Kayıtlar

Devletin asimilasyon politikaları kaldığı yerden devam ediyor

Anadil bir milletin hafızasıdır, sistematik asimilasyonla o hafıza hançerlendi... 1980 askeri darbesinin ardından Kürtçe resmi ve özel hayatta resmen yasaklandı. Faşizmin gücü toplumda öylesine etkiliydi ki hiç tanımadığımız adamlar annelerimizi Kürtçe konuştukları için sokakta azarlama hakkını kendilerinde görüyordu. Çocukluğumuz bu kötü iklimde geçti. Annemiz babamız İstanbul'a göç etmiş genç bir aile olarak sıkı yönetimin baskısı altında bizleri koruma refleksiyle Kürtçeyi yanımızda konuşmadılar.  Kürt toplumuna yapılan en büyük hakaret belki de buydu. Bir annenin ve babanın kendi anadilini evlatlarından sakınmak durumunda bırakılması. Ve bu bir devlet politikasıydı. Bugün hala devam eden bir politika.  25 Ocak 1991: Kürtçe yasağı resmen kalktı, fakat Kürtçe hâlâ yasak, hâlâ "anlaşılamayan bir dil"...   Şiwan Perwer paylaştığı videoda ailelere çağrı yaptı: Çocuklarınızla Kürtçe öğretin, anadillerini konuşsunlar

Batının Ukrayna'daki aşırı sağa "duygusal" yakınlığı ve desteği savaşın kazanılmasına değil sürmesine yarıyor

Resim
"Bugün Rusya’ya karşı savaşta Ukraynalı faşistleri ayakta alkışlayanlar, bu faşistlerle açık ya da gizli görüşmeler yapan, ekonomik, siyasi ve askeri her türlü desteği veren Batılı emperyalist ülkeler, yaptıklarıyla kendi planlarına bir adım yaklaşabilirler, ancak en büyük kötülüğü Ukrayna halkına, demokratlarına, antifaşistlerine, aydınlarına yapıyorlar. Ülke el birliğiyle faşistleştirilirken, bu sürecin tersine çevrilmesinin on yıllar alacağı bugünden söylenebilir. Tıpkı Afganistan’da radikal dincileri kullanıp güçlendirdikleri gibi... " [ Evrensel'den Yücel Özdemir'in yazısı ]

Bundan sonrası devletin ve toplumun saygınlık ve çürümüşlük derecesine bağlı

Resim
  via alismetamrophosis.blogspot Belli toplum kesimlerine yönelik kurumsal arka planı olan tezgahların geçmişi benim tahminimden daha öncesine uzanıyor. Her geçen gün ortaya çıkan yeni bilgi ve kanıtlar, paralel devlet yapılanmasının tekelindeki internet ve telefon hatlarından elde edilen milyonlarca bağlantısal verinin uzun yıllar yasadışı düzeneklerde kullanıldığını gösteriyor. Sadece ülke istihbaratlarının kullanım izini olan casus yazılımlarla sızılan hesaplarda, kişileri zan altında bırakmaya programlı tezgahlar ve otomasyona bağlanan manipulatif bilgi ve belge üretimiyle devasa bir pazarın kurulduğu anlaşılıyor. Bu pazarda karşılıklı çıkara dayanan ilişki ağları öyle girift hale geliyor ki 15 Temmuz darbe kalkışmasının bastırılmasına ve sonraki fetö operasyonlarına rağmen usulsüzlükler ve organize suçlar bir biçimde kaldığı yerden devam ediyor. Bir ayağı yurt dışındaki suç yapılanmalarına uzanan kirli düzeneklerde kadın, çocuk demeden saldırıyorlar. Ben maruz kaldığım organiz...

Bütün dünyanın bildiği ancak görmezden geldiği Kürdistan gerçeği

Resim
Bu ikiyüzlü dünyada “Bir varil petrol bin ton adaletten daha ağırmış”

Çocuk istismarcısı üçüncü şahısların ve çetelerin güdümündeki yargı birimleri

Resim
  via alismetamorphosis.blogspot Hiç tanımadığım insanların hakları için mücadele eden biri olarak bana ve evladıma yapılanlara sessiz kalmak olmazdı. Kazıdıkça ortaya ardı ardına sıralanan zincirleme hak ihlalleri çıktı.  Son 5-6 yıldır elimi attığım her işin altından istisnasız çok kötü kokular geliyor.  Sosyal ve fiziki çevremden satın alınmış kişilerle itibarsızlaştırma düzenekleri kurdular. Bana ve dolayısıyla evladıma zarar verenlerle, telafisi imkansız yıllarımıza sebep olanlarla elbette görülecek hesabım var.   TMSF Yozgat kontenjanından avukat  Nagihan Gür Altaylı' nın psikolojik istismarını engellemek için oğlum Cem lehine altı aylık tedbir kararı:   İstanbul Anadolu 9. Aile Mahkemesi Esas No: 2017/102 - Karar No: 2017/104. Oğlum lehine hakkında altı ay uzaklaştırma kararı verilen babasının eşi, TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı ile oğlumun altı aydan sonraki ilk teması bütün filmi başa sarmaya yetmişti. Hafta sonralı bab...

