Kayıtlar

Haziran, 2023 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sapkın para-militer çeteler devletten daha güçlüymüş

Resim
  via alismetamorphosis.blogspot Kadına ve çocuğa yönelik kurumsal destekli sistematik zorbalığın izleri  Bir yıllık kopuştan sonra  Şubat 2017'de henüz on iki yaşında olan oğlumu 6284 sayılı yasa sayesinde tekrar yanıma alabilmiştim. Ancak bu defa gittiğimiz yerlerde bizi fiziki takibe alan, beni ve çocuğumu tedirgin eden insanlar peyda oldu. Babasının eşi TMSF avukatı Nagihan Gür Altaylı'ya psikolojik şiddetinden dolayı oğlum lehine verilen 6 aylık uzaklaşmanın sona ermesi ve çocuğumun bu kadınla tekrar temasa geçmesiyle psikolojik istismarlar kaldığı yerden devam etti. Oğlum hafta sonları için gittiği babasının evinden onun yaşını aşan ağır ithamlarla dönmeye başladı.  Bize bu tezgahı kuran çocuk istismarcılarıyla ve onların yargıdaki uzantılarıyla savaşıyorum.   Ekim 2017'de çocuğu yanlarına almalarıyla birlikte açtıkları velayet davasının seyri bizim lehimizeyken 180 derece çark etti. Eş zamanlı olarak babanın ve eşinin Blog yazılarımı gerekçe yaptıkları da...

Liyakati terk eden kurumlar toplumun ortak değerlerini de alt-üst ediyor

Resim
via alismetamorphosis@blogspot Devletin kilit kurumlarında ve sosyal medya  troll ağlarında  koordine olan kazan/kazan formülünün işletildiği  organize suç yapılanmalarına karşı bireysel çabayla mücadele etmek neredeyse imkansız. Yargıda ve Emniyette örgütlenen organize çeteler dava kararlarını manipule edecek güçteler.  Mahkemenin resmi kayıtlarına geçen  kayıt dışı çok yüksek gelirimin olduğu, farklı bankalarda hesaplarımın olduğu, çok yüksek harcamalarımın olduğu iftirasına  hiçbir işlem yapmayan yargı süreçleri bunun en somut örneğidir. Yalanları ve iftiraları ortaya çıkmadığı sürece her tür ahlaksızlığı yaşam biçimi haline getiren insan modelleri: TMSF çatısı altında sadakatsizlik üzerine kurdukları ilişki uğruna kurdukları tezgahlarla sayısız insanı harcayan avukat Nagihan Gür Altaylı ve Fatih Kemal Altaylı. TMSF Yozgat kontenjanından avukat  Nagihan Gür Altaylı'nın   başlattığı akrep çukurundan farksız  para-militçetelerle saldırdılar ...

Türkiye’ye muhalifleri izlemek amacıyla casus yazılım satan şirket Münih Mahkemesinde

Resim
  Almanya'nın Bavyera eyaletinde Münih savcılığı, CHP'yi ve muhalif isimleri izlemek üzere kullanıldığı iddia edilen FinSpy casus yazılımının üreticisi FinFisher firmasının dört eski yöneticisi hakkında iddianame hazırladı. Savcılığa suç duyurusunda bulunan STK’lere göre, FinFisher 2017’de MİT’e bu yazılımı teslim etti. Bu yazılım daha sonra muhalefete yönelik “casusluk yapmak” amacıyla kullanıldı. Alman medyası, FinFisher yazılımının potansiyel alıcıları arasında Türkiye dışında Mısır ve Burma gibi ülkelerin de bulunduğunu aktardı. Euronews’un haberine göre , savcılık yaptığı yazılı açıklamada, İngiliz Gamma şirketinin bir yan kuruluşu olan FinFisher şirketinin dört eski yöneticisinin, casusluk yazılımını Avrupa Birliği üyesi ve anlaşma olmayan ülkelere satarak, çift kullanım amaçlı ürünlerin ruhsatlandırılma koşullarını kasten ihlal etmekle suçlandığını duyurdu.  FinFisher şirketinin bilgisayar ve cep telefonlarını izlemeyi mümkün kılan ve “truva atı” diye anılan bilgis...

