Tekçi zihniyetin beslediği ayak takımının saldırıları sınır tanımıyor
"Adam olamamışların devletin ideolojisinden güç bularak çoluk çocuğumuza kadar musallat olması, ayak takımlarından medet umanların makam mevki edinmesi, DEVLETİN SAYGINLIĞININ OLMADIĞININ GÖSTERGESİDİR. BKNZ."
Belirlenmiş kimliklere yaslanarak cüretkârlaşan sefil karakterlerin insanlık dışı eylemleri
En son 24 ve 25 Kasım 2019 günlerinde görüştüğüm, güzel güzel sohbet ederek vakit geçirdiğim oğluma o günden beri ulaşamıyorum. Son üç yıldır tekerrür eden bir çıkmazdır bu. 14 Ocak 2020 günü okuldan eve yürüdüğü Tugay Yolu'nda bekledim neden ulaşamadığımı kendisinden duymak için. Çocuğum bilmediğim sebeplerle beni görünce kaçmaya başladı. Şaka gibi... Oğlum dedim, film mi çeviriyorsun, gel bi sarılayım bari dedim... Geldi sarıldım, kaçarcasına uzaklaşıp gitti... Yüzü, çantası, tipi, kıyafeti oğlum ama sanki yabancı bir çocuğu durdurmuş gibi hissettim kendimi...
Bize bütün bu acayiplikleri yaşatanlar hem deşifre olacak hem de yargı karşısında hesap verecek.
Yılda iki üç defa ulaşabildiğim çocuğumun tutarsız hal ve tavırlarının arka planında ne varsa ortaya çıkarmak için insanüstü çaba sarf ediyorum. ANCAK devletin ilgili kurumları bir anne ve çocuğu söz konusu olduğunda dahi kirli ezberleriyle hareket ettiği için mücadelemde çok cepheli bir savaş vermek zorunda bırakılıyorum!
Oğlum kırk yılın başı arar beni. Çocuğumun o görüşmelerdeki aktarımları bile arka planı ele vermeye yetiyor. Devletteki gücünü aleyhimde kullanan babası ve babanın eşi Nagihan Gür Altaylı, çocuğumu tam da bu sebeple benden izole ediyor.
Oğlum bir telefonda bana "BABAM ÇERKES, SEN KÜRTSÜN. AMA BEN TÜRKÜM" demişti. Bu diyalog bile tek başına bazı şeyleri izah ediyor! Son üç yıl boyunca aleyhimde üretilen çok ağır ithamlarla çocuğumu istismar eden odakların kimliği ortada. Psikolojik istismara, akran zorbalığına, siber zorbalıklara bilerek/bilmeyerek zemin hazırlayan babanın ve eşi Nagihan Gür Altaylı'nın - her şeyi geçtim - hukuki açıdan büyük ihmalleri var.
Adam olamamışların devletin ideolojisinden güç bularak çoluk çocuğumuza kadar musallat olması, ayak takımlarından medet umanların makam mevki edinmesi, DEVLETİN SAYGINLIĞININ OLMADIĞININ GÖSTERGESİDİR. BKNZ.
Bize bütün bu acayiplikleri yaşatanlar hem deşifre olacak hem de yargı karşısında hesap verecek.
Yılda iki üç defa ulaşabildiğim çocuğumun tutarsız hal ve tavırlarının arka planında ne varsa ortaya çıkarmak için insanüstü çaba sarf ediyorum. ANCAK devletin ilgili kurumları bir anne ve çocuğu söz konusu olduğunda dahi kirli ezberleriyle hareket ettiği için mücadelemde çok cepheli bir savaş vermek zorunda bırakılıyorum!
Oğlum kırk yılın başı arar beni. Çocuğumun o görüşmelerdeki aktarımları bile arka planı ele vermeye yetiyor. Devletteki gücünü aleyhimde kullanan babası ve babanın eşi Nagihan Gür Altaylı, çocuğumu tam da bu sebeple benden izole ediyor.
Oğlum bir telefonda bana "BABAM ÇERKES, SEN KÜRTSÜN. AMA BEN TÜRKÜM" demişti. Bu diyalog bile tek başına bazı şeyleri izah ediyor! Son üç yıl boyunca aleyhimde üretilen çok ağır ithamlarla çocuğumu istismar eden odakların kimliği ortada. Psikolojik istismara, akran zorbalığına, siber zorbalıklara bilerek/bilmeyerek zemin hazırlayan babanın ve eşi Nagihan Gür Altaylı'nın - her şeyi geçtim - hukuki açıdan büyük ihmalleri var.
Adam olamamışların devletin ideolojisinden güç bularak çoluk çocuğumuza kadar musallat olması, ayak takımlarından medet umanların makam mevki edinmesi, DEVLETİN SAYGINLIĞININ OLMADIĞININ GÖSTERGESİDİR. BKNZ.