Sosyal ve siyasal güç çevrelerini kullananlar mahkemeleri yönlendiriyorlar
İnsanları dijital takibe alan kurumsal yapay zeka programları demokrasi kurallarına uymayan ağır ön yargılarla çalışıyor.
Bir kişi sosyal medyada "Kürdistan" ya da "Ateizm" geçen bir paylaşımda iz bırakmışsa kara listeye alınıyor. Sosyal hayatta yaşam alanları gasp ediliyor. Resmi kurumlarda ön yargı otomasyonu devreye giriyor. Bu kişiler organize suç örgütlerine dönüşen Resmi/Özel paramiliter çetelerin hedefi oluyor. Reşit olmamış çocuklara yönelik "yılanın başını erkenden ezilir" mantığıyla saldırılar düzenleniyor. İki yönlü çocuk istismarlarının yaşandığı siber ve akran zorbalıklarında reşit olmamış çocuklar faşist çeteler tarafından "cezasızlık zırhı" olarak kullanılıyor.
via alismetamorphosis@blogspotMahkemeler insanları itibarsızlaştırmak ve onurlarını kırmak için varlar
18 Mart, yani bugün, Anadolu 19. Aile mahkemesinde kişisel tarihçeme bir hezimet ve onurumun benim açımdan dandik bir gerekçeyle kırıldığı gün olarak geçti. Her şeyi usulüne göre yaptığımı zannetmiştim. Tek başıma bu kadarını yapabiliyorum. Öne sürülen gerekçeyi teknik açıdan anlayabilirim. Ancak mahkemenin aynı dosyaya giren "kayıt dışı çok yüksek geliri var" iftiralarında suç unsuru görmemesini hakaret sayıyorum. "Kayıt dışı çok yüksek gelirim olmadığı ortaya çıktığına göre dosyaya giren bu iddialar iftira suçu olarak mahkemenizi ilgilendirmiyor mu?" diye sordum, Hakimin önerisi "git savcılığa başvur" oldu. Beni "adliye koridorlarında süründürmeye ant içenlerin" eli gerçekten her yere uzanıyor.
Niçin avukat tutmadım? Çünkü hukuki olarak beni zora düşüren süreç parasını ödediğim avukat Rıza Yıldırım'a güvenmekle başladı. 2017'de velayet davasını açmaları 2014'teki anlaşmalı boşanma protokolünü yok sayan bir usulsüzlüktü. Ben bunu bilmiyor olabilirim. Avukat ve Anadolu 11.Aile mahkemesi hakimi bunu nasıl göremedi.
Boşanma protokolünü delmelerini ve beni itibarsızlaştırmak için açtıkları dava bombardımanlarını manevi tazminatın gerekçesi olarak mahkemeye sunmuştum. "Usulüne uygun harç yatırılmamış olduğundan" işleme bile alınmadığını karar günü öğreniyorum. Her şey kitabına uyduruluyor. Ancak karşı tarafın lehine olunca.
Evet ortada bir usulsüzlük var. Ancak asıl olarak yargılamada usulsüzlük var. Yargının süreçlere bütüncül bakamamak gibi temel bir acziyeti var. Anneyi ve çocuğu merkeze koyması gereken Aile Mahkemelerinin üçüncü şahısların lehine yanlış kararlara imza atması var. Uzaklaştırma almış bir kadınla oğlum üç buçuk yıldır aynı çatı altında aleyhimde ağır manipulasyonlara maruz kalarak benden izole yaşıyor.
İnsan onur ve haysiyetini ayaklar altına alınması Mahkemelerin Konusu Değilmiş.
Sistemin arzu ettiği "makbul Kürd" değilseniz ananızdan emdiğiniz sütü burnunuzdan getirirler.