Kayıtlar

Nisan, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

MANİPULATİF BİLGİ VE BELGELERLE İŞLENEN DOXİNG SUÇLARI

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Yapay zeka programlarıyla yapılan anlık konum tespitleriyle yıllardır gittiğim her yere beni zan altında bırakan   manipulatif içerikleri   servis ediyorlar. Çoluk çocuk demeden elinde akıllı telefon bulunan hemen herkesin *   dahil edildiği bu tür organize suçları anonim hale getirmek istiyorlar. Oysa manipulasyonları üreten kumanda masalarını tespit ve bertaraf etmek çok da zor değil. Yeterki kurumsal bir irade ve saygınlık olsun. Ne var ki bu işlerin içinde  davalarımın görüldüğü   emniyet ve yargı birimleri  de var ** .   ( * ) Tek tek bireylerin cezai sorumluluğu yoksa toplum sürüdür. Anonim suçlarda bireylerden ahlaki sorumluluk beklenmez. İnsanlar grup halde paylaşılan içeriklerin doğruluğuna bakmazlar. Anlık geyik ve eğlence konusu olan paylaşımların arka planında birçok insanı tehlikeye atan organize suç yapılanmalarının bulunduğuyla da ilgilenmezler. ( ** ) 2019 yılında Anadolu 19. Aile Mahkemesinde geçen "...

Suçun Maddi Delillerinin Üretilmesi - Nitelikli İftira Suçu (TCK - 267)

Resim
Sürekli olarak kurgu ve hikayeler üreten, sizin adınıza yazışmalar ve paylaşımlar yapan para-militer çeteler adliye koridorlarında yargı kararlarına yön veriyor. Nitelikli iftira düzeneklerine yargı ve emniyet personeli dahil edildiğinden devlette muhatap bulamıyoruz. Manipulatif bilgi ve belge üretimini yıllardır otomasyona bağlayan bu yapılanmayla baş etmenin imkanı yok. Olayları izlemekle yetiniyorum. Nitelikli iftira düzeneklerindeki ikna kabiliyeti sadece teknik manipulasyonlardan kaynaklanmıyor.  TARAFLI, BAĞIMLI VE SORUMSUZ YARGI SÜREÇLERİ  Sadece karar alıcı yargı birimleri değil, organize çetelerin dezenformasyonundan beslenen savunma tarafının da mercek altına alınması gerekir. BKNZ - "YALANDAN VE İFTİRADAN BESLENENLERİN ÖRGÜTLÜLÜĞÜ" "DAVACININ İŞBANKASI VE DİĞER BANKALAR NEZDİNDE HESAPLARININ İNCELENMESİNİ TALEP ETMEKTEYİZ. KAYIT DIŞI GELİRİNİN HAYLİ FAZLA OLDUĞU VE MALİ DURUMUNUN BOŞANMA KARARINDAN SONRA OLUMLU YÖNDE ARTIŞ GÖSTERDİĞİNİN KANITI OLACAKTIR....

"Hak Savunuculuğu" ile "Karşıt Güçlerin Kullanışlı Aparatı" olmak arasındaki o ince çizgi

Başta Emniyet ve Yargı olmak üzere  15 Temmuz hezimetlerine rağmen  devlet kurumlarında hâlâ oldukça güçlü bir örgütlenmeleri var.  Kadrolu trollerle çalışan politika ve sermaye çevreleri ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar, sizi bilginiz ve iradeniz dışında "kullanışlı aparat"a çevirmelerine müsaade etmemelisiniz. Ne var ki bunu fark etmek ve önüne geçmek her zaman mümkün olmayabiliyor. Mesela kimse benim ipimle kuyuya inmez. Niçin? Çünkü bir kere denediler!  ***  İnmesinler de zaten. Zira ben birilerinin doğrularını değil kendi sınadığım doğruları savunuyorum. Herhangi bir siyasi parti programıyla veya ideolojiyle tam anlamıyla örtüşmem eşyanın tabiatına aykırı. Sosyal medyada bir anda parlatılan isimlerle değil düşüncelerle, sorgulamayla, sistem yaklaşımıyla olayları değerlendirmeyi öğrenmeliyiz. Toplumun neredeyse her kesimi önemli kararlarda dahi çağın vebası gibi dürtüsel hareket ediyor. Herkes sihirli değnek istiyor. Kurtarıcı bekliyor. Karşı mahalleden doğ...

Kürt halkına başka seçenek sunmadığınız için olabilir mi?...

