Kayıtlar

Kasım, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Çocuğun bile 'Yabancı İkizi'ni kullanan kurumsal destekli Deepfake/Manipulasyon Çetesi

Resim
Paralel Yapılanmalarının Hasımlarına Karşı Kullandığı Çağa Uyarlanmış Çeteler via alismetamorphosis@blogspot Çocuğun bile 'Yabancı İkizi'ni kullanan kurumsal destekli Deepfake Çetesi Yapay Zekanın Karanlık Yüzü: Deepfake ve GPT-3 Yapay zeka kullanımı hakkında her geçen gün yeni soru işaretleri ortaya çıkıyor. Çok büyük vurgunlar yapan siber çeteler, güvenlik yazılımlarının yetersizliğinden faydalanıyor. Siber çeteler  deepfake   ve insan zihnini ve kullanılan dili modelleyen   GPT-3   gibi ileri yapay zeka teknolojileriyle şirketlerde ve hatta ülkelerde kriz yaratabiliyor.  Deepfake İlk Ne Zaman Ortaya Çıktı? Reddit kullanıcıları tarafından 2017’de yayınlanan bu yazılım, insanların yaptığı görsel tasarımların, bir yapay zeka yazılımıyla da yapılabildiğini gösteriyordu. İlk ortaya çıkışı insanları dolandırmak amaçlı olmayan bu teknoloji, kötü niyetli kişilerin eline geçtiğinde finans piyasalarında, siyasette ve yönetim birimlerinde ciddi tehlikeler yaratabil...

The source of addictions and the frequent cause of relapses

Resim
  The Secret Power of Shame Though Bill W. was unaware of the power of shame, he was nevertheless a victim of it. No where in the first 164 pages of the Big Book is shame mentioned, but it is a pernicious presence that research has concluded is the source of our addictions and the frequent cause of relapses. Shame is hate turned inward.  It’s the factory of our character defects.  It drives our suffering.  Yet, very few of us know this.  It’s a secret even to ourselves.  By becoming aware of our shame, we can greatly reduce the suffering it inflicts on us. Sources of Shame Shame is universal.  Its seeds are sown in childhood.  Whenever we are powerless to deflect another’s hate—whether in the form of verbal, physical, or sexual abuse—it becomes internalized deep within as shame. “We believe we ‘should have’ been able to defend ourselves.  And because we weren’t able to do so, we feel helpless and powerless,” according to Beverly Engle, i...

Emniyet Teşkilatına Sızan Nitelikli İftira Çetesi

Resim
 " Emniyet/İstihbarat servislerinde belli klikler ek gelir olarak NİTELİKLİ İFTİRA piyasasına çalışıyor. Çocuk istismarları, fuhuş, fuhuşa yer temin etme, manipulatif bilgi ve belge üretme, YALANCI ŞAHİTLİK, konut dokunulmazlığı ihlali, kişiyi zan altında bırakan kasting, prodüksiyon ve kurgu süreçleri... Bunlar sadece kanıtlarıyla ortaya çıkardığımız suçlar. Daha fazlasının olduğuna dair önemli ipuçları var. Uluslararası siber çetelere eklemlenen çocuk pornosu pazarı gibi..." -  via elamidirius@gmail.com

Ordinary people, not monsters, make atrocities happen.

Resim
[Milgram Experiment]  

Tara Mamedova - Xewna Giran - A Heavy Dream

Resim

Sağ raconsuz kaldı

Resim
İdeolojilerin sosyal/siyasal katmanları vardır: Görünen siyaset, sokak, yeraltı gibi...  Sağ siyaset biat kültürünün en etkin olduğu kesimdir.  Sağcı kitleyi harekete geçiren en güçlü manivela, hamaset ve ezber şablonlardır. Kitlenin sorgulama kapasitesi düşüktür. Liderlik açısından avantaj sağlayan bu karakteristik özellik dezavantaja dönüşmüştür. Kitleler kolayca sağ siyasetin arzu etmediği seviye(sizlik)lere savrulmaktadır. Sağcılık raconsuz kalmıştır. Sayın Bahçeli'nin kendi kitlesini fabrika ayarlarına döndürmek istemesinin arka planında bu savrulmuşluğun yarattığı kaygı vardır.  via elamidirius@blogspot Türkiye'de sağcı ve solcu mafya birbiriyle yarışır Ülkede sol faşizmi vardır. Sosyalizm açısından çelişki içerir. Sağcılıkta ise faşizm olmazsa olmazdır. Yani sağcılarda fikren bir çelişki yoktur. Ancak ilericilik iddiasındaki solcuların bünyesinde derin çelişkiler vardır.  Sağın devlet destekli para-militer güçleri mafyatiktir. Ancak bunu kabul etmezler. Çünkü ...

