ULUSALCI damarın pespayeliği...

TÜRKİYE'DE ALEVİ KÜRT SOSYALİST BİR KADIN OLMAK 

Bir anneyle evladı söz konusu olduğunda dahi devlet kurumlarının köhnemiş ırkçı/ayrımcı reflekslerle hareket etmesi kabul edilemez.
 
Alis'e yönelik yıllara yayılan kara propagandayı yapanların temsil ettikleri siyasal kimliğe baktığımızda, ortaya bildiğimiz manzara çıkıyor: Eski eş TMSF Uzman personeli Fatih Kemal Altaylı 1950'lerin sonlarında Kürt aşiretlerinin arasında, Bitlis'te görev yapmış, öncesinde Kore'de savaşmış bir albayın çocuğu (ordu), eski eşin 1977'de Samsun'da sağcılar tarafından katledilen abisi Nurettin Altaylı bir devrimci (beyaz sosyalist camia), eski eşin 2016 tarihinde evlendiği TMSF avukatı Nagihan Gür Altaylı; çevre olarak bir yandan ulusalcı damarı güçlü sosyal demokratlarla, diğer yandan mevcut iktidar güçlerini teşkil eden güçlü cemaat/hemşerilik networkleriyle dirsek teması olan, her iki gruptan da fetö iltisaklı bağlantıları bulunan bir kamu kurumu avukatı. Eski eşin Antalya'da otelcilik yapan Turancı kuzeni Celalettin Altaylı ırkçı bir Kürt düşmanı... 

İtibarsızlaştırma için düğmeye basmaları çok kolay olmuş 

Alis çok kimlikli biri. İtibarsızlaştırmaya Alevi kimliğinden başlamışlar. Kürt kimliği üzerinden "terörist" ilan edilmesi Türkiye'de dünyanın en kolay işi. Kara propagandanın düğmesine 2012-2013 yıllarında basıyorlar. Aleviliğe, Kürtlüğe, Sosyalist dünya görüşüne ve Kadın kimliğine topyekûn saldırıyı, arkalarına kurumsal desteği alarak yıllarca sürdürüyorlar. 

Türkiye'de bunun cezası yok. Cezasızlık politikasıyla palazlanan ırkçı, faşist, cahil, çıkarcı, saldırgan güruhun devletin gücüne güvenerek insanların haysiyetine, aile şerefine alenen saldırmaları, çocuklarına zarar vermeleri ülkenin bütün iklimlerinde çok kolay. 

Böyle bir devletin saygınlığı olmaz. 



Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"

Etnik ve mezhepsel faşizme sırtını yaslayanların bizlere verdiği mesaj