Irak'ta işsizlik ve yoksulluğa karşı eylemlerin genel seyri nedir?
"Çatıdan keskin nişancılar hem polis hem göstericilere ateş ediyorsa kuşkusuz durumu kızıştırmaya dönük üçüncü bir el devrededir. Bu senaryo Suriye krizinin başında da başarılı bir şekilde uygulanmıştı. Fakat bu teori sokakta ölümüne isyan eden gençlerin iradesini görmezden geliyor ve haklı öfkeyi değersizleştiriyor... Irak’ın ‘ölüm turu’ bir haftada 100’ü aşkın can aldı. Geride binden fazla yaralı bıraktı. 2011 isyanı, 2015 isyanı, 2018 isyanı siyasete ders olmadı. Amerikan işgaliyle oturtulan etno-mezhepçi sistemin hastalıkları kurutulmadıkça halkın ödediği bedel de siyasetin umursamazlığı da bitmeyecek. İktidarı bahşeden ya da geri alan basitçe halkın oyları değil, her ne kadar ‘demokratik’ seçimlerle bir parlamento oluşsa da… Uzun yıllar iktidardan uzak kalmış İslamcı Şii hareketlerin geçmişin kayıplarını telafi etmek istercesine kaynaklara saldırması, İslamcı Sünni partilerin alan bulmasına karşın iktidar ayrıcalığını yitirmiş Sünnilerdeki intikamcı yaklaşım ve Kürtlerin zoraki beraberliği seçim sonrasında hükümetler şekillenirken bölüşümcü denge yeniden oluşuyor. Etno-mezhep paylaşımı üzerine kurulu bir düzende hesap verilebilirlik olmadığı gibi her bakan, her bürokrat, her iş adamı ‘siyaset ve cemaat’ bağlarının birbirini kovaladığı çarkta götürebildiği kadar götürüyor. Irak’ın siyasal atlasına bakarsanız 'ilahi emir' yeryüzüne inmiş sanırsınız. Her şey din ile satılıyor. En fazla 'Allahtan kork' diyenlerin elinde Irak yolsuzlukta zirvelere yükseldi. Dünyanın beşinci büyük petrol ülkesi, 16 yıldır su, elektrik, sağlık hizmetlerindeki bezdirici sorunların üstesinden gelemiyor. Iraklıların patlamak için sebebi çok. Ve elbette Irak’ı patlatmak isteyenlerin de…" Fehim Taştekin