Pervin Chakar Feat.Tara Jaff - Qimil

"Yüksek sanat yaratımını yüksek seviyelere ulaşmış topluluklar başarırlar"

Resim
" Her millet, her coğrafya, her tarih, her topluluk kendi yüksek müziğini yaratır ve Kürt müziğinde de yüksek bir müzik yaratımı olmuştur ve fakat Kürt tarihindeki kırılmalar, siyasal başarısızlıklar, toplumsal göçler ve asimilasyona ve soykırıma uğramışlık neticesinde kalan bakiye bunları ayakta tutmaya yetmemiştir. Yüksek sanat yaratımını ancak yüksek seviyelere ulaşmış topluluklar başarırlar. Bugün açlıkla imtihan edilen, köyleri yakılan, kendi dilini konuştuğu için öldürülen, nüfusunun büyük çoğunluğu ucuz işçi haline getirilen, bayrağı dahi hakaret konusu edilmiş Kürtler bunu ne kadar başarabilir ki? Bugün paçasının bir kısmını kurtarmış Kürt yönetimleri de devrimci liderlikten yoksunlar ve böylece Kürtlerin çağa tutunabilmek için ihtiyaç duyduğu devrimleri yerine getiremiyorlar. Dilde, fikirde, sanatta, toplumda inklaba ihtiyacımız var ve ortada bunu başarabilecek bir öncü topluluk dahi yok. Kaldı ki Kürt müziğinin yüksek standartları yeniden belirlenebilsin. Dünyanın hiçbir...

1340 yıllık katliam sürüyor

Kulaklarımızda, yüreğimizde hâlâ o sızı var Dersim'e 9 km uzaklıktaki Meytan Köyü’nde yaşayan 90 yaşındaki Yumoş Bakıray. Katliam sırasında 15 yaşında olan Yumoş Nene’nin yüzündeki çizgiler, çorak toprakları andırıyor ama belleği pırıl pırıl. “O acıyı, katliamı bizden iyi kim anlatabilir ki oğul. Etimizde, kemiğimizde, kulaklarımızda, yüreğimizde hâlâ o sızı vardır” diye başladı ve şöyle devam etti Yumoş Nene: Kadınları kurşuna dizmediler, tecavüz ettiler “1937 yılında Turişmek köyü Robaik mezrasında, ailemle yaşıyordum. 15 yaşındaydım daha. Askerler katliamdan önce gelip köydeki evlerde bulunan bıçaklarımızı bile toplayınca babalarımız, dedelerimiz şüphelendi aslında. Askerler katırlarla aylarca bölgeye sevkiyat yaptılar, çadırlar kurdular, silahlar getirdiler. Katliam gününde bizim köydeki insanları başka bir köye götürdüler. Biz kaçtık, ormana saklandık. Oradan seyrediyorduk korkuyla. Çevredeki köylerden toplananları ilk önce kadın ve erkek olarak iki ayrı gruba ayırdılar. O anı...

Devlette beka sorunu yok, devlette liyakat sorunu var.

