Eren Keskin'e “Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü”
Diyarbakır Tabip Odası’nın 1995 yılından itibaren her yıl düzenli olarak verdiği “Barış, Dostluk ve Demokrasi Ödülü” İnsan Hakları Derneği (İHD) Eş Genel Başkanı Eren Keskin’e verildi.
Tüm zamanlarda hak arayışı içinde oldu
Gençlik yıllarından itibaren insan hakları, eşitlik, özgürlük kavramlarına duyarlı olan Eren Keskin, 1995 yılında, bir yazısında "Kürdistan" kelimesini kullandığı için 2.5 yıl ceza aldı ve tutuklandı. Bayrampaşa Cezaevi'nde kaldığı süredeki tanıklıkları, yaşamının kırılma noktasını oluşturdu.
Cezaevindeki birçok kadının gözaltında cinsel saldırıya uğradığını öğrenince, bu suçun cezasız kalmasını kabullenemedi.
Cezaevinden çıktıktan sonra Heidi Wedel ile Gözaltında Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Bürosu'nu kurdu.
Tüm toplumsal ve siyasal baskılara rağmen yüzlerce kadın bu büroya başvurdu. Bundan cesaret alan birçok kadın, uğradığı cinsel saldırıları açıkladı ve tacizcilerden hesap sordu. Cinsel suçlarla mücadele ve toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda toplumda önemli bir farkındalık oluşturdu.
Yine 90'lı yıllarda, birçok kişinin gitmeye cesaret edemediği, yakılan, yıkılan yerlere giderek canı pahasına sorumlulardan hesap sordu. Gözaltında kayıp ve faili meçhul cinayetlerin aydınlatılması, sorumluların yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması için önemli bir mücadelenin içerisinde yer aldı.
Eren Keskin, insan hakları mücadelesine adanan bir yaşamdır aslında. Yeri geldi Cumartesi Annelerinin yanında yer aldı, yeri geldi Midyat'ın Zazê köyünde tek başına yaşayan Süryani Dayrayto'nun duyulmayan sesi oldu, yeri geldi hak ihlallerinde dahi 'önceliği' olmayan LGBTİ bireylerin çığlığı oldu. Nerede yer aldıysa kararlı ve cesaretli durdu. Sözünü sakınmadı.
Bu kararlı mücadelesi ve dik duruşu nedeniyle, şu ana kadar hakkında 124 dava açıldı, 26 yıl 9 ay 20 gün hapis ve 431.912 TL para cezası verildi. Ayrıca pek çok kez sözlü saldırı ve hakaretlere maruz kaldı, ölüm tehditleri aldı.
Bu ceza ve saldırılar nedeniyle birçok ülke Eren Keskin'i ülkelerine kabul etmeye hazır olduklarını ifade etmelerine rağmen, Keskin yine net bir duruş sergileyerek, "Ben hiç bir yere gitmiyorum. Mücadelemi cezaevinde sürdüreceğim. Devlet yasalarını değiştirmek zorunda kalacak" dedi.