Kayıtlar

Rüşvetle 1999 Operasyonundan güçlenerek çıkan Adnan Oktarcılar yine atakta

via elamidirius.blogspot "Eğer ki Türkiye Cumhuriyeti Devleti, toplumu ayakta tutan ortak değerleri değersizleştiren iblis vari yapıları alaşağı etmiyorsa bunun iki nedeni vardır: Ya gücü yetmiyordur ya da bu organize suç yapılarının varlığından medet umuluyordur. Her ikisi de devletin saygınlığına halel getirecek sebeplerdir. " Örgütün kurucu ve yöneticisi  sapkın tarikat lideri Adnan Oktar' ın elebaşılığındaki silahlı suç örgütünün 1'i firari 13 yöneticisi bulunduğu ve soruşturma kapsamında 171'i tutuklu 226 şüpheli olduğu anlatılan iddianamede, şüphelilerin cezalandırılması istenen suçlar şöyle: "Siyasal veya askeri casusluk suçuna teşebbüs etme, suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olma, suç işlemek amacıyla kurulan örgüte üye olmamakla birlikte örgüte yardım etme, cinsel istismar, cinsel saldırı, 6136 Sayılı Kanun'a muhalefet, eğitim ve öğretim hakkının engellenmesi, şantaj, eziyet, kişiyi hürriyet...

Nişantaşı Psikoloğu: Sen Pasaport Dairesine Küsmüşsün

Resim
via elamidirius.blogspot Nişantaşı Psikoloğu: Sen Pasaport Dairesine Küsmüşsün Şubat 09, 2020 Kimdir bu ABD psikiyatr enstitülerden öğrendiklerini laboratuvar faresi olarak gördükleri yurdum insanına uygulamaya kalkışan mürekkep yalamış şarlatanlar?! Ulusalcı beyaz Türklerin hakimiyetindeki bu zümreyi bir incelemekte fayda görüyorum.  Halk sağlığı için... via alismetamorphosis.blogspot Bir acayip Nişantaşı Psikoloğu, yıl 2001... Şubat 09, 2020 Evliliğin ilk altıncı ayından sonra, eşimle anlam vermekte güçlük çektiğim iletişim sorunları yaşamaya başladım. Bizde bozulan şeyi çöpe atmak yoktur. İlk önce arızası bulunur, tamir etme imkanları değerlendirilir (işin aslı, gelinlikle girilen evden mümkün mertebe kefenle çıkılır). Ben de eşime psikoloğa görünmesi için teşvikte buldum. O vakitler Şişli'de oturuyoruz. Eşimin kuzeninin referansıyla Nişantaşı'nda bir psikolog bulundu. Bir iki seanstan sonra psi...

Hukukun Bittiği yerde Orman Kanunları Başlar

via alismetamorphosis.blogspot 12 yaşındaki çocuğa bile kumpas kuran kurumsal destekli düzenek Ocak 19, 2020 - Bahçeşehir Koleji Dragos Kampüsü Müdürü, Müdür Yardımcısı, Rehber Öğretmeni Özge Gürsoy Ekim 2017'de oğlumun aramızda geçen bir tartışmada bana öfkelenip babasına gitmesiyle başlayan iletişim kanallarımın kesildiği sürece katkıda bulunan Eğitim kadrosudur. Rehber Öğretmen bilinçli olarak bana geri dönüş yapmayarak, müdür ve yardımcısı bir veli olarak beni bloke eden hal ve tavırlar sergileyerek oğlumun benden kopmasına, tek iletişim kanalım olan okul sürecinden de ekarte edilmeme ve babasının evinde ebeveyn kontrolü olmayan internette dijital manipülasyon ve sapkın çetelerin ağına düşmesine sebep oldular. - Baba Fatih Kemal Altaylı ve 2016 yılında evlendiği eşi avukat Nagihan Gür Altyalı Nitelikli iftiraların üretilerek ortalığa ve belli adreslere servis edilmesinden maddi manevi çıkar gözettiler. Benden kopardıkları çocuğuma yön...

Dijital Suç Çetelerinin Toplumda Yarattığı Tahribatın İzdüşümleri

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Dijital Çağ Cehennemini Yaşıyoruz Şubat 08, 2020 Bilmediğimiz ve dahi tahayyülümüzü aşan işler dönüyor. Tam bir dijital çağ cehennemi... İnsanları, çoluk çocuk demeden tuzağa düşüren çeteler var. İnsanların benzerlerini bulup tuzağa çekiyorlar. Dublör gibi kullanıyorlar. Ve bunlar yasalara ve ahlaka aykırı işlerin görüldüğü networkler üzerinden gerçekleşiyor. Yargı ve Güvenlik anlayışına yeni bir güncelleme yapılması gerekiyor. İnsanları birbirine düşüren, aile içine nifak tohumları eken, ana babalara cinnet geçirten bir süreçtir bu. Ela Midirius blog sayfasından: Sosyal Medya (biz onu değiştirene kadar) post-truth üretme merkezidir Şubat 08, 2020 * post truth - Gerçeğe rağmen yalanda direterek yalandan kâr sağlayanların internet ve sosyal medya aracılığıyla ürettikleri her şey post truth kavramıyla açıklanabilir. Dijital Çeteler yüz algoritmasıyla buldukları birb...

