur
PKK 'yı yaratan, tekçi faşizan devlet aklıdır. Yıllara uzanan DÜŞÜK YOĞUNLUKLU SAVAŞIN baş sorumlusu devlettir. Yozlaşma iki yönlüdür. Ancak uluslararası toplumda muhataplar "terör örgütleri" değildir. Muhatap, "devletler"dir. Devlet vasfını taşımak ise kolay değildir. Hukuksuzluk ve insanlık dışılık devleti kolayca terör yapılanması seviyesine indirger.
İki yüzlülüğün hası elbette savaş sanayisini elinde tutan küresel güçlerdir:
"Pike Komitesi olarak da bilinen ve ABD’nin 1975-76 istihbarat faaliyetlerini inceleyen Senato İstihbarat Komitesi’nin yaptığı soruşturmaya dayalı olarak yayınladığı rapor, ABD’nin Kürtlere neden yardım ettiğini açıkça yazıyordu... ABD-Kürt ilişkisinin Washington’daki mimarı olan Kissinger uyguladığı politikanın amacını şöyle özetlemişti: “...Amacımız Iraklıların rejimlerini diğerleri üzerindeki dayatmasını zorlaştırmak, Kürtlerin pazarlık gücünü artırmak ve böylece Bağdat’ı komşularının güvenliğine daha saygılı hale getirmekti...” Yine Pike Raporu’nda belirtildiği gibi ABD’nin para ve silah yardımı yaptığı grupların başarılı olması değil, sorun çıkardıkları ülkelerin kaynaklarını tüketmesi ve onu zora sokması bekleniyordu." [Kaynak]