Resim
Demokratik ittifak için bir "öteki" lazım. O "öteki" kimdir? Bahse konu ittifakın içeriğinde Kürdlerin kendi öz yurdunda otokton bir halk olmaktan kaynaklı hangi hakları garanti altına alınıyor? Muhatabı olmayan bir ittifak söylemini tek taraflı olarak topluma dayatmak, şeffaf ve ilkeli bir politik tutum olamaz.  Hamaset ve romantizm Kürtlere bir fayda sağlamıyor. Tekçi devletle "dostlar misafirlikte görsün" siyaseti Kürtlere kaybettiriyor. Fuat Önen'nin " Meclisteki Kürt milletvekilleri Türk meclisini, kendi şereflerini yerlerde süründürmek pahasına şereflendirmişlerdir. " ifadesinin de gerçek hayatta akla ve vicdana uyan bir karşılığı kalmadı. DEM'in politik söylemle kurduğu imaj siyaseti gerçekte yaşananlara algısal körlüğe yol açıyor. loading...

Cumhuriyet tarihinde Kürtlerin yerli halk olmaktan kaynaklı hiçbir hakkı tanınmamıştır

Bildiği ve inandığı doğruları yüksek sesle dile getirmekten vazgeçmeyen Sosyolog İsmail Beşikçi, onurlu bir Türk'tür. Konuya ilişkin özet niteliğindeki kısa bir kesit ekte sunduğum videoda yer almaktadır. Videoda İsmail Beşikçi resmi devlet görüşünü karşısına alarak mahkemede Kürt halkını savunuyor (İstanbul -1970). Beşikçi'nin savunmasında ortalama zekaya ve ahlaka sahip bir insanın anlayamayacağı ya da kabul edemeyeceği tek bir kelime bulamazsınız. Cumhuriyetin bütün olumlu değerleri  "Kürt varlığının yok edilmesi projesi"yle ayaklar altına alınmaktadır.  Biz Kürtlerin en doğal hakları sistematik biçimde gasp edilmiştir, edilmektedir. Uluslararası birçok anlaşma * Türk devletine negatif ve pozitif yükümlülükler getirmektedir. Ancak bunların neredeyse hiçbiri uygulanmamaktadır. Anadilde eğitimi dahi politik bir hak olarak görmeyen anlayış ülkeyi yönetmektedir. Negatif yükümlülükler örtük fişlemelerle ayrımcılığın sürmesine yol açmaktadır. Dijitalleşen devlete mekaniz...

Milyonlarca Kürt köyünü, toprağını, ana yurdunu terk etmeye zorlandı

  ZORUNLU GÖÇLER SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR DEVLET POLİTİKASI DEĞİLDİ. YENİLERİ EKLENDİ. HALKIN İRADESİNİ GASP ETMEK  BUNLARDAN SADECE BİRİYDİ. Adana Meydan Mahallesi'nin 1980'lere kadar yeşilliklere açılan doğal bir sınırı vardı. 1990'lara gelindiğinde göz alabildiğine açılan o yeşil ve doğal alan Mardin'in, Diyarbakır'ın yakılıp yıkılan köylerinden göç eden ailelerle dolmuştu... Benzerlerini diğer mega kentlerde gördüğümüz bu kitlesel göçler, diğer bölgelerden farklı olarak, ekonomik şartların değil devletin hiçbir hukuk tanımayan Kürt politikasının bir neticesiydi.  Bknz -  Köy yakma taburları. Kürt antipatisi yaşayanlara bir not:  Bizim Egenin sahillerinde gözümüz yoktu. Sizin bizim köylerimizde, bizim topraklarımızda gözünüz vardı. Köylerimizin yakılıp yıkılmasına rıza gösterdiniz. Netice olarak biz de kendimizi Ege sahillerinde, büyük metropollerde bulduk ve buralarda tutunduk. Gayet de güzel tutunduk. Bu da size dert olsun. 

Cevapsız çağrı bırakılması casus yazılımların yüklenmesi için yetiyor

Resim
"Bugüne kadar ancak istihbarat servislerinin kullanım hakkı olan ileri teknolojiyi ele geçiren sermaye güçlerinin yegane amacı kâr elde etmek ve / veya kârını maksimize etmektir. İnsanları potansiyel müşteri/tüketici olmalarının ötesinde koyun sürüsü olarak gören kapitalist sistemin yeni silahı, İNSANLARI İNSANLIKTAN ÇIKARAN, YOZLAŞTIRAN, SIĞLAŞTIRAN siber teknolojiyi tekeline alarak insanları kendi çıkarları doğrultusunda GÜTMEKTİR. Sıradan vatandaş casus yazılımara karşı korunmasız bırakılmamalı." - bkzn