"Hiçbir önerme kusursuz bilgi iddiasında bulunamaz"

Atatürk'ün 1934 yılında Anzak askerleri için söylediği sözler: “Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar. Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükun içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlatlarını harbe gönderen analar. Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlatlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır” Her milletin, her ulusun, her toplumun kahramanları vardır. Düşman da olsalar, bunu kabul etme yürekliliğini göstermek kahramanlığa dahildir.

Türkiye'de vicdanı ve irfanı hür bir Kürt olmak, size her kesimden örgütlü bir saldırı fişeğinin ateşlenmesi için yeterli nedendir. Çünkü bu coğrafyanın ortak kimliğine yedirilen yegane ideoloji, örtük/açık ırkçılıktır. Paravan komşuyu üzerinize köpek gibi salarlar Paravan Daire 12 Fatma Karasu vakıası , Anadolu 11.Aile mahkemesi hakimini sudan sebeplerle bir anneye karşı avaz avaz "SUS KONUŞMA" diye bağırtırlar, ergen fuhuş çetelerini kadının evine yasadışı yollarla sokarlar, elde ettikleri dijital manipulatif belgeleri yıllarca ortalığa servis ederler. Böyle bir devlet düzeni yerin dibine batsın! Kökten çürümüş ve ahlaki değerlerini yitirmiş bir yapının yıkılmasından dolayı insanlığın bir şey kaybedeceğini sanmıyorum. Çok farklı çevrelerden yöneltilen organize saldırı ve karalama kampanyasının çok güçlü merkezlerle bağlantısına dair gereğinden fazla kanıtımız var. Derin Devletin yeni paramiliter gücü: fuhuş-dijital manipulasyon çeteleriyle organize adi suç çeteleri. bk...

"ABD’nin Irak’ta çok ciddi çıkarları var ve bu ciddi çıkarlar, çok ciddi ittifakların kapısını her an aralayabilir. Burada önemli olan filler tepişirken, ezilen çimen vaziyetine düşmemektir. Bir dostumun yaptığı uyarıyı çok doğru ve yerinde buluyorum. Kasım Süleymani suikastından sonra olası gelişmelere dair alınacak tavırlar, mutlak surette Güney Kürdistan siyasetine entegre edilmelidir. Güney yönetiminin izleyeceği siyaset bütün Kürtlerin siyaseti olmak zorunda." Ali Fikri Işık / KURDISTAN 24

  via alismetamorphosis.blogspot Oğlumu aleyhimdeki negatif algı operasyonunda kullanan sapıklara notumdur: Ocak 06, 2020     Öbür tarafa da gitsem sizin ipinizi pazara süremezsem namerdim! Bilinçli olarak kurulan tezgah ve manipülasyonlarla çocukla iletişimimi tamamen kopardılar. 2017 Ekim'inden beri babayla da iletişim kanallarım yok. Bu çocuğu birileri kullanıyor. NET! 2017 Ekim'inden beri bu çocuk resmen kayıp! Çocuğuma internetten ya da çevresinden kancayı takan sapkın birileri var. Onu benim aleyhimde baskı altında tutuyorlar. Sapkın pedofil çeteler, dijital manipülasyon çeteleri polis teşkilatına ve adliye koridorlarına kadar sızmış. Savcı da olsa, polis de olsa, hakim ya da öğretmen de olsa suçlar kayıt altına alındığında olayda rolü olanlar bu işin ortağı sayılmaktan yakalarını kurtaramazlar. Oğlumun okuduğu liseye bugün ikinci gidişim. Bakırköy Yahya Kemal Beyatlı Anadolu Lisesi öğrencileri arasındaki akran zorbalı...

