Kayıtlar
14-16 Temmuz 1959 Kerkük Katliamı
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Ortadoğu, etnik ve mezhepsel çatışmalarının eşiğindeki katliamlar coğrafyasıdır. "Zulme karşı zulüm" politikasının sonunu getirecek irade bu topraklarda henüz yeşermediğinden, maddi güç ve çıkar ilişkilerine karışan kin ve nefret öğeleri soykırımlara, katliamlara, yağmalara ve zorunlu göçlere sebep olmuştur. "Kerkük katliamı, 14-16 Temmuz 1959 tarihlerinde üç gün üç gece sürmüştür. Irak güvenlik kuvvetleri ve Kerkük’te bulunan 2. Tümen askerleri katliamı seyretmekle yetinmişlerdir. Olaylarda bölgesel Kürt güçleri de yer almıştır. Bu kanlı saldırıda 70 kadar Türk evi yağma edilmiş, Türk dükkânları yakılmış, pek çok Kerküklü Türk dövülmüş, yaralanmış ve feci şekilde öldürülmüştür."
Dört Parçaya Bölünmüş Yurdumda Katliamlar Bitmiyor
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Srebrenitsa Katliamı / İnsanlığın Karanlık Yüzü
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

İnsanlığın karanlık yüzü: Katliamlar
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

Hafıza - "Farklı etnik ve dini kimlikteki insanları birbirleriyle kapı komşusu haline getirebilecek yegane insanlardan Tito'nun ölümünden sonra (1980) ekonomik temelli problemlerle başlayan ve bunun bir sonucu olarak federal cumhuriyetlerde yükselen milliyetçiliğin Yugoslavya Federasyonu’ndaki etkileri, Berlin Duvarı'nın yıkılması ve SSCB'nin dağılmasıyla birlikte bölünmelere yol açtı. 6 cumhuriyet ve 2 özerk bölgeden meydana gelen Yugoslavya federasyonu kanlı çatışmalara sahne oldu. Federasyona bağlı cumhuriyetlerden Bosna-Hersek, 5 Nisan 1992'de yapılan bağımsızlık referandumunun ardından bağımsızlığını ilan etti. ABD ve Avrupa ülkeleri Bosna-Hersek'in bağımsızlığını tanıdı. Sonuçtan memnun olmayan Sırp güçleri 6 Nisan 1992'de Saraybosna’yı ablukaya alarak Bosna-Hersek'ten ayrıldıklarını ve Bosna Sırp Cumhuriyetini ilan ettiklerini açıkladılar. Bosnalı Sırplar kendilerine olabildiğince fazla miktarda toprak kazanmak için Yugoslavya Devlet Başkanı Slob...
"Deliye, Hırsıza, Arsıza İmparatorluk Kurduran Çürümüş Sistem "
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

"Eğer ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, toplumu ayakta tutan ortak bütün değerleri değersizleştiren iblisvari yapılanmaları alaşağı etmiyorsa bunun iki nedeni vardır: Ya gücü yetmiyordur ya da bu organize suç yapılarının varlığından medet umuluyordur. Her ikisi de devletin saygınlığına halel getirecek sebeplerdir." ADNAN OKTAR VE FETÖ GİBİ KÜRESEL SERMAYENİN YERELDEKİ İRİ KÖPEKLERİ VAR OLDUKÇA BU COĞRAFYANIN İNSANI ONURLU VE HUZURLU YAŞAYAMAZ. Bahse konu organize suç ve terör örgütlerinin bilhassa dinci muhafazakar sermayenin güç kazandığı son yirmi yılda palazlanması, ülkeye kaset/kumpas/şantaj siyasetini sokarak siyasi kaliteyi düşürmeleri, toplumun ortak değerlerine saldırmaları sorgulanmalıdır. via alemidirius.blogspot Deliye, Hırsıza, Arsıza İmparatorluk Kurduran Çürümüş Sistem Sorgulanmalıdır İtirafçı Kedicik: "Hepimizi Pavyon Kadınlarına Benzetti " "Bu sapık Ankara'da büyümüş. Küçükke...
Sivas ve Başbağlar katliamlarının arka planı açığa çıkartılmalıdır
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

