Adalet birgün herkese lazım olacak, adaletsizlik yapanlar dahil...

Devletin bütün gücüne ve imkanlarına kavuşanların ortak ahlâki değerlerden muaf olduğunu kim iddia edebilir?!

via alismetamorphosis.blogspot

Mahkemeyi aleyhimde manipule ediyorlar

Anadolu 19. Aile'de görülen davanın geçtiğimiz duruşmasında Hakim "adres tespiti yapılamamış" dedi. Oysa 14 yıldır aynı yerde ikamet ediyorum. "Mali durum tespiti" için yine mahkemenin talebiyle başlatılan soruşturmada Maltepe Emniyetine çağrıldım. Emniyetteki memura "niçin adres tespiti yapılamadı" diye sordum. İşlemleri yapan memur "o bölgeye ben bakıyorum. Adres tespitiyle ilgili herhangi bir bilgi gelseydi bunu ben bilirdim" dedi. Öyle bir talimatın kendisine iletilmediğini bildirdi.

Bilmediklerimi öğrendikçe çamurun derinliği ve çapı da çıkıyor ortaya.


Anadolu 11.Aile'den 2018'de çıkan velayet kararı istinaf mahkemesi sürecindeyken, arkadaş meclisinde Pınar adında bir avukatla tanışmıştım. Pınar açık açık "velayeti fahişeden bile kolay kolay almazlar" dedi. Beni tek gördükleri için Emniyet, yargı, istihbarat marifetiyle dünyanın en şerefsiz itibar suikastında tetikçilik yapan her kim varsa ortaya çıkarılmasını istiyorum.

Nasıl bir teşkilatlanma ki on bin tl'ye yakın para kaptırdığım avukat bile başkalarına çalışmış. Bu tip insanlar sayesinde günlerce TCK yasalarını, Medeni Kanununu, Anayasayı okudum, hukuk öğrencisi gibi ders çalıştım. Erzurumlu avukat Rıza Yıldırım'ın hem paramı alıp hem de bütün şartları benim lehimde olan iki davayı göz göre göre kaybettiğini anladım (Baktığı başka bir davada bir kadına toplu halde tecavüz edenlerden birinin savunmasını yaptığını da kendi ağzından öğrenmiştim. Tecavüzcüyü aklayan avukat, anlaşmalı protokolün değiştirilemez maddelerinden velayetin elimden kayıp gitmesine seyirci kalmış).

Davalı tarafın Rizeli Avukatları Serpil Alçın'ın ise mahkeme kayıtlarına geçen nitelikli iftira kapsamında yargılanmaya mahkum iftiralarını görünce, aleyhimdeki kapsamlı saldırının boyutunu daha net kavradım. Bana açılan davalar bitince bu defa kendi imkanlarımla ben bir dava açtım. Avukat da tutmadım. Çünkü avukatların göz ardı edilemeyecek kadar açık biçimde organize suç networkleri ve bunlara çalışan Emniyet ve yargı personeliyle çıkar ilişkilerinin olduğunu gördüm.

Kime selam versem ya satın alıyorlar ya da  manipüle ediyorlar. Nereye gitsem, benden evvel aleyhimde ürettikleri manipülatif işleri servis ediyorlar. Bu düzenekte rol alan insanların içine düştükleri hali analiz ederek neticeleri kendimce not ediyorum.


Meslek ahlakını ayaklar altına alan, Emniyete/Yargıya sızmış nitelikli iftira çeteleriyle işbirliği yapan AVUKATLAR hakkında Baronun harekete geçmesi gerekir: bknz.

Aydınlıkçı çevreden bir arkadaşın referansıyla görüştüğüm Fatma Canan Kırpaçlar da bu isimlerin arasında sorgulanması gerektiğini düşündüğüm bir avukat. Zira ilk dava bombardımanlarının başladığı 2017 Şubat'ında, Beşiktaş Barboros Bulvarındaki bürosunda görüştüğüm Avukat Canan Kırpaçlar'ın o gün anlam vermekte bile güçlük çektiğim tutumunun, yılgınlık verici yargı ve ithamlarının arka planının ne olduğu bugün ortada. Avukat Canan Kırpaçlar için referans veren arkadaşıma görüşmedeki absürtlüğü aktardığımda, arkadaşım da şaşkın bir halde durumun anormalliği kabul etmiş, avukatı bu davranışından dolayı Baroya şikayet etmek gerektiğini kendisi söylemişti.

Avukatlık yapan bu insanlar meslek ahlaklarını hangi ilişki ağlarıyla ve ne tür enformasyon ağına güvenerek ayaklar altına alıyorlar? Türkiye Barolar Birliği bir meslek kurumu olarak bünyesindeki avukatların fuhuş ve dijital manipülasyon ve hatta sapkın pedofil çetelerin ürettiği manipulatif bilgi ve belgelere sırtlarını yaslayarak mesleklerini icra ediyor olmasını bir sorun olarak görmelidir.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Henüz 13 Yaşındaki Berfin Demir'in İntiharı Araştırılsın!

Kürt Ulusal Marşı "Ey Reqîp"