Kayıtlar

Ne kirli tezgahlarının ne de bu kirli tezgahlardan nemalanan omurgasızların sonu geliyor

via alismetamorphosis.blogspot Mahalle aralarında gezen sapkın paramiliter çeteleri üzerimize salıyorlar. Yıllardır beni zan altında bırakan organize çeteye kimse müdahale etmiyor. Kazan/kazan formülüyle kurulan yalan ve iftira bataklığı büyüdükçe büyüyor. Can güvenliğimizi, konut dokunulmazlığımızı yok sayan, kirli zihin haritalarına uyumlu tezgah ve kumpaslarla onur ve haysiyetimizi psikolojik savaş malzemesi yapan, mezardaki babama kadar o leş dillerini uzatan aşağılık bir düşmanlık örneği sergilediler. On yıldır bunların saldırıları karşısında bir savaş veriyorum. Öncesinde derinlemesine istihbarat yapıyorlar. Sosyal ve fiziki çevremizden kullanabilecekleri kişi ve adresleri tespit ediyorlar. Facebook gibi uygulamalardan arkadaş listenizi, telefon rehberinizi, akrabalık bağlarınızı, okul, işyeri geçmişimizi, sizin dahi bilmediğiniz aile sırlarını, kişisel zaafiyetleri ve daha başka birçok veriyi kullanarak tezgahlarını kuruyorlar.  Yalnızca sizin de değil yakınlarınızın çevresi...

İşgal etmenin tanımı nedir?

Resim
Kürtçe tek bir okulumuz bile yok. Demek ki ırkçı ve baskıcı Türk hükümetlerinin işgali altındayız. Biz Kürtler onuru ayaklar altına alınmış bir halkız. Gözlerimizin içine baka baka aynı politikaları sürdürüyorlar. Sistemin ürkütüp sindirdiği büyüklerimize yaptıklarının aynını bizlere de yapmaya çalışıyorlar. En temel haklarımızı talep ettiğimizde, ağır insan hakkı ihlallerine ses çıkardığımızda sapkın paramiliter çeteleri peşimize takıyorlar. Yıllardır kepaze bir düşmanlık örneği sergiliyorlar. Bir Milli İstihbarat Projesi olduğu resmi belgeleriyle birlikte ayyuka çıkan, içerisinde istihbaratın fink attığı PKK'nın varlığı gerekçesiyle Kürt soydaşlarımızın yaşadığı topraklar bombalanıyor. Bir taraftan ortaçağ kaçkını kökten dinci grupların, diğer yandan bölge güçlerinin ateşi altında kalan sınırımızın hemen ötesindeki sivillerin yerleşim yerlerinin zarar görmesine, alt yapının imhasına sesimizi çıkardığımız an çocuk istismarcısı tecavüzcü sapkın faşist paramiliter çeteleri üzerimize...

Suriye'de Kürtlere yönelik kontrolsüz saldırılarda tüm vücudu kimyasallarla yanan 12 yaşındaki Muhammed /2019

  2019'da Suriye'deki Kürt yerleşim yerlerine yönelik saldırılarda yaralanan 12 Yaşındaki Muhammed'in acı içindeki o anları "Gazzeli çocuk" olarak sosyal medyaya servis edildi. Belli ki ratingi/tıklanma sayısı bol bir kareydi ancak dezenformasyon ortaya çıkınca twit silindi. İyi haber şu ki Muhammed Irak Kürdistan Bölgesel yönetimi tarafından tedavi altına alındı ve iyileşti.  Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir çocuğunun saçının teline bile zarar gelmesini istemeyiz. Ancak Kürt çocukları yasaklı kimyasal silahların da kullanıldığı saldırılarda yanarken ses çıkarmayanlar bugün Gazze'yi gösterip vicdan, din, ümmet edebiyatı yapmasın. 

Ortadoğu: masum çocukları öldüren devletler coğrafyası...