Resim
  via alismetamorphosis@blogspot Liyakatsizlik keyfiliği, keyfilik usulsüzlüğü doğurur Kasım 04, 2020 Yeni kimlik kartlarıyla ilgili usulsüzlüklere hazırlıklı olun... * Vatandaşı farklı tarihlerde yalan beyanla yanlış yönlendiren İstanbul Maltepe İlçe Nüfus Müdürlüğü personeli araştırılsın.  * Değiştirilmeyen yeni kimlik kartı şifreleriyle ilgili ileride ortaya çıkabilecek olası usulsüzlükler araştırılsın.  * Yeni kimlik kartı şifre işlemleri için gittiğim Maltepe İlçe Nüfus Müdürlüğünden üçüncü defa  "şifre değişikliği yapılmıyor", "KİOSK cihazı yok"  açıklaması üzerine tutanak tutulması için  İlçe Nüfus Müdürünün odasına yöneldim.  (Kişiye özel pin/puk şifreleri hologramlı etiket formunda olmadığı için de tutanak tutulmasını talep ettim) . * İlçe Nüfus Müdüründen "KİOSK CİHAZI VAR AMA SAKLADIM", "istersen gel değiştirelim" yanıtını aldım.  * Bir kamu yetkilisine yakışmayan tavırlar ve tutarsız davranışlar sergileyen İlçe Nüfus Müdürünü ve vatan...

"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

Resim
 "... ' Demirden faşist kafalı Aydınlanma filozoflarının'  temel üç hatası ' araçsal akıl' , ' özdeşlik ' ve ' kavram fetişizmi' dir. Bu üç merkez üzerinden inşa edilen tüm aydınlanma paradigmasının ütopyaları gerçekleştiğinde birer şiddet canavarına dönüşmüştür. Adorno’nun tabiriyle 'Gerçekleşmiş ütopya, cehennemin ta kendisidir. ' ve aslında 'Hegel’in Tin’i, Auschwitz’in kapısında ölmüştür.' Tüm ütopyalar birer sistem olarak gerçekleşmek üzere kendilerini dayatırlar ve bu dayatmada kaçınılmaz olarak “öteki, başkası” her zaman ihtiyaç duyulan bir nesne olarak konumlandırılır. İşte tam da bu noktada Nazi soykırımının kurbanları demirden faşist kafalılar için sadece birer nesneydiler. Çünkü her ütopya bir sistem dayatmasıdır ve bunun karşısında durabilmek için tek alternatif ise sürdürülebilir bir anti sistemdir. " - Gürgün Karaman'ın yazısından alıntıdır: bknz

"Zamanın Ruhu" yoktur, geçmişleriyle yüzleşebilen ilerici toplumlar vardır...

Resim
"ABD’de faşizmin doğal bir altyapısı vardır ve bu da toplumun beyaz çoğunluk ve geride kalanlar arasında derin biçimde bölünmüş olmasıdır. Geride kalanlar en başta Afrikalı-Amerikalılar ve Amerikan yerlilerinden oluşur, tıpkı Theodore Roosevelt gururla oturduğu atın üstünde geleceğe bakarken yanında yürüyen iki 'hizmetkâr'ı gösteren heykeldeki gibi. İşte Trump’ın yararlanmaya çalıştığı taban bu beyaz ırk üstünlüğü savunucularıdır."

Saygınlık ortak bir değerdir, cezasızlık saygınlığı öldürür...

Resim
 " Yalana ve çıkar ilişkilerine batmış enformasyon ağlarıyla hareket eden kişi ve kurumlar yargıya taşımaz ise DEVLET denen kurum fuhuşun, pedofil çetelerinin, konut dokunulmazlığı ihlallerinin, yıllara uzanan nitelikli iftira düzeneklerinin baş ortağı olarak kalır...  Devlet denen kurum bir anneyi ve evladını hedefe koymayı kendine iş edinen kurumsal destekli organize suç çeteleriyle baş edebilecek iradeye, güce ve saygınlığa sahip değil midir?"  via alismetamorphosis@blogspot At izinin it izine karıştığı dijital dünyada herkes yaptıklarının hesabını yargı karşısında verecektir.

Bank Asya - 25 Ekim 1996

Resim
  Bank Asya 25 Ekim 1996 tarihinde İstanbul’da açıldı. Bankanın açılış törenine Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Fethullah Gülen ve Tansu Çiller gibi önemli isimler katıldı. Bank Asya 25 Ekim 1996 tarihinde İstanbul Altunizade'de açıldı. Açılış siyaset dünyasından çok önemli simaları bir araya getirdi. Dönemin Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Tansu Çiller, Devlet Bakanı Abdullah Gül, dönemin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, eski bakanlardan Abdülkadir Aksu ve Fethullah Gülen katıldı. [Kaynak: Hürriyet Gazatesi]

