Kayıtlar

Ocak, 2024 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Kolektif Basiretsizliğin Tezahürleri

Resim
via alismetamorphosis.blogspot 2011 civarıydı, facebook'ta boş boş gezineceğime sevdiğim bir iki roman için sayfa açmıştım. İstiyordum ki facebook'ta birer "beğen" butonu bulunsun. Biri Hasan İzzettin Dinamo'nun 'Savaş ve Açlar' romanı, diğer ikisi de Haydar Karataş romanlarıydı. Paramiliter siber çetelerin hesaplara sızdığını , mahalle aralarında gezen adi çetelerle zan altında bırakan seviyesiz işlere imza attıklarını henüz fark edemediğim zamanlardı. Kitaplardan pasajlar, röportajlardan alıntılar paylaştığım bu sayfaları sonradan kapattım. Çünkü saldırılacak sosyal medya mecrası ne kadar çoksa kara propagandanın dozu da o oranda artıyordu. Hâlâ bunun önüne geçilebilmiş değil. Hesaplara dışarıdan çirkin müdahaleler uzun yıllardır devam ediyor. Dava için her yol mübahtır diyenlerin ya davası yanlıştır ya da kendileri... Taşeron siber çetelerden medet umanların bir kısmı darma duman oldu (fetö ve adnan oktar'cılar gibi). Ancak kimsenin bunlardan bir de...

Sosyal ve fiziki çevreden elde ettikleri bağlantısal verilerle tezgahlarını kuruyorlar

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Siyasi karşıtlarını şeytanlaştıran siyaset dili bizlere yönelik saldırıların fitilini ateşledi. Durumdan vazife çıkaran paramiliter çeteler, ele geçirdikleri casus yazılımlarla insanların hayatıyla, onuruyla oynadılar, işinde gücündeki insanları kurdukları tuzaklarla şantaj/tehdit ağına çektiler, aileleri parçaladılar, psiko-siber düzeneklerle çocukların, yaşlıların psikolojisini bozdular. Yerellerdeki işbirlikçi çetelerle, yasa dışı veri akışını sağlayan siber kumanda masalarıyla,  kurumlardaki uzantılarıyla kendilerine devasa bir gasp ekonomisi inşa ettiler. Dijital takiplerden elde ettikleri  bağlantısal verileri  saldırı düzeneklerinde kullanıyorlar Öğrencilik yıllarımdan bu yana birçok arkadaşım oldu. Hepsi de çok kıymetli insanlar. Yıllar içerisinde birer birer çekildiler. Çünkü  paramiliter siber çeteler zan altında bırakmaya programlı ilk saldırılarını telefon rehberimizi ve sosyal medya arkadaşlık listelerini ele geçirerek yapt...

Sömürge devleti gibi davranan merkezin kayyum belediyeciliği

Resim
Diyarbakır'da Kürtçe hizmet veren Zarokistan ile Xalxalok kreşleri Türkçe eğitime geçerken Cizre'de kreş hizmeti veren bina kayyum tarafından yıktırıldı. Gürpınar Belediyesi kayyumu tarafından kapatılan çocuk kreşi Kuran Kursu’na dönüştürüldü. Van kayyumu, uyuşturucu ile mücadele için kurulan Hinar Çocuk Yaşam Merkezi’ni kapattı. Edremit Belediyesi kayyumu, "Pêşdibistana Taybet İnan (Taybet İnan Kreşi)” ismini önce tabeladan sildirdi, sonra da kreşe "Aile Destek Evi" tabelası astırdı.

Çocuklarına değer vermeyen toplumların aydınlık bir geleceği yoktur

Resim
Ailelerin yoksulluğunu eğitim adı altında çocukların sırtına yükleyen bir sistem kabul edilemez 14 yaşındaki Arda Tonbul çalıştığı metal fabrikasında can verdi "Çocuk, 16 dakika boyunca kurtarılmayı bekleyerek öldü. Mesleki Eğitim Merkezine (MESEM) kayıtlıydı. Aralık ayında Diyarbakır’da 17 yaşındaki 10’uncu Sınıf Öğrencisi Ömer Çakar, klima montajı için götürüldüğü Oto Galericiler Sitesinde çatı katından düşerek yaşamını yitirdi, o da bir MESEM’liydi. Ekim ayında ise yine bir MESEM’li, 16 yaşındaki Zekai Dikici çalıştırıldığı inşaatın 5. katından düşerek hayatını kaybetmişti. Elektrik döşeme işi yapıyordu." Kaç MESEM’li çocuğun yaralandığı, kaçının uzvunu kaybettiği bilinmiyor "2022’den bu yana faaliyette olan MESEM uygulamasıyla çıraklık eğitimi örgün ve zorunlu eğitimin bir parçası olarak kabul edildi. Çocuklar haftada bir gün okula gidiyorlar. Ama bu bile çalıştırıldıkları iş yerlerinde patronun rızasına bağlı. Böylece asgari ücretin üçte birine çalıştırıldıkları iş ...