Çocuğun bile 'Yabancı İkizi'ni kullanan kurumsal destekli çeteler

Resim
 via alismetamorphosis@blogspot  2018'DE  VELAYET DAVASININ KARAR AŞAMASINDA  OĞLUMA İKİZİ KADAR BENZEYEN BİR ÇOCUĞU İKAMET ETTİĞİM YERE GETİRİP YANLARINDA GEZDİRDİLER Son altı-yedi yıldır bunların saldırı biçimlerini analiz ediyorum.  İşin piyasasını kurduklarını söyleyebilirim.  Sıradan insanların algılarını deepfake tekniklerle, ince hesaplanmış yapay zeka destekli kurgu ve algı oyunlarıyla manipule ediyorlar. Ancak iş o kadarla kalmıyor. Yargı birimlerini, Aile Mahkemelerini, Savcılıkları, Emniyeti dize getiren bir network inşa etmişler. İkna kabiliyeti güçlü deepfakelerle işlerini yürütemedikleri noktada "ödül/şantaj" ağıyla B planına geçiyorlar:  Bknz.  Kayda aldığım çok olay var.  Ortada devlet zafiyeti olduğu çok açık. Yıllardır onur ve hak mücadelesi veriyorum. Ancak devlet kurumlarındaki çürümenin manzarasını çıkarmaktan başka bir işe yaramıyor.

OVP - Halktan toplanacak verginin % 20'si faize gidecek

Resim
Faiz Yükünde Rekor Artış - "Büyük bölümünde faizin baskılandığı ocak-ağustos döneminde, devlet iç ve dış borçlara günde ortalama 1 milyar 646 milyon 503 bin 343,77 lira faiz ödedi... 2024-2026 dönemini kapsayan yeni Orta Vadeli Program (OVP), izleyen üç yılda da kamunun faiz yükünün katlanarak büyümeye devam edeceğini, vergi gelirinde rekor artış hedeflenmesine rağmen, vergi gelirlerinin faize giden bölümünün yüzde 20’yi aşacağını gösteriyor." [ Dünya Gazetesi'nden Naki BAKIR'ın yazısı ]

İHD Başkanı Keskin: TSK çatısı altında işlenen suçlar devletin raporlarında var

İnsan hakları savunucusu olarak TSK çatısı altında hukukun dışına çıkanların işlediği birçok suça bizzat tanıklık edip, bunları raporlaştırdıklarını söyleyen İHD Genel Başkanı Eren Keskin, işlenen suçların devletin kendi hazırladığı raporlarda da yer aldığını belirtti.

Görünenin Ardındaki Gerçekler - Savaşın Fırsatçıları

Resim
‘Tahıl koridoru’ diye yazılır, ‘ticaret hesapları’ diye okunur  Savaş Ukrayna ve Rusya ile aracılığa soyunan Türkiye gibi ülkeler açısından fırsata dönüştürülürken işçi-emekçi-köylü halk kitleleri için de cehennem koşullarında krize dönüşüyor. Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan Rusya-Ukrayna savaşı iki ülke arasında başlayan savaşın kriziyle sınırlı kalmadı bir gıda krizini de tetikledi. İki ülke arasındaki savaş, dünyanın ekmek sepeti olarak görülen Ukrayna’dan başta Türkiye olmak üzere Avrupa ve Afrika ülkelerinin ihtiyaç duyduğu tahıl ürünlerinin de bu ülkelere ulaşmamasına sebep oldu. Tahıl koridoru için tarihi anlaşma”, “Küresel gıda krizinin çözümü için girişim” ya da BM Genel Sekreteri Guterres’in “Küresel gıda ağındaki açığın azalması sağlanarak gıda fiyatları düşecek” diyerek insanlığın açlıktan kurtulması için önemli bir başarı olarak sunulan tahıl koridoru anlaşmasının kısa sürede açlığa çözüm değil bir “Al gülüm, ver gülüm” anlaşması olduğu ortaya çıkmıştı....

'Biz köy yakma taburuyduk, 1994'te 30 köyü yaktık'

Resim
"1990’lı yıllarda bölge genelinde kamu görevlilerinin, başta yaşam hakkı olmak üzere ağır insan hakları ihlallerine konu suçlar işlendikleri, yargı kararlarına ve TBMM İnsan Hakları Komisyonu raporlarına defalarca konu olmuştur. Bu duruma, hukukçu ve insan hakları savunucusu kimliğiyle dikkat çeken bir milletvekiline, siyasi aktörler de dahil olmak üzere gösterilen tahammülsüzlük kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. " Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu HABER ARŞİVİ 10 Kasım 2013 'Biz köy yakma taburuyduk, 1994'te 30 köyü yaktık'   Faili meçhuller için, Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı’na gizli tanık olarak ifade veren bir er, '1994’te Hazro, Lice, Hani ve Kulp’a bağlı 30 köyü yaktık' dedi.