Kayıtlar

Dünya, bildiğiniz o eski dünya değil.

Resim
Bugün marifet zannettiğiniz "başarılarınız" yarın birer utanç kaynağı olabilir. Kürt'leri yüzlerce yıldır yaşadıkları anayurtlarından "temizlemek" ve boşaltılan yerlere oradan oraya sürüklenen Arap'ları yerleştirmeyi planlamak bir başarı mıdır? Başarının kriteri insanlıktan çıkmak mıdır?

İşkence ve Kötü Muamele

Resim
İşkence ve Kötü Muamele bir İnsanlık Sorunudur "İşkenceye sıfır tolerans dedik ve bunu sağladık. Kültürel haklar konusundaki sessiz devrimleri biz gerçekleştirdik." (3 Eylül 2013) - Recep Tayyip Erdoğan İşkence ve kötü muamele iddialarını, hapishanelerde, devletin farklı ve gizli birimlerinde, göçmenlerin tutulduğu geri gönderme merkezlerinde canlı kobay olarak kullanılan insanların iddialarını görmezden gelip yok saymak ya da iddiaların üzerine gitmek. Bütün bunlar bir irade ve tercih meselesidir. Aşağıda paylaştığımız metin, basına yansıyan siyasi bir davanın savunma metnidir. Ağır işkence süreçlerine dair ayrıntılı bilgiler içermektedir: "Ben bu davamla ilgili ilk savunmamı 10 Eylül 2018 tarihinde SEGBİS aracılığıyla yaptıktan sonra serbest bırakılmıştım. Ancak, Ankara’daki davamla bu davam birleştikten sonra yeniden tutuklu yargılanmaya başladım. Ankara’da hakkımda dava açılmasının temel sebebi İstanbul’da görülen davamdan aranıyor olmam olarak ...

Serhat Tuğan’ın Annesine Tahliye Kararının Bildirildiği O Anlar...

Dönemin Devlet Güvenlik Mahkemelerinde (DGM') işkence altında imzaladıkları tutanaklarla haksız yere ömürleri çürütülen tutsaklardan 16 yaşından beri tam 28 yıldır cezaevinde yatan Serhat Tuğan’ın annesine oğlunun tahliye kararını bildirildiği o anlar... 22 Temmuz 1991’de henüz 15 yaşındayken bildiri dağıttığı gerekçesiyle gözaltına alınan ve dönemin Hakkari Emniyeti’nde ağır işkencelere maruz kalan, zorla imzalatılan tutanaklarla hapse atılan Serhat Tuğan, 28 yıllık adalet arayışından sonra bugün tahliye oldu. Serhat Tuğan gibi i şkence ile alınan ifadelerle, antidemokratik kararlarıyla hafızalara kazınan dönemin DGM’leri eliyle yirmi yılı geçen sürelerle cezaevinde yatan yüzlerce insan var. Darısı diğer tutsakların başına.

هـيّـمـتـنـي - غالية بنعلي

Uzanların Türkiye Halkını Yasa Boğan Trajik Öyküsü

Resim
İmar Bankası ve Adabank'ın sahibi Uzan ailesi dövize yüksek faiz vererek büyük miktarda mevduat topluyordu. Öyle ki verdiği faiz oranı döviz kurlarının her yıl katlandığı dönemlerde bile diğer bankaların verdiği faiz oranının 2 misliydi. Bu durum kendi bankalarına giren mevduatın hızını önemli ölçüde arttırıyordu... Peki, yüksek faizle toplanan paralara ne oluyordu? Normal şartlarda bankacılık sistemlerinde toplanan mevduatın belli bir oranı likidite olarak tutulur, belli oranı Merkez Bankasına munzam karşılık olarak yatırılır. Geri kalan kısmı ise kredi olarak müşterilere verilir... Toplanan paraların çoğu yasalara aykırı bir biçimde kendi şirketlerine geri dönüşü olmayan kredi olarak verilirken, piyasada ele geçirilmesi planlanan şirketlere kredi veriliyordu. Uzanlar bankaları vasıtasıyla önce müşterilerine kredi vermiş, onlar yatırım yaptıkları anda, bir ihtarname çekerek 24 saat içinde bankanın verdiği kredinin geri ödenmesini talep etmiş, ödenmediği takdirde normal faizin 3 ...