Çocukları korumaktan aciz kurumlar çürümeye mahkumdur

via elamidirius.blogspot " Mahkemeleri ve Emniyeti avucunun içine alan şer networkünde çalışanlar, annesinden ayırdıkları çocuğu, 12 yaşından itibaren iki yıl boyunca sistematik biçimde annesinin montajlandığı ahlaksız görüntülere maruz bıraktılar. Çocuğun gözetiminden sorumlu baba Fatih Kemal Altaylı ve Nagihan Gür Altaylı'nın istismardaki sorumluluğu büyüktür.  Annenin bütün çabalarını boşa çıkaran bu iki şahıs istismarın ortağıdır."  Ulusalcı liberal kesim ile fetö'nün dirsek temasını ve yoğun çıkar ilişkilerini ortaya sermek için Alis'e ve ailesine yönelik yıllara yayılan profesyonel kara propagandanın iç yüzüne bakmak bile yetiyor. Dünyanın neresine gidilirse gidilsin anne ile evladı arasına girilmez. Ancak Türkiye Cumhuriyeti Devleti Aile Mahkemelerini dahi kolaylıkla manipüle eden ŞER NERWORKLERİ bunu da yaptı. Üstelik milliyetçi imajıyla eli yüzü düzgün laik cumhuriyet kadını figürlerinin aktif rolüyle ... Kimliklerini ve adreslerini paylaşacağız....

Devlette devamlılık esastır...

Resim
via elamidirius.blogspot İnsanlarımızı diri diri yakan A.Turan Kılıç yaptığından pişman mıymış ki.... Şubat 03, 2020 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Sivas Katliamı faillerinden olan hükümlü Ahmet Turan Kılıç’ı affetti. 2 Temmuz 1993’te Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen 33 aydın ve ilericinin faillerinden olan ve ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilen Kılıç’ın kalan cezasının affedilmesini içeren karar dün Resmi Gazete’de yayımlandı. 20 yıla yakın süredir cezaevinde olan Kılıç, kararın ardından tahliye edildi.  Alevi Kürt Politikalarında Devletin Tavrı Hiç Değişmedi Madem artık özgür, yaşının olgunluğunun bir ifadesi olarak 2 Temmuz 1993 günü kimlerin gazına gelerek insanları diri diri yaktıklarını ekranlara çıkıp anlatsınlar. Kendi camiasına bu suçu hayvani hislerle işlediklerini, kutsal hiçbir kitapta insan yakan canilere yer olmadığını ve yaptıklarından derin bir pişmanlık duyduklarını anlatsınlar. Ki özgürlükleri bir işe y...

Pazarlanabilirliğin hâkimiyetindeki bir içerik havuzu, edebiyatı ne kadar kapsayabilir?

Resim
Yeni dergiciliğin kültürel ve edebî hegemonyası Türkiye’de dergiciliğin niteliği değişmeye başladı... Edebiyat dergilerinin birçoğunun kapandığı ya da hayatta kalmak için çaba sarf ettiği bir dönemde dergiciliğin kabuğunu değiştirmesi, yeni dergilerin türemesi ilk bakışta çok heyecan verici görünse de gelinen nokta epey bir sorun arz ediyor Bu dergilerin bazı ortak noktaları var ve tam da bu ortaklık onları yeni bir “akım” diye nitelememize olanak tanıyor. Sayısı giderek artan bu dergilerin en büyük ortak noktası, neredeyse her şeylerinin ortak olması. Kapak tasarımlarından kâğıt kalitesine, çizimlerinden yazarlarına, yazılardaki siyasî ya da edebî göndermelerin nüanslarına kadar varan bir ortaklık söz konusu. Ama piyasa bundan pek de rahatsız görünmüyor. İnsanın olduğu her yerde bu dergileri bulabilmek mümkün. Üstelik yoğun bir ilgiden de söz edebiliriz. Bu yoğun ilginin en temel sebebini Cem Erciyes, “ Gezi sonrası güzel yazı dergileri ” diyerek açıklamıştı. Gerçekten de tüketi...