Kriz kimini teğet geçer

Resim
"... ekonomik gerçeği ucundan köşesinden görüp anlayan ve birazcık vicdan sahibi hiç kimse açıklanan; büyüme, işsizlik, enflasyon, gelir bölüşümü, dış ticaret verilerinin gerçeği yansıtmadığını rahatlıkla söyleyebilir. Bu gerçeği de en çok piyasa tahmincileri bilir!... Bir şeylerin gerçekten 'iyi' ya da 'kötü' olmasından ziyade nasıl gösterildiği önemli hale gelmektedir. Eğer gerçek beklentilerle uyumlu değilse gerçeğin görüntüsüyle oynanır, olur biter. Üretim alanlarına ve piyasaya gittiğinizde gırtlağına kadar borca batmış ve çekleri ödenmeyen küçük üretici ve esnafla rahatlıkla karşılaşırsınız. Acaba neden “iyimserlerin” sesi, kötü durumu bizzat yaşayan geniş kesimlerden daha çok çıkar? Çünkü, iyimserler “yalan da olsa” olumlu beklentiler yaratır. Aslında ölüyorsunuzdur hızla ve bunu biliyorsunuzdur ama hızla sağlığınıza kavuştuğunuzu birisi söylediğinde hoşunuza gider, öyle sanırsınız! Ama sonra ölürsünüz, iyi şeyler beklerken ölen biri olursunuz o kadar! ...

Kâr etmeye odaklı firmanın "insancıllık kılıfı"

Resim
İnternetten yemek sipariş devi bir firmanın başındaki kişi olayın daha ilk saniyelerinde çıkıp, kurtarılan kızın hayatı boyunca bütün eğitim masraflarını üstleneceğini söylüyor. Ana haber bültenlerinde spikerler bile "Köfte sipariş etmek isteyenler adres soruyor" diye haber yapıyor.  İnsanları kendileri gibi aptallaştırıyorlar. Kâr hırsıyla her şeyi örtük/açık reklam malzemesine çeviriyorlar. Koordine bir sistemle bunu başarıyorlar. via elamidirius@blogspot Ah Agah Hoca ahh... "Bir elin verdiğin öbür elin görmesin"  diyen kadim gelenekten nerelere savruldu yurdumun çapsız insanı... Kendi firmasının reklamını üç yaşındaki depremzede üzerinden  yapan zihniyeti anlatıyor Agah Aydın.  Ruhunu kapitale satmış, fırsatçılığın kitabını yazmış insanları ve  bu insanlara methiyeler düzen çürümüş ekonomik sistemi mümkün mertebe ifşa etmek gerekiyor. "Depremzedelere yardım eden yardım alandan daha çok çıkar elde ediyorsa ona yardım değil sömürü denir. Yardımlarınızda şirket...

You'll never wolf alone

Resim
 

"Savaşın bile bir hukuku vardır"

DEVLETTEKİ CEMAATLEŞMENİN TOPLUMSAL TABANDA SEBEP OLDUĞU TAHRİBATIN İZLERİ: via alismetamorphosis@blogspot Savaşın bile bir hukuku vardır Bizi tefe koyanların hukuku Emevi Zihniyeti'nde olduğu gibi "öteki" olarak kodladıklarını kadın da olsa çocuk da olsa ganimet olarak görmektir. Emevi Zihniyeti'nden kastım asla ilkeli dürüst Sünni Müslümanlar değildir. Bu zihniyetin coğrafyamızdaki en güçlü temsilcisi statükocu güç odakları ve onlarla dirsek temasındaki çıkar gruplarıdır. Oğlum Cem on altı yaşında bir genç oldu. Hiç kolay olmayan son dört yılını bütün zorluklara rağmen geride bıraktı. Kurumsal destekli organize bir şebekenin marifetiyle benim güvenli alanımdan tamamen çekilerek siber ve akran zorbalıklarına maruz kaldı. Eş zamanlı olarak oturduğum binaya kadar uzanan cemaat/hemşerilik ilişkileri üzerinden ahlaksız itibarsızlaştırma düzenekleri devreye girdi. Sistematik  istismarın hem öznesi hem nesnesi haline getirilen çocukların  kimler tarafından kumanda ed...