Kurumlar nesnel gerçekliklerden uzaklaşıp kişisel algılarla yönetilen yapılara dönüşüyor

Resim
via alismetamorphosis.blogspot YARGI BİRİMLERİ VATANDAŞI KARŞISINA ALAN BİRER ZÜMRE DEĞİLDİR.  YARGI SİSTEMİ HALKA HİZMET EDEN EN ÖNEMLİ VE EN SAYGIN KURUMSAL YAPI OLMALIDIR. Süreçleri sadece evladını korumak isteyen bir anne hassasiyetiyle değil aynı zamanda yaşanan aksaklıklara dikkat çeken sosyal sorumluluğu yüksek bir yurttaş ve bir sosyolog vasfıyla sorguluyorum. Ne var ki başvurduğum hukuki yollardan bir netice alamıyorum. Bir netice alamadığım gibi görevini layıkıyla yapmak yerine beni haklı ve mağdurken kriminalize etmek isteyen yargı birimleriyle uğraşıyorum.  Hak arayanı bir de yargı eliyle kriminalize etmek bir devlet geleneği olmamalı . HERKES CEMAAT/TARİKAT DENİLİNCE SUNNİ İSLAM ÇİZGİSİNDEKİ CEMAAT VE TARİKATLARI AKLA GETİRİYOR. OYSA BUNLARIN SEKÜLER İZDÜŞÜMLERİ DE VAR. MASON LOCASI DA BİR TARİKATTIR MESELA. EZOTERİK OLUŞUMLAR DA DEVLETTE KENDİ NETWORKLERİNİ/PARALEL YAPILANMALARINI KURUYORLAR. Derin/paralel devlet yapılanmalarında  sapkın cinsel eğilimleri ol...

En temel insan hakları ihlallerine yıllardır göz yuman bir kurumsal yapılanma var

Resim
via alismetamorphosis.blogspot En temel insan hakları ihlallerine yıllardır göz yuman bir kurumsal yapılanma var.  Düne kadar google'a facebook yazdığımda ilk sıraya sanal arayüzlere çıkıyordu. Bugün düzelmiş görünüyor. İnsanların facebook şifrelerini yıllardır sanal arayüzlerle ele geçiriyorlar. Koskoca ülkede yıllarca bunun önüne geçen bir siber emniyet yapılanmasının olmaması çok üzücü. Benim bu durumu anlamam yakın tarihlere denk düşer. Hesabıma girip beni zan altında bırakanlar her tür sapkın eylemi gerçekleştirmiş olmalılar. Benzerini bir dönem açtığım instagram için de yaptıklarını tahmin etmek güç değil. Bunlara bir de konut dokunulmazlığımı ihlal eden çeteleri eklediler. Cezasızlık zırhı olarak çocukları kullandılar. 2020'de evimde uzandığım yerde kaynağı hâlâ muamma bir kimyasal zehirlenme yaşadım. Aniden ayaklarımdan ve ellerimden vücuduma hücum eden bir uyuşmayla sarsıldım. Gözlerim anında bozuldu. Kendimi pencereye zor attım. El yordamıyla 112'yi aradım. Kendim...

Adaletin aranacağı en son yer mahkemeler ve savcılıklar olacak bu gidişle

Resim
via alismetamorphosis@blogspot Telefon ve internet hatlarından elde edilen bilgilerle kurulan kumpasların geçmişi 2000'li yılların sonlarına denk gelir. Sosyal medya devi Facebook'un toplum tabanına yayılmaya başladığı o yıllarda siber güvenliğin esamesi yoktu. Yasa dışı devasa bir veri akışı yapay zeka programlarına yüklenerek kullanılıyordu. Sosyal ilişki ağlarının şemalarıyla kurulan tezgah ve kumpaslarda kendi cemaatlerine yakın kişileri besleyen paralel bir sistem inşa edildi. Ses ve yüz algoritması dahil ele geçirilen kişisel bilgilerle, hesaplara kolayca sızılan casus yazılımlarla her tür sahtekarlığın önü açıldı. Gaspçı zihniyetin saldırıları kurumlardaki "renklendirme" usulüyle farklı cemaat/siyaset görüntüsü altında bugün hâlâ sürmektedir. Eski iktidar ortağı fetö'nün psiko-siber yöntemleri paramiliter çeteler tarafından bizlere karşı halen kullanılmaktadır. Bknz- Kurumsal destekli itibarsızlaştırma düzenekleri Nitelikli iftira düzeneklerinde ve kumpasla...

Adaletin arandığı yargı kurumu kişileri kriminalize etmenin aracına dönüştürülüyor

  Blog yazılarıma açılan davalardan Anadolu  27. Asliye Ceza'da  görülen dava bir yargı yetkilisi tarafından açıldı. Yargıya yönelik eleştirimin ve sorgulamalarımın yer aldığı Blog yazımı şahsına yönelik olduğunu iddia etti. İşini layıkıyıyla yapmak yerine yargı kararlarına yöneltilen her bir eleştiriye dava açmak için sıraya gireceklerse, sayfamda arşivlediğim dava ve soruşturma listesinden bu gerekçeyle en az 10-15 dava daha açılır. Bu da bir ömür sürer. Adnan Oktarcıların yargı yollu yıldırma taktiklerinden hiçbir farkı yok.  Çocuğunun sağlığı ve güvenliği için mücadele eden bir anne ve başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere insan hakları aktivisti bir sosyolog olarak, konuyu somut kanıtlarıyla birlikte yıllardır kamuya açık yazılarıyla paylaşan bir blogger olarak beni hukuken usulüne uydurup kriminalize etmek kurumlara sızan çocuk istismarcısı terör örgütlerinin yönettiği bir süreçse -   ki bundan zerrece kuşkum yok  - bu sürece katkı sağlayan herk...