Emniyet ve Yargıdaki uzantılarıyla itibarsızlaştırmanın pazarını kuranlar

Resim
via alismetamorphosis.blogspot Blog yazılarımın dışında şahsi olarak tanınmamı gerektirecek herhangi bir durum olmamasına rağmen kamusal alanda birbirine benzer izaha muhtaç olaylar ardı ardına gelmeye başladı. Zaman içerisinde benzer süreçleri kayıt altına  aldığımda ortaya şüpheye yer bırakmayan profesyonel manipulasyon düzeneleri çıktı.  Maruz kaldığım saldırıların derinliğini ve çapını hesaba kattığımda bu işin büyük bir pazarının olduğunu söyleyebilirim.  İtibarsızlaştırma saldırılarının ilk nüveleri on yıl kadar evvel görünmeye başladı. Adım attığım her yerde manipulasyonun gücünü görmek işten değildi. Yasa dışı dijital takiplerde anlık/çoklu konum tespitleriyle ve eş zamanlı olarak mesajlaşma gruplarını yöneten programlarla gittiğiniz her yere sizi zan altında bırakan uygunsuz içerikleri servis ediyorlar: mahalledeki pazar esnafından randevu aldığınız doktora, davaların ve soruşturmaların yürütüldüğü Emniyet ve Yargı birimlerine, hemen her yere.  Bu işten madd...

Emniyeti ve Yargı birimlerini çocuk istismarcısı onlyfans'çı çeteler mi esir aldı?!

Resim
  via alismetamorphosis.blogspot Tam anlamıyla bir HUKUKSUZLUK devrini yaşadık diyebilirim. Cemaat/hemşerilik çıkar ağlarına çalışan kişi ve adresleri korumak uğruna en temel değerlerimizi ayaklar altına aldılar. Bir anneyi ve evladını Emniyet ve Yargıdaki, ve hatta Eğitim kurumlarındaki uzantılarıyla organize çetelerin saldırılarına açık hale getirdiler.   Hem suçlu hem güçlü olmak kimyalarını bozmuyor. İnsanlıktan çıkmakta ısrar ediyorlar. TMSF Yozgat kontenjanından avukat Nagihan Gür Altaylı'nın 2017'deki yargı yollu teyakkuzunun ardından saldırılar başka yargı mensupları eliyle sürüyor. Yargı birimleri haklı ve mağduru kriminalize etmenin, maddi manevi yılgınlık yaratmanın aracına dönüştürülüyor. Kurumlardaki çıkar grupları adli süreçlerin doğru işlemesine engel oluyor. SİBER SALDIRILARIN GEÇMİŞİ 2012'de satın aldığım ilk akıllı telefonumun modifiye edildiğini çok sonradan fark ettim. Telefondaki fotoğraf galerisinin dublike edildiğine, telefonuma dışarıdan müdahalel...

Türkiye'de Alevi ve Kürt olmak...

Resim
Bizlere saldıran kurumsal destekli manipulatörlerin, paramiliter siber çetelerin işi niçin bu kadar kolay?... via alismetamorphosis@blogspot Benzer görüşlere sahip insanların, akrabaların, ailelerin arasına duvar ören sinsi sapkın bir düşman dolanıyor internet ağlarında. Yapay zekanın imkânlarını, para-militer yapılardan aldıkları desteği insana, topluma, kültüre,  değerlere kasteden  yasa ve ahlak dışı eylemlerde kullanıyorlar. Belli kişi ve grupları hedef haline getirip itibarsızlaştırarak insanlığa karşı suç işliyorlar. Paralel Yapılanmanın elindeki casus yazılımlarla otomasyona bağlanan, zan altında bırakmaya programlı telefon ve internet sahtekarlıklarının ilk somut nüveleri 2011'de görülmeye başladı.  Haber analizleri, yorum ve paylaşımlar yaptığım Blogger sayfalarımın öncülü Google Plus platformundaki paylaşımlarım Gezi direnişinde hedef haline getirildi.  Darbeye giden sürecin zeminini hazırlayan güç odakları kendi halindeki birçok sayfayı ...