5 Temmuz 1993’te yaşanan Başbağlar Katliamı’nın üzerinden 27 yıl geçti. Geçen bu sürede hepimizin yüreğini derinden yaralayan bu katliam aydınlatılmadı, aydınlatılması için en ufak bir gerçek adım atılmadı. Akıllarda hala çok soru var. Jandarma birliği köye 25 km. mesafede olmasına rağmen, neden 14 saat sonra geldi? Bulunan 558 kovan neden balistik inceleme sürecine tabi tutulmadı? Katliama ilişkin kayda değer bir soruşturma, yargılama neden yapılmadı? Bu sorular ve sözde yargılama sürecinin hakimlerinden Şakir Kadıoğlu’nun şu sözleri akıllardan hiç çıkmamalıdır: "Katliamdan dolayı tutuklananların olayla hiçbir ilgisi yoktu.” Karanlık odakların Sivas Katliamından hemen sonra gerçekleştirdiği bu katliam, aradan geçen yıllarda hepimizin gözü önünde siyaset malzemesi haline getirildi. Katliamın esaslı bir şekilde araştırılması, karanlık ellerin açığa çıkarılarak yargılanması gerekirken, bu katliam ve yitirilen canlar, siyasetin istismar konusu olarak kulla...
Sivas'ın, Başbağlar'ın arka planında Özel Harp Dairesinin parmağı var
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar
Üstteğmen H.Ç. : "Sivas'ta gerçekleşen Madımak Katliamını Biz yaptık" "Bizim görevimiz sadece kargaşayı çıkartmaktı ama kargaşa bizim beklediğimizin üzerine çıktı." HABER ARŞİVİ Sabah Gazetesi 2.7.2011 Özel Harp Dairesi bünyesinde çalışan Üstteğmen H.Ç., Sivas'ta gerçekleşen Madımak Katliamı için "Biz yaptık" dedi. Üstteğmen, JİTEM'in "ellerinde belgeler var " istihbaratı üzerine başta Aziz Nesin olmak üzere 3 yazarı hedef aldıklarını ve katliam günü halkın arasına girip onları otel çevresinde topladıklarını anlattı. "İslamcıların arasına girmek basit" diyen H.Ç., "Halkı ateşledik ve timler bir anda geriye çekildi" dedi. Fırat Haber Ajansı'nda Baki Gül imzalı yayımlanan haberde Sivas'ta 2 Temmuz 1993 tarihine Sivas'ta bulunan Madımak Oteli'nde korkunç faciada gerçekleştirilen katliama dair ilginç iddialarda bulundu. Özel Harpçi Üstteğmen olduğu belirtilen H.Ç'nin itirafları,...
"Siyasetçilerin sert ve taraflı siyasal eleştirilere daha açık olmaları gerekmektedir"
- Bağlantıyı al
- X
- E-posta
- Diğer Uygulamalar

via elamidirius.blogspot Hukukta hakaret ile eleştiri arasındaki denge Temmuz 03, 2020 "Kanun Önünde Eşitlik" kavramı sıradan insanlarla şöhret/yetki sahibi insanları eşitlemez. Bilerek ve isteyerek toplum önünde olmaktan maddi kazanç elde eden şöhret sahibi insanlara yönelik eleştiri ve tutumun sıradan kişilere nazaran daha sert olması belli ölçülerde kabul edilebilir. Şöhret olmanın bir bedeli de budur. Hukuki kaynaklarda şöhretli kişiler tarafından hakaret gerekçesiyle açılan ve beraatle sonuçlanan dava örnekleri vardır. Hakaret ve eleştiri arasındaki dengeyi t opluma karşı sorumluluğu olan devlet yetkilileri açısından ele alacak olursak: "Siyasi konular toplumun tüm bireylerinin menfaatlerini ilgilendirdiği için, siyasetçilerin sert ve taraflı siyasal eleştirilere daha açık olmaları gerekmektedir. Örneğin bir milli eğitim bakanının uygulamaya sokmak istediği politika değişikliği milyonlarca öğrenci ve ailenin yaşamlarına etki...