Konut dokunulmazlığını ihlal eden çocuk istismarcısı organize çeteleri kim koruyor?!

  via alismetamorphosis.blogspot Başımıza gelen her şeyi kendimiz araştırıp öğreniyoruz: Hukukçu oluyoruz, deprem uzmanı oluyoruz, özel güvenlikçi oluyoruz, polis oluyoruz, dedektif oluyoruz... Devlet bütün kurumlarıyla organize çetelerden bizi korumak yerine onlarla koordine hareket ediyor adeta! Yıllardır maruz kaldığım itibarsızlaştırma düzenekleri şahsi bir mesele olmanın ötesinde İNSANLIĞA KARŞI SUÇLAR* kapsamında yargılanmaya mahkum suçlardır. Cezasızlık politikaları ve suçu görmezden gelme, kurumsal ahlaka ve devlet saygınlığına yakışmayan tavırlardır. Çocukların iki yönlü istismar edilerek cezasızlık zırhı olarak kullanıldığı nitelikli iftira düzeneklerine müdahale edecek kurumsal bir irade bulunmamaktadır. İnsan onur ve haysiyeti gelişmiş demokratik toplumların ilk sırasında yer alırken, bizler hala üçüncü dünya ülkelerinin insanlık dışı paramiliter saldırılarıyla mücadele ediyoruz. Mahalle aralarında dolaşan çetelerin evime girip uygunsuz içerikler ürettiğini 2019'da sosy...

Kurumları da kapsayan organize suçlarla nasıl ve hangi yöntemlerle mücadele edilir?!

Ülkedeki güvenlik açıklarını kullanan ulus-aşırı siber çeteler shazam türü yapay zeka programlarıyla internet ortamlarında topladıkları verileri kullanıyorlar. Bunlar arasında yüz ve ses algoritmaları da var. Kadın/çocuk demeden herkesi zan altında bırakacak düzeneklerle çalışıyorlar. Casus yazılımlarla elde ettikleri bağlantısal verileri aleyhimizdeki tezgah ve kumpaslarda kullanıyorlar. Hiç tanımadığınız akrabalarınızdan kırk yıldır görmediğiniz ilkokul arkadaşınıza kadar istihbaratınızı yapan bu yapılanmalar kendilerine yasa ve ahlak dışı bir piyasa inşa etmiş durumdalar. Yapay zeka programlarıyla otomasyona bağladıkları saldırılarda, Blog'umda yazılarından alıntı yaptığım yazarlara varana kadar iletişim kurup adıma paylaşımlar yapan bir suç örgütünden bahsediyorum. Birbirine eklemlenen bu suç yapılanmaları kazan/kazan formülünün işletildiği şebekeler halinde çalışıyor. Emniyete ve Yargıya uzanan bağlantıları var. Yıllardır böyle büyük bir organize suç yapılanmasına karşı kişise...

"Jigolo mu arıyorsun" diyecek kadar arsızlaşan tayfa

Resim
  via Alis Metamorphosis   "Jigolo mu arıyorsun" diyecek kadar arsızlaşan tayfa Toplumun ortak bütün değerlerini alaşağı ederek yolunu bulan bir zihniyetle savaşıyoruz.  Paramiliter siber yapılanma ve troll organizasyonu tahminlerin ötesinde bir etki gücüne sahip.  Beni zan altında bırakan yazışma ve paylaşımların yapıldığını ilk fark ettiğim geri bildirimlerden biri Cengiz Alğan'ın izaha muhtaç seviyesiz çıkışı olmuştu. "J igolo mu arıyorsun " diyecek kadar cüretkarlaşan Cengiz Alğan'ın "ÇEKİN İPİNİ!" mesajı takibindeki trollerin etki gücünü açıktan göstermesi bakımından bir milattı.  Irkçılığa dur de! girişiminin kurucularından Cengiz Alğan, bir facebook paylaşımına yaptığım eleştiri üzerine etrafındaki gerici ırkçı taifeye açıktan 'çekin ipini!' mesajını yazmıştı. Yıl 2016. Kara mizah gibi karşıladığım bu olayın üzerinde çok fazla durmadığımı itiraf edeyim. Gelin görün ki aslında, sosyal medyada olup bitenlerin ve görünenin ardında yatan...