Türkiye'de Radikal İslam'ı besleyen Siyâsal İslâm 10 Ekim 2015'te Ankara Garı önünde ülke tarihinin en kanlı terör saldırısını gerçekleştiren IŞİD bombacılarına alkış tutup, katledilen 103 vatandaşımız ve yaralanan 500'ün üzerindeki insanımız için yuhalama ve ıslığı kendilerine yakıştıran Konya Tribünlerindeki zihniyetin iktidarıdır. Allah bize düşmanlık edenin bunlar kadar insanlıktan nasibini almamış, bunlar kadar namert olmayanını nasip etsin.
- Çoğunluğu Kürt, Alevi ve Sosyalist görüşten olan 103 insanımızın katledildiği, 500'den fazla insanımızın yaralandığı anlarda bile, ölen ve yaralananların üzerine biber gazı sıkan EMNİYET GÖREVLİLERİYLE İLGİLİ HERHANGİ BİR TAHKİKAT YAPILMADI!
- Ölen insanlarımızın anısına, katliamın yaşandığı Ankara Gar'ı önünde bir anıtın yapılmasına Valilikten izin çıkmadı. Katliamların bir daha yaşanmaması ve ölenlerin hatırasına saygı için bir Anıt fikrine bile direnen mevcut kadrolar katliama giden süreçte zincirleme "ihmalKÂRlıların" da müsebbibi olan iktidarın kadrolarıdır.
- 2011 yılında, sınırımızın hemen öte yanında başlayan kanlı Suriye Savaşının başından itibaren kökten dinci grupların hamiliğini yapan ülke yönetimi, kendi vatandaşını büyük riske attı. Kapalı kapılar ardındaki kirli pazarlıklar sonucunda 2013'teki Reyhanlı saldırısıyla şiddeti artan, 2015-2016 tarihlerinde yurt çapında ardı ardına yaşanan bombalı saldırılar ülkede kitlesel ölümlere yol açtı.
- Savaşçı politikaların ceremesini bombalı saldırılarla, ekonomik yaptırımların sebep olduğu geçim sıkıntısıyla, işsizlikle, gelecek kaygısıyla bu halk çekerken, kahramanlık destanı yazmaya girişen "sorumsuz" siyaset anlayışı hâlâ yaptıklarından ders almış görünmemektedir.
- Basiretsiz siyasi iktidarın ülkeye daha fazla acı, ızdırap, kutuplaşma, yoksulluk ve kaostan başka şey vaat etmediği çok açıktır!
Ankara’da IŞİD’in Türkiye’de gerçekleştirdiği katliamlara ilişkin “2015’ten Bugüne Katliamlar ve Cezasızlık” isimli panelde söz alan CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, IŞİD’in Türkiye’nin 70 ilinden adam “devşirerek, Suriye’ye götürdüğünü ancak o dönem emniyet tarafından terör örgütü listesine alınmadığını” belirterek, “Hükümetin siyasal tercihi de bundan yana” dedi. Tanrıkulu, Türkiye’de bağımsız ve tarafsız yargı kurumu olmadığını bildirerek, “Hükümetin şube müdürlüğüne, yargıçlar memura dönüştürüldü… Katliamlarda yargının sanıklara nasıl hoşgörü gösterdiğini biliyoruz. Bu yargının durumundan kaynaklı bir durum” dedi.
-