'Günahları Resetleyen Tanrı'

Kendi sığ evrenlerinde kendilerine benzeyen bir Yaradan tahayyül etmişler. Müslümanlık ya da Hristiyanlık... Neredeyse bütün i nançlar, insanların tekamül yolculuğunun başat yardımcılarıdırlar. İnsanın "kamil insan" olma serüveninde, Müslümanlıkta son nefesinde bile tövbe etme imkanı, Hristiyanlıkta günah çıkarma olanağı tanınmış. Ancak inancın insana yol gösterici, affedici ve affettirici, ızdıraplardan kurtarıcı, hayatı kolaylaştırıcı yol ve yöntemlerini bile suistimal edenler en büyük günahkarlardır. Ateizm Nedir, ne değildir'le ilgili kısa bir bilgilendirme notu: "Ateizm; yaratıcı ve müdaheleci bir tanrıyı kabul eden teizmden, yaratıcı ancak müdahaleci olmayan bir tanrıyı kabul eden deizmden, her şeyi kapsayan içkin bir Tanrı veya evrenin ya da doğanın Tanrı ile aynı olduğunu savunan panteizmden ve tanrının hem evrenin kendisi hem de evrenin ötesinde (aşkın) olduğunu savunan panenteizmden; ayrıca, tanrının varlığı ve yokluğu konusundaki soruları 'cevapland...

"Düşünmek zordur; bu yüzden çoğu insan yargılar"

Resim
"Kendi kalbine bakamayanın yaşamı bulanıktır; kendi yüreğine bakabilme cesareti gösterenler gönlünün muradını keşfedenlerdir. Dışarıya bakan rüya görür, hayal dünyasında kaybolur, içeriye bakan uyanır, kendini keşfeder." Carl G. Jung

Sistemin Ultra Hırsızları: İşçinin Emeğinden Çalarak Zenginleşen Burjuva Sınıfı

Resim
"Ücretli işçinin ödenmeyen emeğinin yarattığı artı-değer, tüm burjuva sınıfının emekle elde edilmeyen gelirinin genel kaynağıdır. " - Karl Marx, Kapital, 1.cilt Politik Ekonomi Ders Kitabı s. 156

İnsanlığı ve Bilimi Değersizleştiren Sistem: Kapitalizm

"Temel sosyal bilim alanlarının yanı sıra, beyin ve sinir sistemini ileri teknolojik metotlarla inceleyen nörolojik bilimlerde son yıllarda hızlanan çalışmalarla açıklanan yeni bulgular, insan davranışlarını, tüketim ekonomisinin pazarlama uzmanları için kıymetli ve verimli –ancak bireyin kendisi için tehlikeli- bir oyun bahçesi haline getirmiştir. "

Belediyecilik bi kamu hizmetidir

Belli ideolojik çevrelerin, "kamu hizmetini" temel alması gereken belediyecilik vasıtasıyla kamu kaynaklarının tasarrufunu tekellerine alması kabul edilemez.  Bir Kürt yurttaş olarak sandığa ve vitrindeki diğer birçok çakma demokrasi pratiklerine mesafe koyduğumu ifade etmek isterim. Öte yandan, ilkesel olarak, ülke sermayesine yön veren mega kent İstanbul'un son çeyrek asırdır  aynı ideolojik çevrenin yönetimi ve tasarrufunda olması sorgulanmalıdır.  Yönetenlerin koltuklarını terk edemeyecek kadar koltuğa kök salması, demokrasi kültürünün geliştiği ülkeler için kabul edilemez bir durumdur.  Çoğunlukçu demokrasilerde seçimi kazananlar yönetimi devralırlar. Ancak ülke öyle bir seviyeye taşındı ki YSK kararlarına duyulan güven yerle yeksan oldu. Şimdiye kadar siyasi partilerin ve onlara bağlı sermaye gruplarının bekası için kırılan, dökülen kazanılmış demokratik değerlerin yeniden tesisi uzun vadede ülke halkının yararınadır ve hatta ülkenin bekası için olmaz...