Her yanlışın, hak yemenin karşılığında bir cefa olacaktır. Hatasından ısrarla dönmeyenlerin ise cefaları misliyle olacaktır. Yok öyle hile hurdayla insan haysiyetiyle, insan hayatıyla oyun oynamak. "DAVA için her yol mubahtır diyenlerin ya davaları yanlıştır ya da kendileri yanlıştır." https://elamidirius.blogspot.com/2019/05/dijital-manipulasyonlar-cok-canlar-yakt.html

Günümüz Türkiye’sini nasıl görüyorsunuz uzaktan? Demokrasi, adalet sistemi ve sosyolojik şartlara ilişkin algınız nedir? Türkiye’de iktidar ve iktidara yakın çevreler sıklıkla “yeni Türkiye” kavramını kullanıyor. -  " Bu yeni liberalizm, yeni muhafazakârlık denilen şeyin sadece Türkiye’ye ait olmadığını söyleyebilirim. Dünyada 'neo' diye bir kavram kullanılmaya başlandı; neofaşizm, neoliberalizm, neokonservatizm ve değişik ülkelerde bunun değişik modellerini uygulamaya başlıyorlar. Fark şurada; artık çok uluslu şirketler yönetiyor. Artık Fransa Cezayir’i sömürmüyor, çok uluslu şirketler yapıyor bunu. Yani devletlerarası yürümüyor işler. Bu yenilikte de devlet birçok fonksiyonunu kaybetti, sadece güvenliğe yoğunlaştı ve Türkiye’deki bu uluslararası şirketler de daha çok Arap. Bir kısmı Avrupa ile çalışıyor ama bir kısmı da özellikle Anadolu Kaplanları ile yeni burjuvazi… 'Yeni Türkiye' dediğimiz böyle bir şey. Bu da yeni bir muhafazakârlık, yeni bir otoriterizm m...

Milletin hassasiyetleriyle oynayan "üst akıl", yakın tarihin hiçbir döneminde milletin menfaatine işler yapmamıştır. Bulunduğumuz coğrafyanın kana bulanmasının, sefalete terk edilmesinin sebebi aramızda ruhunu kiralayanların varlığı ve bunların oynadığı üst akıldır. Necmettin Erbakan, Kaddafi ile görüşerek Libya'da iş yapan insanların zarara uğramasını engellemek için olağanüstü bir diplomasi örneği sergilemiş ve bunda da başarılı  olmuştu. Ne var ki, hamaset ve galeyan geleneği bu gerçeğin önüne geçmişti. Coğrafya kaderdir, ancak APTALLIK kader değildir. Her şeyi SİYAH ya da BEYAZ görmeye meyilli kör bakıştan kurtulmadığımız sürece bu APTALLIK sittin sene devam eder.  via elamidirius.blogspot "Birçok Müslüman için eleştiri ve hakaret arasında bir ayrım yok. " Aralık 29, 2019 İLAHİYATÇI YAZAR HİDAYET ŞEFKATLİ TUKSAL RÖPORTAJI tamamı için bknz. Siz, İslam’ı şiddetle bağdaştırabilenlerden misini...

"1977 Türkiye genel seçimlerinde Mardin milletvekili olarak parlamentoya girdi. 22 Aralık 1977'de Bülent Ecevit, İstanbul Florya semtinde bulunan Güneş Moteli'nde daha sonra 11'ler olarak anılacak Adalet Partisi'nden ayrılan bağımsız milletvekillerden Enver Akova, Ali Rıza Septioğlu, Mustafa Kılıç, Mete Tan, Tuncay Mataracı, Güneş Öngüt, Orhan Alp, Ahmet Karaaslan, Hilmi İşgüzar, Oğuz Atalay ve Şerafettin Elçi ile görüştü.  Şerafettin Elçi kurulan hükümette, 1978–1979 yılları arasında Bayındırlık Bakanı olarak görev yaptı.  Bakanlığı döneminde 'Türkiye'de Kürtler var, ben de Kürdüm' şeklindeki açıklamalarından dolayı Ankara Sıkıyönetim Mahkemesince 2 yıl 3 ay cezaya çarptırıldı. Yine Bakanlığı döneminde, "bazı Kürtleri işe aldı" diye  Yüce Divan'da yargılandı ve 2 yıl 4 aya mahkûm oldu . Bu cezalardan dolayı, otuz ayı aşkın bir süre cezaevinde kaldı. Bu cezaların bir sonucu olarak, 10 yıl kada...