Resim
 Haber doğruysa Türkiye'nin ahlaki sorumluluğu İsrail'inkinden daha kötü bir durumda... İsrail-Gazze savaşının bütün tv kanallarında canlı yayınlandığı bir ülkede yaşıyoruz. Kendi sınır ötemizde sivillerin, çocukların zarar gördüğü askeri müdahalelere ise kör sağır kalıyoruz. Hatta bunları "zayiat" olarak görüp alkışlayan milyonlarca faşist zihniyetle birlikte yaşıyoruz, maalesef...

Ortadoğu'nun bahtsız çocukları...

Resim
Savaş hukukunun dahi olmadığı kirli bir savaş António Guterres @antonioguterres · 6h It’s time to end the vicious circle of bloodshed, hatred & polarization in the Middle East. Israel must see its legitimate needs for security materialized, and Palestinians must see a clear perspective for the establishment of their own state realized.

Ülkeyi kana bulayan terör saldırılarında ihmaller zinciri

Resim
Saldırının ardından yapılan ilk resmi açıklamalarda üst düzey yetkililerin"İhmal yok" dediği 10 Ekim Ankara Gar katliamı davasında hukuki süreç nasıl işliyor? Emek, Demokrasi ve Barış Mitingini kana bulayan iki canlı bomba saldırısında ihmaller yok muydu? 10 Ekim Ankara Katliamı davası avukatları geçen 8 yıla rağmen aydınlatılmayı bekleyen pek çok karanlık noktaya dikkat çekti. * KATLİAMA DAİR MÜLKİYE MÜFETTİŞLERİ RAPORUNUN BAZI BÖLÜMLERİ NEDEN ISRARLA SAKLANIYOR?  * RAPORDA GİZLENEN HANGİ GERÇEKLER VAR? Katliamla ilgili içişleri bakanlığı mülkiye müfettişleri tarafından düzenlenen ön raporda bir kısım Ankara emniyet müdürlüğü amirleri hakkında katliamdan önce gelen istihbaratları gizlemeleri ve dikkate almamaları sebebiyle soruşturma açılması gerektiği belirtilmiştir.  KATLİAMDAN 10 GÜN ÖNCE BOMBA MALZEMESİ ALIRKEN İHBAR EDİLEN KATLİAM FAİLLERİ NEDEN KATLİAMDAN ÖNCE YAKALANMADILAR? Canlı bombalar Ankara’ya gelirken onlara eskortluk yapan Yakub Şahin ile örgütün nakliyecisi H...

EMEP: Filistin’in İntifadalardan Gelen Direniş Mirası Hamas’a Değil Filistin Halkına Aittir.

Resim
BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞININ ARDINDAN DAĞILAN OSMANLI İMPARATORLUĞU'NUN ORTADOĞU'DA DEVLET KURAMAMIŞ İKİ BÜYÜK EYALETİ VARDIR: BİRİ FİLİSTİN DİĞERİ KÜRDİSTAN.  DEVLETSİZLİK HER İKİ HALKIN ONURUYLA VAROLMA MÜCADELESİNİN ÖNÜNDEKİ YEGÂNE ENGELDİR VE BU DURUM ONLARCA YILDIR EMPERYALİST GÜÇLERLE BÖLGEDEKİ İŞBİRLİKÇİLERİN ZULMÜNE KAPIYI SONUNA KADAR AÇMIŞTIR.  "Bugün hem Filistin sorunu ve hem de Kürt sorunu, emperyalistler tarafından istismar ediliyor ve bölge gericilikleri tarafından saldırılarının dayanağı olarak kullanılıyor. Bu nedenle bölgede barışçıl-demokratik bir geleceğin inşa edilmesinden yana güçlerin bu gerçeği görmesi ve bu temelde halklar arasında dayanışmayı ve ortak mücadeleyi büyütmek için çaba göstermesi gerekiyor." [ Evrensel ] EMEK PARTİSİ [EMEP) İSRAİL-FİLİSTİN HATTINDA YAŞANAN OLAYLARA İLİŞKİN BİR AÇIKLAMA YAYINLADI Yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: *  Hamas'ın saldırısı İsrail Siyonizmi’nin saldırganlığının bir sonucudur.  * Filistin halkının i...

Dijital takiplerde alıntı yaptığım yazarlara kadar beni zan altında bırakan paylaşımlar yaptılar

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Kurumsal akıl, kendi hatalarının açığa çıkması yerine sözümü değersizleştirmeyi tercih ediyor. Taraflı, bağımlı ve sorumsuz yargı kararları yüzünden organize çetelerin önü hiçbir biçmde alınamıyor. İsim benzerlikleriyle yapılan para akışları varsa, eşgal benzerlikleriyle kurulan tezgahlar varsa bunların üzerine gitmeyen Emniyet ve Yargı birimleri organize suçların dolaylı olarak suç ortaklığını üstleniyor. Avukat Serpil Alçın 'ın imzasıyla mahkemeye sunulan davalı karşı dava dilekçesinde " Kayıt dışı gelirimin çok yüksek olduğu " iftirası Anadolu 19.Aile Mahkemesi kayıtlarında geçiyor. Bunun üzerine gidilmemiş olması bile kurumsal bir sorumsuzluk göstergesidir.  Çocuğun bile yabancı ikizini kullanarak  nitelikli iftiralara çalışan kişi ve adresler yüzünden oğlum altı yıldır doğup büyüdüğü eve neredeyse hiç uğramıyor.  İsim ve eşgal benzerlikleriyle , deepfake ses ve görüntü hileleriyle yapılan organize saldırılardan en başta o...

Devletin asimilasyon politikaları kaldığı yerden devam ediyor

Anadil bir milletin hafızasıdır, sistematik asimilasyonla o hafıza hançerlendi... 1980 askeri darbesinin ardından Kürtçe resmi ve özel hayatta resmen yasaklandı. Faşizmin gücü toplumda öylesine etkiliydi ki hiç tanımadığımız adamlar annelerimizi Kürtçe konuştukları için sokakta azarlama hakkını kendilerinde görüyordu. Çocukluğumuz bu kötü iklimde geçti. Annemiz babamız İstanbul'a göç etmiş genç bir aile olarak sıkı yönetimin baskısı altında bizleri koruma refleksiyle Kürtçeyi yanımızda konuşmadılar.  Kürt toplumuna yapılan en büyük hakaret belki de buydu. Bir annenin ve babanın kendi anadilini evlatlarından sakınmak durumunda bırakılması. Ve bu bir devlet politikasıydı. Bugün hala devam eden bir politika.  25 Ocak 1991: Kürtçe yasağı resmen kalktı, fakat Kürtçe hâlâ yasak, hâlâ "anlaşılamayan bir dil"...   Şiwan Perwer paylaştığı videoda ailelere çağrı yaptı: Çocuklarınızla Kürtçe öğretin, anadillerini konuşsunlar

Batının Ukrayna'daki aşırı sağa "duygusal" yakınlığı ve desteği savaşın kazanılmasına değil sürmesine yarıyor

Resim
"Bugün Rusya’ya karşı savaşta Ukraynalı faşistleri ayakta alkışlayanlar, bu faşistlerle açık ya da gizli görüşmeler yapan, ekonomik, siyasi ve askeri her türlü desteği veren Batılı emperyalist ülkeler, yaptıklarıyla kendi planlarına bir adım yaklaşabilirler, ancak en büyük kötülüğü Ukrayna halkına, demokratlarına, antifaşistlerine, aydınlarına yapıyorlar. Ülke el birliğiyle faşistleştirilirken, bu sürecin tersine çevrilmesinin on yıllar alacağı bugünden söylenebilir. Tıpkı Afganistan’da radikal dincileri kullanıp güçlendirdikleri gibi... " [ Evrensel'den Yücel Özdemir'in yazısı ]